G-20 açıklaması ve kripto paralar yoksa ‘varlıklar’ mı demeliydim?

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Arjantin’de yapılan G-20 toplantısı öncekilere göre büyük bir değişikliğe sahne olmadı. Özellikle ticaret savaşlarının gündeme geldiği bir dönemde serbest ticaret vurgusu olup olmayacağı merak edilse de, açıklamaya baktığımızda doğrudan ABD’ye yönelik bir kınama veya uyarı göremedik.

Genel olarak global bazda fazla kapasite sorununun çözülmesi yönünde iyi niyet açıklaması söz konusu. Ve elbette kurların rekabette avantaj için kullanılmayacağına yönelik uyarı ve beyanlar yine kendisine yer bulmuş. Daha fazla yatırım yapılması gerekiyor, finansa stabilite önemli bir konu ve vergi kaçırma ile terörizmin finansmanı konularına ağırlık verilmesi gerek...

Bu ‘iyi niyetli’ açıklamalarda en ciddiye almamız gereken bölüm vergi ve terörizmin finansmanı. Nitekim tüm dünya genelinde kabul gören standartlar oluşturuluyor ve uygulamaya koyuluyor. Ancak bu toplantının sonuçlarını diğerlerine oranla çok daha merakla bekleyen bir kesim vardı: Kripto para dünyası... 2017 yılının ortasından bu yana esmekte olan regülasyon rüzgarları nihayet bu toplantı öncesi fırtınaya yani paniğe dönüştü. Ancak G-20 açıklaması içeriği nedeni ile beklenenin tam aksi bir etki yaratarak Bitcoin fiyatlarında yaklaşık yüzde 10’luk artışa neden oldu. Bu artışın makul nedenleri var. Her şeyden önce G-20 kripto ‘paraları’ (tırnak işaretinin anlamını ileride göreceksiniz) yasadışı ilan etmedi. Böylece tarihte ilk kez diyebileceğimiz şekilde yasal düzenlemeler veya doğanın müdahalesi olmaksızın insanların kolektif davranışı neticesinde bir varlık sınıfı ortaya çıkmış oldu. Ancak söz konusu ülkeler kripto ‘paraları’ bir para olarak da adlandırmadı ve ‘varlık’ olarak sınıfladı. Bu sınıflandırma özellikle vergi mevzuatı açısından kritik olacaktır. Nitekim uzun süre önce IRS bir emtia olarak sınıflandırmış ve sermaye kazancının vergilendirileceğini açıklamıştı. Bu sınıflandırma kripto paraların hızlı bir şekilde yaygınlaşmasını ve işlemlere konu olmasını engelleyebilecek nitelikte. Öte yandan resmi makamların gözünde kabul gördüğünün de bir kanıtı. Şayet bir Ponzi organizasyonundan bahsediyor olsak üye ülkelerin bir sınıflandırma yapması bile söz konusu olmazdı. Bu durumda fiyatların yüksekliğinden ve düşüş riskinden ve hatta bazı kripto paraların ortadan kalkmasından bahsedebiliriz Tıpkı hisse piyasası ve hatta bonolarda yaşandığı gibi. Ancak kavramsal olarak bir sahtekârlık’tan bahsetmek, hele ki bu sahtekârlık bir de vergilendirilecekse, mümkün değil. 

2009 yılından bu yana 8 yıl boyunca adım adım uygulama alanları bulan Bitcoin ve Blockchain çok daha kısa süren ‘lale balonu’ ile karşılaştırılmayı hak etmiyor. G-20 açıklamasında vurgulanan bir diğer nokta da kripto para/ varlıkların vergi ve terörizmle mücadele standartlarına uygun hale getirilmesiydi. Bu kesinlikle geçerli bir kaygı ancak unutmamak gerekiyor ki nakit para da benzer sorunlar yaratan bir unsur. Ve son olarak yapılan sınıflandırmadan da anlaşılacağı üzere G-20 ortada bir ‘para’ olmadığını vurguluyor. Elbette kanunlar çerçevesinde varlık muamelesi yapılacaktır. Ancak unutmamak gerekir ki tarih boyunca bugünkü standartlarda para olarak değerlendirilemeyecek pek çok varlık sosyal ve ekonomik hayatın gerçekleri ve tarafların kabulü ile para muamelesi görmüştür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019