Futbolda 'finansal fair play'

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Geçen ay içinde UEFA, Platini'nin önderliğinde futbolun finansal yönüne ilişkin yeni düzenlemeler yaptı ve tüm kulüpleri bu düzenlemelere uymaları konusunda da sıkı sıkıya uyardı…Bu konuya ilişkin geçen ay yine bir yazıyı kaleme almış ve konuyu daha detaylıca irdelemiş ama kulüplerin, özellikle de İngiliz kulüplerinin konuya olan tepkilerine değinmemiştik. Bu yazımızda biraz da olayın bu yönü üzerinde durmaya çalışacağız.

Michel Platini'nin UEFA Başkanı olduğundan bu yanan hemen hemen her platformda dile getirdiği bir konu vardı ki, bu yeni yapılanma ve önlemler paketi aslında bu konunun hayata geçmesini ifade ediyor.

2012-2013 sezonundan itibaren uygulamaya girecek yeni düzenlemeler ve yaptırımlarla, kulüpler artık bundan sonra gelirlerinin üzerinde harcamaya yapamayacaklar. Açık bütçe veremeyecekler ve kulüp sahipleri ve onların şirketlerinden borç para alamayacaklar ve aldıkları paraları da 2012-13 sezonuna kadar kaynağına iade edecekler, yani ödeyecekler…

Kulüpler, transfere bütçesinden fazla para harcayamayacak

UEFA Başkanı Michel Platini'nin "finansal fair play" olarak tanımlanan planı, UEFA Yönetim Kurulu tarafından kabul edildi. Yeni plana göre, kulüpler 2012-2013 sezonundan itibaren, transfer için gelirlerinden fazla harcama yapamayacak.

Bütçelerini aşan ve borçlanmada aşırıya kaçan kulüpler, UEFA'nın organizasyonlarına katılamayacaklar. Bütçeyi aşan borçlanmaların önünü kesebilmek için bu uygulamadan kesinlikle taviz verilmeyecek. Bu düzenlemelere uymayan kulüplere başta transfer yasağı olmak üzere önemli cezalar verilecek ve en kısa süre içinde daha baştan belirlenmiş kriterlere uymaları sağlanacak…

Büyük kulüplerin aşırı transferleri, finansal fair play'i doğurdu

Real Madrid Başkanı Florentıno Perez'in, bu sezon başında transfer için inanılmaz paraları gözden çıkarması, "Avrupa'da futbol gerçekten adil mi?" sorusunu gündeme getirdi. Bu soruyu soranlardan biri de, UEFA Başkanı Michel Platini'ydi. Fransız futbol adamı, uzun süredir üzerinde çalıştığı yeni düzenlemeleri, yönetim kurulunun onayına sundu. Yönetim kurulu da, "finansal fair play" olarak adlandırılan Platini kabul etti. Buna göre, 2012-2013 sezonundan itibaren, kulüplerin gelir-gider dengesi inceleme altına alınacak. Kulüpler, transfer için gelirlerinden daha fazla harcama yapamayacak. Aksi taktirde Avrupa kupalarından men edilmeleri gündeme gelecek. Platini, yönetim kurulundan onay almasının ardından yaptığı açıklamada, "kulüpleri öldürmek ya da yaralamak istemiyoruz. Aksine piyasada kendilerine yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Finansal adaletin sağlanması ile milyarder işadamlarının, kulüpleri satın alıp; transfer için astronomik ödemeler yaptığı bir dönem de kapanmış olacak. Bununla birlikte küçük kulüpler, sorunlarına gerçekçi bir çözümün hâlâ bulunamamasından yakınıyor. Real Madrid, Barcelona, Manchester United gibi kulüplerin yıllık gelirlerine yaklaşmalarının imkansız olduğunu vurgulayan bu kulüpler, kendilerine bazı kolaylıklar sağlanmasını talep ediyor.

Düzenleme esas itibariyle İngiliz kulüplerini hedef alıyor

Bu yılın ortalarında İngiliz Futbol Federasyonu (FA) Başkanı Lord Triesman, Premier Lig'de top koşturan 20 takımın toplam borçlarının 3 milyar Sterlin'e yani, yaklaşık 5,5 milyar dolara ulaştığını ifade etmişti.

FA Başkanı'nın bu açıklamasından sonra UEFA Genel Sekreteri David Taylor, UEFA'nın ve onun başkanı Michel Platini'nin kaygılarını kamuoyu ile paylaşmış ve bunun böyle gidemeyeceğini ifade etmişti.

Stamford Bridge'da bir konferansta konuşan Taylor, son zamanlarda İngiliz kulüp sahipleri için yapılan "fit and proper person" (işe uygun ve düzgün kişi) testlerinde de bazı sorunların olduğunu dile getirmişti. Yapılan bazı testleri şüpheli bulan Taylor, bu haliyle yapılan bu testlere harcanan zamanı da boşa gitmiş bir zaman olarak değerlendirmişti. Bu bağlamda UEFA kriterlerinin ve lisanslama sisteminin daha sağlıklı çalışabilmesi için gereken önlemleri de alacaklarını ifade eden Taylor, Avrupa Birliği ile bu birliğe üye ülkeler arasında hükümetler düzeyinde yasal çerçeveler oluşturmaya çalışacaklarını belirtmişti.

Daha sağlıklı bir mali yapı ve sürdürülebilir bir sportif başarı!

Temelde daha sağlıklı bir mali yapı ve sürdürülebilir bir sportif performansı kulüplerde egemen bir yapı haline getirebilmek için çaba harcadıklarını belirten Taylor, aslında var olan UEFA yönetmeliklerinin daha baştan bazı şeyleri engelleyebilecek veya önleyebilecek özelliklere sahip olduğunu ama lokal federasyonların kendi iç işlerine çok karışmak istemediklerini; onların özgürlüklerini kısacak bir eylem içine girmeyi çok fazla istemediklerini dile getirmişti.

Zaten UEFA kriterleri kapsamında Finansal (mali) kriterler bazında, çok fazla borcu olan ve açık bütçe veren kulüplere lokal federasyonların lisans vermemeleri gerekiyor. UEFA'nın bu konuda yönetmelikleri çok açık bir şekilde bu kulüplerin Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele edemeyecekleri açıkça ortaya koyuyor.

Ne var ki, bugün gelinen noktada İngiliz Premier Lig, UEFA'nın bu mali kriterlerine ve finansal fair play'e, kulüplerin ticaret kanunları kapsamında faaliyet gösteren ticari işletmeler olması ve ticareti kısıtlayacağı için çok da sıcak bakmıyorlar ve direniyorlar. Ancak, Taylor UEFA'nın bu konuda almış olduğu kararların ve yaptığı planların geri dönülemez ve itiraz edilemez bir karakterde olduğunu belirtiyor.

2012'den sonra bu konularda çok daha katı olacakları ve yönetmeliklere sadık kalacaklarını belirten Taylor, bu kriterleri gerçekleştiremeyen kulüplerin dışlanacaklarını ifade ediyor. Çünkü, UEFA'ya göre finansal fair play de tüm Avrupa Kulüpleri'nin bütçelerinin eşit olması, bir mali eşitlik sağlanması gibi herhangi bir beklenti ve yönlendirme bulunmuyor. Elbette ki, tüm kulüplerin kendi büyüklüklerine uygun bütçeleri olacak ve buna göre kulüpler faaliyetlerine devam edecekler. Tüm kulüpler bütçelerinden alacakları paylarla güvenli bir borç ilişkisi içinde olmalılar. Yüksek rekabet ortamında rekabetin kalitesini artırabilmek ve dengede rekabeti sağlayabilmek için finansal fair play, aslında futbol kulüpleri için bulunmaz bir fırsat.

Aynı konferansta konuşan Premier Lig başkanı Lord Triesman bu yorumları gayet normal karşıladığını; UEFA'nın önerilerinden memnuniyet duyduğunu; ancak bu yaptırımların Premier Lig kulüplerine çok da uymadığını; bu uygulamalarla Premier Lig'in aslında gücünün sınırlamaya çalışıldığını ifade etti.

Taylor ise Triesman'nın bu değerlendirmesine katılmadığını; düzenlemelerin esas amacının Premier Lig'i aşağıya çekmek olmadığını; Premier Lig kulüplerinin güçlerinin sınırlandırılması gibi asla bir hedeflerinin bulunmadığını; sadece hedeflerinin güvenli bir borç ilişkisi temelinde kulüplerin sağlıklı bir mali yapıya kavuşturulmalarının amaçlandığını; böyle olması halinde kulüpler arasında bir rekabet dengesi sağlanacağını belirtti.

Kulüplerin hizmet sektöründe çalıştığını belirten Taylor, reel sektörde çalışan ve finansal sıkıntı içinde olan şirketlere merkez bankalarının bail out ( mali yardım) verdiğini; ama futbol kulüplerine böyle bir mali yardımın mümkün olamayacağını belirterek, uzun vadede kulüpleri belirli finansal modeller kapsamında daha istikrarlı bir sportif başarıya ulaştırmayı amaçladıklarını; bunu yapabilmek için de kulüpler arasındaki finansal dengesizlikleri, finansal fair play planı çerçevesinde çözüme kavuşturmak istediklerini ifade etti.

Kulüp sahibine borç, finansal fair play'e uygun mu?

UEFA'nın finansal fair play planına göre kulüplerin gelirleri ile giderleri arasında bir dengenin 2012-13 sezonuna kadar kurulması gerekiyor. Kulüpler yapacakları transferler için kendi asli gelirlerinin dışında elde edecekleri diğer kaynaklardan kendilerini fonlayamayacaklar. Buna göre kulüpler artık sadece maç günü geliri, yayın gelirleri, sponsorluk geliri gibi futbolun kendi asli gelirlerini transfer harcamalarında kullanabilecekler. Böylece futbolun dışından gelen paraların futbola enjekte edilmesinin önü bir ölçüde kesilmiş olacak. Yani, yeni Abramovichler, Şeyh Mansur Bin Zayitler bundan sonra futbola para plase etmek isterlerse, bu çok mümkün olamayacak.

UEFA'nın, daha doğrusu Michel Platini'nin aldırdığı bir başka önemli karar da, kulüplerin transfere harcayacakları paranın, yıllık futbol gelirlerini geçemeyecek olması…

Ancak bu söylem ve yönetmeliğe ilk tepki de Chelsea'den geldi. Chelsea'nin bugün 730 milyon Sterlin borcu bulunuyor. Chelsea'li yetkililer, bu borcun tamamının kulüp sahibi roman Abramovich' e olduğunu; banka borçlarının bulunmadığından hareketle bu borçlanmaya UEFA'nın karışamayacağını; ayrıca bu borcun kulübün mali yapısı üzerinde bir finansal baskı da oluşturmadığını; bu nedenle kulüp sahiplerınden sağlanan fonların kulüp sahibine iadesinin sağlanması talebinin çok mantıklı olmadığını dile getiriyorlar. Chelsea'liler aynı zamanda Platini'nin yanlış yönlendirildiğini de düşünüyorlar.

Bu kapsamda bakıldığında Liverpool'un da yaklaşık 700 milyon Euro'ya ulaşan borcunun 350 milyon Euroluk kısmı Gilette'e ait…Yine Manchester United'ın 690 milyon Euro'ya ulaşan borçlarını sadece 70 milyon sterlinlik kısmı banka borcu. Kalan tutar ise kulüp sahibi Malcom Glazer'in alacağı durumunda.

Bu uygulama en çok da Premier Lig'de yaygın bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte; Fransa'da, Almanya'da, İspanya'da buna benzer uygulamalar son derece sınırlı. Özellikle Fransada kulüplerin borçlanma yasakları çok katı ve daha iki yıl öncesine kadar borsaya bile açılamıyorlardı.

İtalya, biraz İngiltere'den farklı olmakla birlikte orada da yine sanayici ile reklam ve medya sektöründen gelen işadamlarının fonlarıyla kulüpler kendilerini fonlamaktalar.

Bu kapsamda UEFA'nın almış olduğu bu kararların 2012-13 sezonuna kadar nasıl hayata geçirileceği; geçirilemezse ne olacağı gerçekten de merak konusu.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi aslında her ne kadar Taylor, UEFA'nın finansal fair play planına göre İngiliz kulüplerini hedef almadıklarını ifade ediyorsa da, bu işten en çok etkilenecek kulüpler Premier Lig kulüpleri olacakmış gibi görünüyor.

Platini, kulüpleri sürekli uyarmıştı

Platini, UEFA başkanı olduğundan bu yana özellikle kulüplerin aşırı transfer harcamaları ve borçlanmaları üzerine sürekli uyarılar yapıyor… Gelirlerinin üzerinde harcama yapan ve bu şekilde finansal fair play'i bozan kulüpleri ve ligleri kontrol altına almaya çalışıyor. Nitekim, bu konuları katıldığı çoğu toplantı ve platformlarda hep dile getirmeye devam eden Platini sonunda UEFA yönetim kurulunu da ikna ederek, bu kararları çıkartabildi.

Platini'ye göre, bugünkü koşullar içinde kulüplerin yapmış oldukları transfer harcamaları ve oyunculara ödenen yüksek ücretler asla sürdürülebilir bir dinamik değil. Yine Platini, sorunun kaynağı olarak ta zengin iş adamlarının kulüplere aktardıkları paraları görüyor. Bu paraların kaynağı incelendiğinde ise, bu fonların futbol dışından gelen paralar olduğu ortaya çıkıyor.

Yine UEFA genel sekreteri David Taylor da kulüpleri uyarmaya devam ediyor. Taylor, BBC'ye verdiği bir mülakatta bazı kulüplerin mevcut mali durumlarını sürdürmeleri halinde krizle yüzyüze gelmekten kaçamayacağını ifade ediyor.

İşte UEFA almış olduğu bu kararlar ile kulüpler arasında finansal fair playi bozan; zengini daha güçlü, küçük bütçeli takımları ise daha da zayıflatan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Gelirin kadar harca!

2012'ye kadar tüm kulüpler harcamalarını gelirleriyle orantılı olacak şekilde ayarlamaya çalışacak; 2012 sezonundan itibaren bu ayarlamayı yapamayan kulüpler, UEFA'nın organizasyonlarına katılamayacaklar. UEFA öz olarak, kulüplere (aslında zengin kulüplere) gelirin kadar harcayabilirsin; sağlam ve sürdürülebilir futbol gelirlerin yoksa, o zaman bu harcamaları futbol dışından paralarla fonlayamazsın diyor.

David Taylor'a göre, futbola dışarıdan enjekte edilen paraların transferlerde harcanması ve bunun giderek yükseliyor olması, oyuncu transfer maliyetlerini de artırıyor ve buna bağlı olarak yapılan büyük tutarlı kontratlar, kulüpleri ileride daha zor durumlara düşürecek görünüyor.

UEFA, harcamaların borçlanmayla yapılmasına karışmıyor

Platini'ye göre bir kulüp banka kredisi kullanarak veya borçlanarak transfer harcaması yapabilir. Günü geldiğinde bu kredisini yine uzatabilir. Bunda sorun yok. Ancak, kulübün zengin sahiplerinden; patronun diğer şirketlerinden gelecek finansal desteğe izin verilmiyor. Bu şekilde futbol dışından gelen/gelecek paralarla transfer harcamalarının finanse edilmesi asla istenmiyor. Burada temel amaç: Kulüp sahibi milyarder işadamlarının futbola büyük miktarlarda para yatırarak, kulüpler arasında finansal fair playi ve rekabetçi dengeyi bozacak parasal akımların önüne geçebilmek. Bu tür durumlar varsa bunların da iki yıl içinde sıfırlanması bekleniyor.

Zengin kulüpler ne yapacak?

Kulüplerin mali disiplinlerinin sağlanmasına yönelik UEFA'nın almış olduğu önlemler en çok zengin kulüpleri etkileyecekmiş gibi görünüyor. Aslında alınan önlemler gereği büyük kulüpler bu işten avantajlıymış gibi görünmekle birlikte; en büyük sıkıntıyı da yine onlar yaşayacakmış görünüyor.

Transfer harcamalarının kulüp gelirlerini aşamayacak olması bakımından olaya bakıldığında, yıllık gelirleri yüzmilyon Eurolar'ı geçen kulüplerin daha fazla harcama yapabilme olanağı korunmuş olurken; diğer taraftan Chelsea (Roman Abramovich), Manchester United (Malcolm Glazer), Manchester City (Şeyh Mansur El Zayed), Real Madrid (Florontino Perez), Milan (Silvio Berlusconi), Inter (Massimo Moratti) gibi kulüplerin 2012'ye kadar finansal durumlarını, yukarıda belirttiğimiz şekilde UEFA kararları doğrultusunda ayarlamaları gerekiyor. Yani, bu kulüpler, bugüne kadar zengin sahiplerinden aldıkları paraları bir şekilde geri ödemek durumunda kalacaklar. Bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağı ise şu anda merak konusu…

Bugüne kadar; Chelsea'ye Roman Abramovich 840 Milyon Euro (739 milyon sterlin), Real Madrid'e Florontino Perez 300 milyon Euro, Manchester City'e Mansur El Zayed 350 milyon Euro, Milan'a Berlusconi 250 milyon Euro, Inter'e Moratti 275 milyon Euro, Manchester United'a Glazer 690 milyon Euro'yu kendi ceplerinden ya da sahibi oldukları şirketlerden aktarmış durumdalar.

Sonuç

Zengin işadamlarınca futbola enjekte edilen paralar UEFA'ya göre finansal fair play'i bozuyor, rekabetçi dengeyi küçüklerin aleyhine değiştiriyor. Bu olumsuzluk, kulüpler arasındaki finansal ve sportif uçurumun giderek artmasına neden oluyor. Bu durum doğal olarak, kulüplerin sağlıklı ve istikrarlı yaşamalarını da tehdit ediyor. Futbola dışarıdan giren paraların, diğer yandan finansal maliyetleri ve oyuncu ücretlerini yükseltiyor olması, bu harcama kaleminin kontrol altına alınmasını zorunlu kılıyor.

Bu nedenle UEFA almış olduğu kararlarla, kulüplere ancak faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler kadar transfer harcamaları yapabileceklerini karar ve yaptırım altına alması önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak, rekabetçi dengenin ve dengede rekabetin sağlanabilmesi açısından bu uygulama sorunları tek başına çözmekte yetersiz kalacakmış görünüyor. Zira, zaten yıllık gelirleri yüksek kulüpler, gelirleri yetersiz olan kulüplere karşı finansal üstünlüklerini bu uygulama ile devam ettiriyor olacaklar. Yıllık 370 milyon Euro geliri olan bir kulübe siz, sadece geliriniz kadar harcama yapabilirsiniz kısıtlaması getirseniz bile, bu kısıtlama büyük sayılar kanununa göre, o kulübe büyük para harcama olanağını kendiliğinden veriyor.

Sadece haksız rekabeti minimize edebilmek açısından yabancı fonların futbola yatırılmasında UEFA'nın almış olduğu kararlar çok daha anlamlı. Bu kapsamda şirketler ya da dolar milyarderleri kulüp satın alabilirler ama satın aldıkları kulüplerine, futbol dışı gelirleri enjekte edemezler. Çünkü bu durum kulüpler arasındaki güçler dengesini bozuyor ve haksız rekabetin artmasına neden oluyor.

Platini, aldırmış olduğu bu kararlar ile kulüplerin finansal yapılarının daha sağlıklı ve rekabet edebilir hale gelmesine olanak sağlamakla birlikte, esas golü İngiliz kulüplerine atmış oldu. İngiliz kulüplerinin bu kararlara nasıl uyum sağlayacağını önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar