Futbolda kayıtdışılık sorunu haksız rekabet yaratıyor
Kayıt dışı ekonomi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonominin en önemli sorunlarının başında geliyor. Kayıt dışılığın çok yaygın olduğu ekonomilerde kamusal gelirin sağlıklı bir şekilde büyümesi söz konusu olamadığından, toplumsal genel refah seviyesinde de haksız ve dengesiz dağılımlar ortaya çıkıyor. Yukarıda ifade edilenlerin ışığında spora ve özellikle de ülkemizde futbola bakıldığında kayıt dışılık iktisadi, mali ve sportif anlamda zaten var olan haksız rekabeti daha da artırıyor. Kayıt dışılık bu anlamda uzun vadede özelikle büyük bütçeli kulüplere önemli haksız rekabet üstünlüğü sağlar konuma geliyor.
Kayıt dışılık özelikle sportif alanda en geniş ve rahat manevrasını futbolda gerçekleştiriyor. Nitekim bu konuya ilişkin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD'nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) 2009 yılında "Money laundering through the football sector" (Futbol sektörü üzerinden para aklama) isimli şok bir rapor yayımlamış ve kayıt dışılığın ekonomide ve futbolda nasıl kullanıldığını ve kayıt dışı paranın sisteme nasıl enjekte edildiğini tüm açıklığıyla anlatmış ve biz de bu konuyu tüm boyutlarıyla bu sütunlarda tartışmıştık. (http://futbolekonomi.com/index.php?option=com_content&view=article&id=240%3Afutbol-para-yikama-araci-mi&catid=122%3Atugrul-aksar&Itemid=57)
Yine aynı konu benim de görüşlerimi bildirdiğim Türkiye Büyük Millet Meclisi Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun Mart 2011'de yayınladığı Araştırma Raporu'nda da kendisine genişçe yer buluyor. (bkz. Sh. 69)
Futbolun aktörleri arasındaki para dolaşımı
Futbolun ana öğelerine baktığımızda sektörün en önemli hücresini futbol kulüpleri oluşturuyor. Kulüpleri takip eden diğer önemli futbol aktörü olarak karşımıza, endüstrinin en önemli varlığını oluşturan profesyonel futbolcular çıkıyor. Futbola para akıtan sponsorlar; futbolun nakit ve yayın akışını sağlayan medya; bazı ülkelerde kulübün yasal olarak hisselerini elinde bulunduran girişimci patronlar; futbolcu sirkülasyonunu ve nakit hareketini sağlayan futbol menejerleri (football agents); bu işten önemli vergi geliri elde eden maliye (Premier Lig yıllık 1.2 milyar dolar vergi ödüyor) ve daha buna benzer birçok unsur futbolda sportif ve mali hareketliliği sağlıyor. İşte bu öğeler arasında her tarafın yararına olan çoklu bir simbiyoz yaşam da söz konusu. Tüm öğelerin birbiriyle olan organik bağını ise çok da sağlıklı ve transparan olmayan bir muhasebe sistemi sağlıyor. İşte bu yapı, bir yandan para aklama sisteminin kovalent bağını oluştururken, diğer taraftan da kayıt dışı paranın sisteme girmesine ve bu sayede teşvik - şike - şiddet - rüşvet gibi anti-futbol öğelerinin yaşamasına, bu aktörler arasındaki kompleks bir network oluşmasına olanak sağlıyor.
Kayıt dışılık sektöre göre %2 ile %70 arasında değişiyor
Ülkemizde kayıt dışılığın farklı yıllarda yapılan çalışmalara göre GSMH'nin yüzde 2'si ile %70'i arasında olduğu tahmin ediliyor. (Resmi Gazete, 05.02.2009-27132, Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı 2008-2010, sh.7-8).
Kulüpler kurumlar vergisinden muaf
Spor / futbol kulüpleri kurumlar vergisinden muaf oldukları için, spor kulüplerinin kurumlar vergisi açısından bir vergi kaybı ya da kaçağı söz konusu olmamakla birlikte, spor kulüplerinin stopaja tabi ödemeleri varsa stopaj sorumlulukları, KDV'den istisna edilmeyen işlemlerden dolayı KDV mükellefiyetleri ve yapmış oldukları sözleşmeler nedeniyle de damga vergisi yükümlülükleri bulunuyor.
2009-10 yıllarında Süper Lig ve Bank Asya 1. Ligi'nde mücadele eden 19 spor kulübünün incelenmesi sonucunda; yurtdışından hizmet veren menajerlik firmalarına yapılan ödemelerden KDV ve kurumlar vergisi tevkifatı, sporcu ve teknik adamlara yapılan bir kısım ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmadığı; sporcu transferlerinde önceki kulüpler ve menajerlerle yapılan sözleşmelerde bir kısım damga vergisinin beyan edilmediği tespit edilmiştir. (Meclis Araştırma Komisyon Raporu, sh. 69)
İncelemeler sonucunda ortaya çıkan, gerek eksik beyan edilen gerekse hiç beyan edilmeyen matrah farkı tutarları aşağıdaki tabloda gösteriliyor.
Spor kulüplerinde kayıt dışı faaliyetler tablosu (TL)
(I) (II) (III)
Vergi türü Bildirilen matrah Matrah farkı Kayıt dışı faaliyet oranı (II/I)*100
KDV 10.306.744 111.074.197 1.107
Gelir Stopaj Vergisi 468.056.799 851.090.616 182
Damga vergisi 372.055.474 1.020.584.902 274
Toplam 850.419.017 1.985.749.715 234
Kaynak: (Türkiye Büyük Millet Meclisi Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, Mart 2011, Sh.69-70)
Tabloda görüldüğü gibi Süper Lig'de ve Bank Asya Lig 1'de mücadele eden spor kulüplerinde kayıt dışı faaliyetlerin kayıtlı faaliyetlere oranı %234'e ulaşıyor.
Yukarıdaki tabloya göre Spor kulüplerinin beyan ettikleri vergi matrahı ile beyan etmedikleri vergi matrahları arasındaki fark 1.9 milyar TL'na ulaşmış durumda. Bu tutar bize çok önemli bir vergi ziyaının olduğunu gösteriyor.
Ülkemiz futbolcular ve kulüpler açısından vergi cenneti
Ülkemizde başta Süper Lig olmak üzere transferlerde dudak uçuklatan rakamlara imza atan futbolcuların vergi sonrası kazançları dikkate alındığında, bu oyuncuların dünya yıldızlarını geride bırakan net bir yıllık gelir ve ücrete sahip oldukları görünüyor. Futbolcular diğer meslek gruplarından da daha az vergi ödüyor.
Futbol kulüplerinin İMKB Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği transfer ücretleri ile medyada yer alan transfer haberlerindeki ücret rakamları üzerinden derlediği verilere göre, Türkiye, futbolcular için vergi cenneti özelliği taşıyor. Transferde birçok büyük Avrupa kulübünün ödediği rakamlardan aşağı imza atmayan futbolcular, vergi sonrası net kazançlar dikkate alındığında ise Avrupa liglerinde oynayan birçok yıldızı geride bırakıyor.
Diğer taraftan transfer sezonunda siyasî gündemin dahi önüne geçen yıldız futbolcular astronomik kazançlarına rağmen diğer meslek gruplarından daha az vergi ödüyor. Örneğin Galatasaray'ın transferi Selçuk İnan, 1 milyon 311 bin lira gelir vergisi ödeyecek. Ancak İnan aynı gelire sahip bir işçi olsaydı, 3 milyon 50 bin 520 lira vergi ödeyecekti.
İspanya'da "Beckham Yasası" olarak bilinen düzenlemeye göre 600 bin euro üzeri kazanan yabancı çalışanlar %43 yerine %24 vergi ödüyorlar. İngiltere'de Nisan 2010'dan itibaren yıllık 266 bin dolar üzerinde kazananların ödeyecekleri vergi oranı %50 oldu.
Yine İspanyol La Liga'da oynayan yabancı oyunculardan yapılan vergi kesintisi geçen sene %35'ten %42'ye çıkartıldı.
Şükrü Kızılot hocamızın da belirttiği gibi ülkemiz sadece sporcular açısından değil, aynı zamanda futbol kulüpleri açısından da tam bir vergi cenneti.
İngiliz Premier Lig yılık yaklaşık 1.2 milyar dolar civarında vergi geliri yaratırken, ülkemizde sadece 19 kulübün vergi matrah farkı 1.9 milyar TL'ye ulaşıyor. 19 kulübün beyan ettikleri vergi matrahı 850 milyon TL.
Dünya'da ve bizde sporcular ödedikleri vergi oranları
Japonya %50
Ingiltere %50
Almanya %45
Italya %43
Ispanya %43
ABD %35
Arjantin %35
Hollanda %30
Türkiye %5-15
Spor kulüplerinin borçları yapılandırıldı
Bir yandan kulüplere ve oyunculara ciddi vergi avantajı, muafiyeti getirilirken, diğer taraftan futbol kulüplerinin birikmiş vergi ve sigorta primi borçlarına da "çok özel" bir kolaylık sağlandı. Birikmiş borçlar donduruldu ve yıllık yüzde 3 faizle, 10 yılda 120 ay taksitle ödeme ayrıcalığı tanındı.
Şükrü Kızılot hocamızın da belirttiği gibi yukarıdaki açıklamalardan da fark ettiğiniz gibi, Türkiye sadece futbolcular için değil futbol kulüpleri için de tam bir vergi cenneti...
Türkiye'deki futbolcuların vergisi
Vergi oranı (%)
Spor Toto Süper Lig'deki
Klüplerin ödemesi 15
Bir alt ligdeki kulüpler 10
Diğer kulüple 5
Teknik direktörler 35
Spor kulüplerine yeni vergi yasası mı, geliyor?
Maliye Bakanlığı ile Spor Bakanlığı'nın ortak çalışmaları sonuçlanmak üzere. Ülkemizde top koşturan yerli ve yabancı futbolculara Avrupa'daki gibi vergi sistemi getirilmesi planlanıyor. Şu anda futbolculardan alınan yüzde 15'lik stopajın yerine Avrupa'daki gibi futbolcuların kazançlarına vergi oranı getirilecek. Komisyonun yaptığı çalışma sonrası kamuoyuna sızan bilgilere göre, Profesyonel liglerde oynayan futbolcuların net kazançlarının tahmini yüzde 40'ının vergilendirilmesi bekleniyor.
Neler yapılabilir?
Spor kulüplerine yönelik sadece vergi oranlarını arttırmak ve yeni bir vergi yasası çıkartmak sorunu çözmüyor. Öncelikle mutlaka kulüplerimizi dernekler yasasından kurtaracak yeni bir spor kulüpleri yasası çıkartılmalı ve kulüpler buna göre yönetilmeli ve denetlenmelidir. Yine bu kapsamda; Kulüp finansalları UFRS (Uluslararası Finansal Raporlama Sistemi)'ne göre düzenlenmelidir. Kulüplerin örgütsel yapılarında ve finansal tablolarında şeffaflık sağlanmalıdır. (Birden fazla finansal tablo düzenlenmesine yasal yaptırımlar getirilmelidir.) Kulüplerin finansal sağlıklarını bozacak uygulamalardan kaçınılmalı ve denk bütçe uygulanması zorunluluğu getirilmelidir (Bu kural zaten UEFA Finansal Fair Play kriterlerinden bir tanesidir). Yöneticilerin hesap verilebilirliğini sağlayacak kurumsal yönetim modeli kulüplerde egemen model haline getirilmelidir. Dernek statüsü devam ettirilecekse, bu yapıyı UEFA Finansal Fair Play Kuralları'na uyumlu hale getirecek yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Kulüplerin belirli büyüklükteki tüm gelir ve giderlerinin banka sistemi üzerinden gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.