Futbolun zenginleri beş büyük ligden

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Uluslararası bağımsız dış denetim firması Deloitte'un her sene klasik olarak düzenlediği Money Football League- 2012 (Futbol Para Ligi) raporu bu sene 15. kez yeniden yayınlandı. Yayınlanan raporun bu seneki başlığı ise "Fan Power"(Taraftar Gücü).

Avrupa'da yaşanılan ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklara karşın 2010-11 sezonunda Avrupalı zengin kulüplerin taraftarı, kulüplerine destek vermeye devam etti. Ancak yazımızın ilerleyen kısımlarında da belirteceğimiz gibi aslında 2010-11 sezonunda taraftarın kulüplerine parasal katkılarında bir miktar düşüş gözlemleniyor.

Bu raporu düzenlerken Deloitte 2010-11 sezonuna ilişkin kulüplerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na (UFRS) uygun raporlama ve muhasebe sistemiyle kayıt altına aldıkları finansal tabloları baz aldı. Raporda, kulüplerin ana faaliyet gelirlerinden elde ettikleri gelir kalemleri yani, maç günü gelirleri, yayın gelirleri ve ticari gelirleri dikkate alındı. Oyuncu transferlerinden elde olunan gelirler ve bunlara ilişkin KDV'ler toplam gelirlerden arındırıldı.

En zengin 20 kulüp 4.4 milyar euro gelir yarattı

Deloitte'un düzenlemiş olduğu bu rapora göre, Avrupa'nın en zengin 20 kulübü toplam 4.4 milyar euroluk bir gelir yarattı. Bu sene yine ilk yedi sıra değişmedi. 2009-10 sezonunda olduğu gibi 2010-11 sezonunda aralıksız tam yedi sezondur üst üste Para Ligi'ndeki liderliğini korumayı başardı. 2010-11 sezonunu 479.5 milyon euroluk geliriyle lider olarak tamamlayan Real Madrid'i ise yine bir İspanyol kulübü Barcelona 450.7 milyon euroluk geliriyle izledi. Manchester United ise iki İspanyol kulübün gerisinde kaldı. Her ne kadar gelirlerini bir önceki yıla göre %5'e yakın artırarak 367 milyon euroya taşısa da, bu performans para liginde şampiyonluğa yetmedi.

2010-11 sezonunda listeye yine bir önceki sezonda olduğu gibi sadece Beş Büyük Lig'den kulüpler girdi. İngiliz Premier Ligi'nden altı, İtalyan Serie A'dan beş, Alman Bundesliga'dan dört, İspanyol La Liga'dan üç ve Fransız Lig 1'den de iki kulüp Para Ligi'nde yer aldı.

2010-11 gelirleri (milyon euro)  2009-2010 gelirleri (milyon euro)

Sıra Kulüp Gelir   Sıra Kulüp Gelir

1 Real Madrid 479.5   1 Real Madrid 438.6

2 Barcelona 450.7   2 Barcelona 398.1

3 Man. United 367   3 Man. United 349.8

4 Bayern Münih 321.4   4 Bayern Münih 323

5 Arsenal 251.1   5 Arsenal 274.1

6 Chelsea 249.8   6 Chelsea 255.9

7 Milan 235.1   7 Milan 244

8 İnter 211.4   8 Liverpool 225.3

9 Liverpool 203.3   9 İnter 224.8

10 Schalke 04 202.4   10 Juventus 205

11 Tottenham 181   11 Manchester City 152.8

12 Manchester City 169.6   12 Tottenham 146.3

13 Juventus 153.9   13 Hamburg 146.2

14 Marsilya 150.4   14 O.Lyon 146.1

15 Roma 143.5   15 Marsilya 141.1

16 B. Dortmund 138.5   16 Schalke 04 139.8

17 O.Lyon 132.8   17 A. Madrid 124.5

18 Hamburg 128.8   18 Roma 122.7

19 Valencia 116.8   19 Stutgart 114.8

20 Napoli 114.9   20 Aston Villa 109.4

 Toplam 4.401.9     Toplam 4.282.3

 Ortalama 220.10     Ortalama 214.12

Gelirler bir önceki yıla göre arttı

Para liginde yer alan 20 kulübün gelirleri 2010-11 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde üç artarak 4.283 milyon eurodan, 4.402 milyon euroya yükseldi. Bu 119.6 milyon euroluk gelir artışında en büyük pay ise, toplam gelirlerini bir önceki sezona göre %13.6 oranında artırarak 450,7 milyon Euro'ya yükselten beş kupalı Barcelona oldu. Geçen sene Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan ve İspanyol La Liga'da son üç senenin şampiyonluk unvanını kimseye bırakmayan Barselona'nın 2010-11 sezonunda Qatar Fon ile yapmış olduğu sponsorluk sözleşmesi, kulübün ticari gelirlerini 122.2 milyon eurodan 156.3 euroya yükseltirken, 2010-11 sezonunda ulaşılan sportif başarılar da Barcelona'nın maç günü ve yayın gelirlerinde önemli artışlara neden oldu.

Sonuçta, Real Madrid Para Ligi'nin lideri olmasına karşın toplamda Barcelona gelirlerini 52.6 milyon euro1luk artışla en fazla artıran kulüp oldu.

Lig lideri Real Madrid ise gelirlerini bir önceki sezona göre %9.33 artırarak 438.6 milyon eurodan 479.5 milyon euroya taşıdı. Bu artışta en büyük pay ticari gelirler ve yayın gelirlerindeki artış oldu.

Para liginde yer alan dokuz kulüp gelirlerini çift basamaklı bir yüzdeyle artırabilme başarısı gösterdi.

2009-10 sezonunda olduğu gibi 2010-11 sezonunda da ilk yedi sıra değişmedi. İlk yedi sırada yer alan Real Madrid, Barcelona, Manchester United, Bayern Münih, Arsenal, Chelsea ve Milan kulüpleri toplam gelirin yüzde elli üçünü kendi aralarında paylaştılar.

Para liginde yer alan en zengin 20 kulübün ortalama gelirleri ise bir önceki sezona göre 6 milyon euroluk bir artışla 220.1 milyon euroya ulaştı.

En fazla maç günü gelirine 123.6 milyon euroluk gelirle Real Madrid ulaşırken, en fazla naklen yayın gelirini ise 183.7 milyon euro ile Barcelona elde etti. En zengin 20 içinde en fazla ticari gelire sahip kulüp ise 177.7 milyon euroluk geliriyle Bayern Münih oldu.

Yayın gelirleri diğer gelirleri solladı

En zengin 20'nin toplam 4.4 milyar euroluk gelirlerinin dağılımına bakıldığında toplam gelirin içinde en fazla payı %42 ile naklen yayın gelirlerinin aldığı görülüyor. Her ne kadar bir önceki sezona göre yayın gelirlerinde yaklaşık yüzde sekiz civarında bir azalış gözlemlenmesine karşın, 1.838 milyon euroluk yayın geliri Avrupa futbolunun temel gelirlerini oluşturuyor. Yayın gelirlerini %35'lik payı ile ticari gelirler oluştururken, maç günü gelirlerinin payı ise %23 civarında. Bu dağılıma göre ticari gelirler 1.539 milyon euroya ulaşırken, maç günü gelirleri ise 1.026 milyon euro olarak gerçekleşmiş durumda.

Ana gelir kalemlerinin bir önceki sezona göre değişimlerine bakıldığında ise; maç günü gelirlerinde %4, Yayın gelirlerinde %9'luk bir düşüş görülürken, ticari gelirlerde ise %14'e yakın bir artışın kaydedildiği gözlemleniyor.

En zengin 20 kulüp toplam gelirin %27'sini paylaşıyor

Yaklaşık 17 milyar euroya ulaşan Avrupa futbol pastasının yüzde 27'si en zengin 20 kulüp tarafından paylaşılırken, diğer 48 lig ise pastanın kalan kısmını, yani %73'ünü kendi aralarında paylaşıyorlar. Buna göre beş büyük ligin Avrupa futbol pastasından aldığı pay lig başına ortalama %5.4 civarındayken, geriye kalan diğer 48 ülke liginin, lig başına payına düşen ortalama gelir ise yaklaşık %2.6 civarında.

En fazla geliri alan en çok kupayı kazanıyor

Futbol pastasının en kalın dilimlerini alan beş büyük lig haliyle yakaladığı iktisadi ve mali rekabet üstünlüğünü sportif performansa da taşımış durumda.

Yine Deloitte'un çalışmasına göre son beş yılda UEFA'nın Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi organizasyonlarında çeyrek finale çıkan kulüplerin liglerine bakıldığında;

İngiliz liginden 20 kulübün, İspanyol liginden 14, Alman Ligi'nden 13, İtalyan liginden 7 ve Fransız liginden de 4 kulübün bu başarıyı gösterdikleri gözlemleniyor. Bu liglerin arasına giren ligler olarak ta, 7 kulüple Portekiz, 5 kulüple Hollanda, 4 kulüple Ukrayna, 3 kulüple Rusya ve birer kulüple Belçika, İskoçya ve Türkiye liglerini görüyoruz.

Futbol gelirlerindeki dengesiz dağılım sonuçta, sportif rekabette zengin liglerin zengin kulüplerine haksız rekabet üstünlüğü sağlıyor. Rekabetçi dengeyi bozup dengesiz rekabetin oluşmasına yol açıyor. Bu ise orta ve uzun vadede futbolun sağlığını ve geleceğini tehdit eden en büyük unsur olarak varlığını devam ettiriyor.

Gelecek hafta futbolun nasıl alarm verdiğini sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar