Futbolda Süper Lig’e 5 yılda 125 milyon $

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Süper Lig isim hakkını bildiğiniz üzere geçen hafta Spor Toto beş yıl için 125 milyon dolar ödeyerek satın aldı. Bu nedenle Turkcell Süper Lig Spor Toto Süper Lig'e dönüştü. Bu konu yani isim haklarının satın alınması ya da satılması günümüzde önemli bir ticari konu.

Konunun bence ilginç olan yönü devletin elindeki tüm kamu hizmeti veren kurum ve kuruluşları satarak özelleştirmeye çalıştığı bir dönemde Spor Toto'nun böyle bir aksiyonda bulunması gerçekten ilginç. Bu eylemin arka planında hangi saikler olabilir. Bu hafta bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim.

Öncelikle konuyu bir anımsayalım isterseniz…

Beş yıl için 125 milyon dolar

Süper Lig'in isim sponsoru Spor Toto oldu. Beş yıllığına 125 Milyon Dolar verecek olan Spor Toto 2010-2011 sezonundan itibaren geçerli olacak anlaşmaya göre Süper Lig'in isim haklarına sahip olacak. Süper Lig'in yanı sıra, TFF 2. Lig ve TFF 3. Lig'in isim hakları da 5 yıl süreyle Spor Toto tarafından alındı. Artık yeni dönemde liglerin adları, Spor Toto Süper Lig, İddaa 2. Lig ve İddaa 3. Lig olarak kullanılacak.

On beş gün önce Swiss Hotel'de düzenlenen basın toplantısında Süper lig'in "İsim hakkı " spor Toto'ya geçmiş oldu. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafız Özak ve Spor Toto Teşkilat Başkanı Bekir Yunus Uçar, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, TFF Başkanvekili Lutfi Arıboğan, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri Zafer Yıldırım ve Yunus Egemenoğlu ile Digitürk Genel Yayın Yönetmeni Ertan Özerdem katıldığı basın toplantısında Türkiye profesyonel liglerinde ve Türk futbolunda yeni bir dönem de başlamış oluyor.

Konuya ilişkin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener şunları söyledi: "14 Ocak 2010 tarihinde gerçekleştirilen ve Türk futbolu için bir milat olan "Yayın İhalesi" sonucunda, Süper Lig'de mücadele eden kulüplerimize yüzde 126 artışla yılda 321 milyon dolar aktarılacak olması Türk futbolu açısından gurur verici. Türk sporunun en değerli markalarından biri olan Süper Lig'in 5 sezondur devam eden isim sponsorluğu, bugünden itibaren ülkemizin bir başka değerli kurumunun ismiyle devam edecek. 2 gün sonra 53'üncü sezonuna merhaba diyecek olan Süper Lig bundan sonra Spor Toto Süper Lig adıyla anılacak."

Yeni yayın ihalesi ile Avrupa'nın en değerli ligleri arasındaki yerini sağlamlaştıran Süper Lig'e duydukları güven ve yaptıkları yatırım için Spor Toto Teşkilatını kutlayan Başkan Özgener, 2005 yılından bu yana isim sponsorluğu yaparak futbolumuza önemli bir kaynak aktarımı sağlayan Turkcell firmasına da özel teşekkürlerini iletti.

"Futbol ekonomisinde çağı yakaladık"

Mahmut Özgener şöyle devam etti: "Bu güç birliğinin yaratılmasında, futbolumuzda sağlanan güven ortamının, futbola aktarılan kaynak artışının payı büyük. Bugünkü mutluluğumuz sadece Süper Lig'in isim sponsorluğundan kaynaklanmıyor. Spor Toto Teşkilatı, Türk Futbolunun atar damarlarından TFF 2. Lig ve TFF 3. Lig'e de ismini verdi. Böylece, ülkemizde yer alan 4 profesyonel ligin tamamının isim sponsoru olmuş oldu. Bu gelişmeler, futbolun endüstrileştiği bir ortamdan geri kalmadığımızı, çağa ayak uydurduğumuzun en güzel kanıtı. Futbola aktarılan bu ekstra kaynaklar, tüm liglerdeki kulüplerimiz için önemli bir itici güç olacaktır."

2. Lig ve 3. Lig'in ön adı Spor Toto oldu

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), bugün Süper Lig, 2. Lig ve 3. Lig'in isim haklarının kullanımıyla ilgili gerçekleştirilen lansman sonrası, düzeltmeye gitti. Daha önce 2. Lig ile 3. Lig'in ön adı olarak "İddaa"nın kullanılacağı duyurulurken, daha sonra TFF'den yapılan açıklamada, Süper Lig'de olduğu gibi bu iki ligde de ön adın "Spor Toto" olacağı kaydedildi.

Ciro yüzde 10 Artar(mı?)

Spor Toto olarak geçen yıl 2 milyar dolarlık ciroya ulaştıklarını anlatan Bekir Yunus Uçar, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu çalışma Spor Toto'nun cirosunu yüzde 10 artıracaktır. Bu tür sponsorluklar şirketlere maddi ve manevi önemli katkılar sağlıyor. Yasal olmayan bahis pazarına da ağır bir darbe vuracağımıza inanıyorum."

4 büyükler önemli

Süper Lig'in isim hakkıyla birlikte yapılacak çalışmaları anlatan Bekir Yunus Uçar, şöyle konuştu: Öncelikle 4 büyüklerin kollarındaki Süper Lig logosuna şirketin adının da yazılması gerekiyor. Futbol topunun üzerindeki logoda da adımız bulunacak. Hakemlerin üstündeki formalarda da Spor Toto Süper Lig logosu yer alacak. Maç başlamadan önce ve maç sonralarında da görünürlük ön planda olacak.

Süper Lig'in adı nasıl değişti?

Her şey Digiturk'ün geçen sezon ligin yayın hakkı için 321 milyon dolar vermesiyle başladı. Süper Lig'in isim hakkının satışını da elinde bulunduran Digiturk, bu alanda yeni ihale istedi. Turkcell'den yılda 10 milyon dolar alan Digiturk, daha fazla para kazanacağını hesapladı. Ancak Turkcell'in sözleşmesi 2010-2011 sezonunu da kapsıyordu. Digiturk önce bir başka GSM operatörü Vodafone ile görüştü. Vodafone Süper Lig'e yıllık 35 milyon dolar verdi.

Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, bu işi mahkemeye götürdüklerini belirtti.

Daha sonra araya Spor Toto girdi ve ligin isim hakkına talip olduğunu açıkladı.

Turkcell, Süper Lig'in isim hakkı için Spor Toto'ya yeşil ışık yaktı.

Şirketler kapıştı Spor Toto kârlı çıktı

Şirketlerin çekişmesinden Spor Toto'nun da kârlı çıktığını dile getiren Bekir Yunus Uçar, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu konuda Vodafone'da önemli çalışmalar yaptı. Süper Lig'in isim hakkı için Vodafone 35 milyon dolar verdi. Ancak Spor Toto'nun futbol kulüplerine olan desteği göz önüne alınarak 25 milyon dolar vermemize rağmen Süper Lig'e adımızı yazdırmayı başardık. Şirketlerin çekişmesinden Spor Toto olarak kârlı çıktık."

Spor Toto Süper Lig isim hakkını neden satın aldı?

Bildiğiniz üzere Spor Toto yasal olarak "Spor Tahmin Oyunu" oynatan bir devlet kurumu. Aslında Yurtdışında Spor Tahmin Oyunu isminde ya da bu işi yapan bir devlet kuruluşu üst düzey liglerde (İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa'da) yok. Hemen hemen hepsinde bu işi yapan özel bahis şirketleri var ve bu şirketler kulüplerle ya doğrudan ya da dolaylı olarak anlaşıyor ve sponsorluk hizmeti veriyorlar. Ancak ülkemizde Bahis oyunları yasak olduğu için biz ancak "Spor Tahmin oyunları" ismiyle bu oyunları oynuyoruz ya da oynatıyoruz. Bu bağlamda aslında siz eğer İddaa kuponu dolduruyorsanız yasal olarak "bahis oyunu" değil bir "spor tahmin oyunu" oynuyorsunuz. Yasamız böyle tanımlamış. Bunda yapılacak bir şey yok. Ancak bu oyunlar bildiğimiz üzere bir "bahis oyunu"dur ve yıllık hacmi dünya genelinde 95 milyar dolar civarındadır.

Bu kapsamda olaya bakıldığında Spor Toto'nun bir devlet kuruluşu olarak bu olaya ilgi duymasının ve ihaleye girip Süper lig isim hakkını almasının nedeni nedir? Bunun üzerinde durmaya çalışalım biraz.

Spor Toto'nun tarihçesi

Spor Toto'nun daha doğrusu ilk yıllardaki adıyla "Bahs-i Müşterek"in Türkiye'ye gelmesi ve uygulamaya alınması da gerçekten çok enteresan olmuş. O dönemin Beden Terbiyesi Genel Müdürü Vildan Aşir Savaşır, Spor Toto fikrini ortaya atan ilk öncü kişi olmuş ve 1949 yılında İsveç'ten özel bir kuryeyle getirttiği Spor Toto mevzuatını bizatihi kendisi Türkçe'ye çevirerek, dönemin futbol federasyonu başkanı Ulvi Yenal ile birlikte Spor Toto organizasyonun kurulabilmesi için çalışmalara başlamış.

Spor Toto organizasyonunun, Türkiye'de kurulması için yoğun çaba harcayan Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi Yenal, o günlerde yaşadıkları sıkıntıları Tercüman gazetesinde 1986 yılında çıkan yazısında şöyle anlatıyor: "Savaşır'dan sonra gelen genel müdürler, teftiş ve tetkik gibi konularla uğraştığından Spor Toto'ya ilgi göstermediler. Müracaat ettiğimiz makamlardan, çocukları kumara mı alıştıracaksınız? Profesyonelliğe geçtiniz yetmedi mi? Gibi sözlerle karşılaştık. Madem uygar ülkelerin hepsinde oynanıyor neden Fransa'da bu oyun yok gibi laflar işittik. Avrupa'da birçok ülke spor tesislerini spor totodan gelen gelirlerle tamamlarken, biz kısır bütçelerle yılları geçiriyorduk. 1950 yılında Rize Milletvekili Zeki Rıza Sporel ile Konya Milletvekili Saffet Gürol Spor Toto ile ilgili birlikte bir kanun teklifi hazırladı ve Meclis'e sundu. Ancak o teklif hiç bir sonuca ulaşamadı ve encümende eriyip gitti."

10 yıllık mücadele

Meclis'te o yıllarda DP milletvekilleri Spor Toto'nun kumar olduğunu ileri sürerek kanunun reddine çalıştı. Meclis'te kimi vekiller karşı çıkarken, kimileri de kanuna olumlu yaklaşıyordu. Orhan Şeref Apak, Sait Selahattin Cihanoğlu, o zaman ki Genel Müdür Mehmet Arkan, Nizamettin Kırşan ve Muhlis Peykoğlu, Spor Toto'nun oynanması (o zamanki adıyla Bahsi Müşterek) için yoğun çaba harcadı. Kanun 1959 yılında 10 yıllık gecikmeyle çıktı.

Spor Toto'nun Uygulamaya Geçirilişi

Meclisteki ekişmeli bir mücadeleden sonra, Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahisler Tertibi Hakkında'ki 7258 sayılı Kanun 29 Nisan 1959 tarihinde kabul edilmiş ve Spor Toto resmen kuruldu ve adı "Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahis Teşkilatı" oldu.

Spor Toto Teşkilat Başkanlığı

Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü, 28.02.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5583 sayılı "Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahisler Tertibi Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile Teşkilat Başkanlığı'na dönüşmüştür.

Bahis oynamak suç mu?

Ülkemizde kişilerin bahis oyunu düzenlemeleri ve oynamaları 7258 Sayılı Yasa'ya göre suç ve iki yıldan beş yıla kadar da hapis cezası bulunuyor. Ancak bu hak ülkemizde yasayla devlete verilmiş. Sadece devlet bahis oynatabilir, düzenleyebilir. İddaa ve Sportoto gibi oyunları bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor.

Spor Toto Yılda 2 milyar TL ciro yapıyor

Spor Toto teşkilat başkanı Bekir Yunus Uçar 2009 yılında Spor Toto'nun 2 milyar TL'na yakın bir ciro yaptığını ifade ediyor. İddaa'nin cirosu ise yıllık bazda bir buçuk milyar dolara ulaşmış durumda.

Kısacası devletin tekelinde bulunan bahis oyunları çok doğal olarak günümüz endüstriyel spor ortamında çok önemli bir pastayı oluşturuyor. Yıllık yüz milyar dolar seviyesine gelen ve bu şekilde kendi ekonomisini yaratmış olan bahis oyunları tüm dünya genelinde bir virüs gibi aslında futbol dahil tüm spor branşlarını sarmış vaziyette.

"Asalak Ekonomi"

Temel dinamiğini spordan/futboldan almasına karşın, spora/futbola aktarılan paralar ise toplam hasılatın yüzde onu kadar bile değil. O halde spordan/futboldan beslenmesine karşın spora/futbola hak ettiği parayı kanalize etmeyen bir oluşumu nasıl nitelemek gerekiyor. Ben buna futbolun/sporun sırtından beslenen "asalak ekonomi" diyorum.

Bahis ekonomisi bu bağlamda bir nevi asalak bir ekonomiyi oluşturuyor ve öz itibariyle de aslında futbolun ve sporun bağışıklık sistemini süreç içinde sakatlıyor zayıflatıyor. Bahis oyunlarının pratikteki diğer türevleri olarak karşımıza teşvik ve şike çıkıyor. Kendi takımının aleyhine bahis oynayan futbolcular, rakiplerine bavullarla teşvik primi dağıtan yöneticiler, uluslararası etkinlik gösteren şike olayları tüm bunlar futboldan ve spordan beslenen ama futbolun bağışıklık sistemini çökerten anti-futbol/spor ögeleri olarak varlıklarını devam ettiriyorlar.

Biz şimdi tekrar Spor Toto'nun Süper Lig isim hakkını neden aldığı sorusuna yanıt vermeye çalışalım.

Spor Toto Süper Lig'in marka değerini yükseltir mi?

Spor Toto elli yılı aşkın tarihi ve yaygın bilinirliğiyle Türkiye'nin önemli kuruluşlarından birisi. Konuya bu şekilde yaklaşıldığında Spor Toto'nun böyle bir işe girmesi son derece normal görünüyor. Yıllardır devlet eliyle oynatılan bahis oyunlarının ana organizatörü olan Spor Toto'nun Süper Lig gibi bahis oyunlarının temel dinamiğini oluşturan bir kuruluşun isim hakkını alması çok doğal.

Burada temel olarak iki amaç olduğu kanısındayım. Bunlardan ilki; devlet sosyal niteliğinden dolayı spora ve dolayısıyla futbola daha fazla fon transfer edebilmek amacıyla böyle bir organizasyona girmiş olabilir. Sporun ve futbolun desteklenmesi, daha da yaygınlaştırılması, Türk sporu/futbolunun rekabetçi düzeyini yükseltebilmek amacıyla kulüplere daha fazla fon transfer edebilmek bu önemli bir misyondur. Ancak burada fon transferi özel bir şirkete yani, yayın hakkı sahibi Digitürk'e yapılıyor

İkincisi ise burada dev bir pazar var ve pasta her geçen gün büyüyor. Milyar dolarlara ulaşan bir ekonomik pazardan daha fazla pay alabilmek ve buradan gelecek fonları devletin kullanımına bırakmak çok önemli bir amaç olabilir…Yani Spor Toto kendi marka değerini daha da artırarak, bir süre sonra bu değer üzerinden kendi yapısının özelleştirilmesine ortam ve olanak sağlamayı amaçlıyor olabilir.

Kısacası Spor Toto'nun Süper Lig isim hakkını almasının sosyal ve siyasi nedenleri bulunuyor. Siyasi neden ise ekonomik sebepler üzerinde yükseliyor. Çünkü ekonomik olarak bahis sektöründen daha fazla pay alarak, buradan gelecek kaynakların tasarrufunu hükümetin emrine sunmak. Aslında bu tüm ülkeler ve ekonomiler için geçerlidir.

Peki devletin böylesi bir organizasyon içine girmesini nasıl yorumlamalı? Bugün Süper Lig'de oynayan bazı takımlarımızın kamu fonlarıyla finanse ediliyor olmaları zaten bu kulüplerin kamu eliyle haksız rekabet üstünlüğüne ulaştıkları yönündeki önemli tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Kamu elindeki fonları bu tür alanlara bloke edebilir mi? Ederse buradaki temel amaç nedir? Yani bugün herhangi bir belediyenin profesyonel bir takım/kulüp sahibi olması ve bazı kamu fonlarının bu takıma aktarılmasının temel gerekçesi nedir? Bu ne kadar sosyal adalete hizmet eder? Bu açıdan olaya bakıldığında Spor Toto Teşkilat Başkanlığı'nın kendi katma bütçesinden 125 milyon doları buraya aktarması tamamen siyasi bir karardır ve kişisel kanım o dur ki, Spor Toto futbolumuzun marka değerini yükseltmekten daha çok kendi marka değerini artırmayı hedeflemektedir.

Süper Lig'de rekabet artar mı?

Spor Toto'nun beş yıllık süre için Süper Lig isim hakkı olarak beş yıllığına Türkiye Futbol Federasyonu'na 125 milyon dolar ödeyecek olmasını da anlamakta zorlanıyorum. Çünkü, Süper Lig'in yayın, pazarlama ve satış hakkı yıllık 321 milyon dolar ödeyen Digitürk'e ait. Buna göre sözleşmeyi Digitürk ile Spor Toto'nun yapması gerekirken, TFF ile sözleşme imzalanmasını anlamaya çalışıyorum. TFF düzenleyici otorite olarak orada bulunuyorsa sorun yok. Ancak bildiğim kadarıyla kontrat TFF ile Spor Toto arasında yapıldı.

Bu tutar doğal olarak Digitürk'ün bütçesine bir gelir kalemi olarak girecek. Buna göre futbola buradan ekstra bir para aktarmak çok mümkün görünmüyor. Nitekim grup şirketi olmalarına karşın Türkcell ile Digitürk arasındaki kavga da bunu doğruluyor. Bu olayla Digitürk yılda 10 milyon dolarlık bir gelirini yıllık 25 milyon dolara çıkartarak bir kar maksimizasyonu sağlamıştır. Bu ticari bir kuruluş için çok normaldir. Çünkü bir "kamu malı" olarak futbol ihale edilmiş ve bu "mal"a en fazla parayı veren kuruluş bu mal"ın beş yıllığına kullanım hakkını satın almıştır, dolayısıyla bu konuda da tasarruf hakkına sahiptir.

Kısacası, bu ticari işlem nedeniyle Süper Lig ekiplerine eğer ilave bir fon aktarımı olacaksa (bence olmayacak), Süper Lig ekiplerinin rekabet güçleri olumlu etkilenir. Ancak bu açıkladığım nedenlerden dolayı çok mümkün görünmüyor.

Sonuçta

Süper Lig isim hakkı satışının bugün yıllık 10 milyon dolardan 25 milyon dolara kadar yükselmesi futbolumuzun marka değerinin yükseldiğinin bir göstergesi olarak algılanabilir mi? Bence kesinlikle hayır.

Yayın hakkı değeri yıllık %130'luk bir artış kaydetmişse, isim hakkı değerinin artması da normal görülebilir. Ancak her iki konuda da değer artışının doğal dinamiklerden kaynaklanmadığını düşünüyorum. Naklen yayın hakkı ihalesinde masada bir başka kurumun da "bulundurulması" yıllık yayın hakkı bedelinin beklenenin çok üstünde çıkmasına neden olmuştur. İsim hakkı satışını ise Digitürk'ün "kar saiki" ile hareket etmesinin sonucu Türkcell ile olan sözleşmesini bitirip, ihaleye çıkmasının bir sonucu olarak görüyorum. Bu noktada bir olağan dışılık söz konusu değil. Ancak, Spor Toto'nun, zaten kendi tekelinde tuttuğu bir mala bu kadar yüksek bir fiyat vererek, isim hakkını satın almasının mantığını ise anlayamadım.

Bu alışverişte kim daha fazla yarar sağlayacaktır bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, burada Spor Toto yıllık isim bedelini özel bir şirkete ödeyecek. Özel şirketin futbola aktaracağı fon zaten ihaleyle belirlenmiş durumda. Bu nedenle Süper Lig ekiplerinin bu işten ekstra bir gelir sağlamaları mümkün görünmüyor. Ancak Spor Toto'nun kendi marka değerini artırarak zaman içinde kendisine ilave avantajlar sağlayacağı ise çok açık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar