Futbol para liginde kur kaybı ve listeye ilk giren Türk takımı Fenerbahç

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Giriş

Deloitte her yıl düzenli olarak Avrupa futbolunun mali görünümüne ilişkin ciddi raporlar hazırlıyor ve bunları yayınlıyor. Bu yıl on ikincisini yayınladı. Ancak bu seneki raporun iki ilginç özelliği var. Bunlardan ilki ve en önemlisi; Türk futbol ekonomisi için de büyük bir önem taşıyan Fenerbahçe'nin 19. sıradan bu listeye girmesi…(Bunun üzerinde daha doğrusu bu ilkin üzerinde birazdan detaylıca duracağız.) İkincisi ise ekonomik krizin vurduğu İngiliz futbolu ve bu nedenle listeye giremeyen İngiliz kulüpleri. Zira, ekonomik kriz nedeniyle İngiliz Sterlini'nin, Euro ve dolar karşısında ciddi değer kaybetmesi sonucuyla, listeye girebilecek en az üç İngiliz kulübünün liste dışında kalmasına neden olması.

Başlık ve ana tema olarak kur kayıplarına dikkat çeken rapor, kulüplerin 2007-08 sezonunun en az dokuz aylık dönemlerine ilişkin, güvenilir ve de ulaşılabilir gelirlerini baz alarak düzenlenmiş. Kulüplerin bir takvim yılı içinde elde ettikleri, maç günü gelirleri (bilet satışları ve kombine kart gelirleri), tüm naklen yayın gelirleri, ticari gelirler, sponsorluk gelirleri ile merchandising gelirleri rapora dahil edilirken, kulüplerin oyuncu satımından elde olunan transfer gelirleri ile sermaye hareketlerine bağlı oluşan futbol dışı gelirleri dikkate alınmadı.

Kimler girdi, kimler çıktı, kim ne kadar pay alıyor?

Deloitte'un bu yıl ki düzenlediği "En Zengin 20" listesine iki yeni kulüp (Fenerbahçe ve Manchester United) girerken, geçen yıldan Alman Werder Bremen ve İspanyol Valencia'nın listeden çıktığını görüyoruz.

Geçen yılın en zengin 20'si içinde 6 İngiliz; 4 Alman, 4 İtalyan; 3 İspanyol, 2 Fransız ve bir İskoç kulüp yer alırken; bu yıl İngilizler'in listeye fazladan bir kulübü daha, Manchester City'i sokarak sayıyı 7'e çıkardıklarını; Almanlar'ın ve İtalyanlar'ın dörder kulüple yollarına devam ettiklerini; İspanyol kulüp sayısının da bir eksilerek 2'ye gerilediğini; İskoç Celtic'in yerine de Fenerbahçe'nin girdiğini gözlemliyoruz.

Bu sene en parlak performansı bir önceki yıla göre gelirlerini yüzde 32.5 artırarak, 223,3 milyon Euro'dan 295,3 milyon Euro'ya yükselten B.Münih sergilemiş bulunuyor. Son beş yıldır ilk beşe giremeyen Bayern'in özellikle ticari gelirlerindeki önemli artış, onları 7. sıradan 4. sıraya taşımış durumda. Yine en önemli artışı kaydeden bir başka kulüp olarak ta karşımıza O.Marsilya çıkıyor. O.Marsilya'nın bir önceki yıla göre gelirlerini yüzde 28 artırdığını görüyoruz.

Bu listeye bu sene 19. sıradan giren Fenerbahçe'nin de Deloitte'un raporlarına göre gelirlerini bir önceki sezona göre yüzde 275 artırarak, 87 milyon Euro'dan 111,3 milyon Euro'ya yükselttiğini gözlemliyoruz.

Deloitte'un 2006/07 ve 2007/08 En Zengin 20 Kulüp listesine takım veren ülkeler

Ülke 2007/08 Sezonunda Listeye Giren Takım Sayısı 2006/07 Sezonunda Listeye Giren Takım Sayısı 2007/08 gelir Toplamı (Bin Euro) Toplam gelir İçindeki Payı 2006/07 Gelir Toplamı (Bin Euro) Toplam gelir İçindeki Payı payı

İngiltere 7 6 1.443,6 0,37 1.351,1 0,37

Fransa 2 2 282,5 0,07 239,6 0,06

Almanya 4 4 683,1 0,17 555,3 0,15

İtalya 4 4 725,3 0,19 691,8 0,19

İspanya 2 3 674,6 0,17 748,7 0,20

Türkiye/Diğer 1 1 111,3 0,03 111,8 0,03

 20 20 3.920,4 1,00 3.698,3 1,00

2006/07 ve 2007/08 sezonunda en zengin 20 kulüp sıralamasına giren kulüplerin yarattıkları toplam gelirin ve bunun paylaşımına bakıldığında ise; bir önceki sezona göre toplam gelirin yüzde 6 oranında artarak 222,1 milyon Euro yükseldiğini görüyoruz.

Bu yıl ki en zengin 20 sıralamasında yer alan 7 İngiliz kulübünün yaratmış olduğu toplam gelir 1 milyar 443 milyon 600 bin Euro civarında ve bu tutar toplam 20 kulübün gelirinin yüzde 37'sine karşılık geliyor. İngiliz kulüplerinden sonra en fazla gelir yaratan ülke olarak İtalya'yı görüyoruz. İtalyanlar listeye dört kulüp verirken; bu dört kulübün toplam ciroları 725,3 milyon Euro'ya ulaşmış durumda. 4 İtalyan'ın toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 19. İtalya'yı İspanya izliyor. İspanya'nın 2 takımı Real Madrid ve Barcelona toplam 674,6 milyon Euro gelire sahip ve bu iki takımın gelirleri, toplam gelirin yüzde 17'sine karşılık geliyor. Alman Bundesliga'nın da dört takımla iştirak ettiği bu listede, Alman ekiplerinin toplam gelir içindeki payları İspanyollar'ın payına eşit. En Zengin 20 listesine 2 kulüple katılan Fransızlar ise En Zengin 20'nin en fakirleri konumunda. 2 Fransız kulübün gelirleri, toplam gelirin sadece yüzde 7'sini oluşturuyor. Listeye 19. sıradan giren Fenerbahçe ise 111,3 milyon Euro'luk geliriyle, toplam gelirden yüzde 3 oranında pay alıyor.

2006/07 sezonunda en zengin 20 sıralamasına giren kulüplerin ortalama gelirleri 184,9 milyon Euro iken; 2007/08 sezonunda bu gelirin yüzde 6 artarak, 196,1 milyon Euro'ya yükseldiğini görüyoruz.

2007/08 Sezonu En Zengin 20 Kulüp  2006/07 Sezonu En Zengin 20 Kulüp

Sıra Kulüp Gelir Milyon Euro  Sıra Kulüp Gelir Milyon Euro

1 Real Madrid 365,8  1 Real Madrid 351,0

2 M.United 324,8  2 M.United 315,2

3 Barcelona 308,8  3 Barcelona 290,1

4 B.Münih 295,3  4 Chelsea 283,0

5 Chelsea 268,9  5 Arsenal 263,9

6 Arsenal 264,4  6 Milan 228,7

7 Liverpool 210,9  7 B.Münih 223,3

8 Milan 209,5  8 Liverpool 206,5

  Ortalama 196,1    Ortalama 184,9

9 Roma 175,4  9 Inter 176,7

10 Inter 172,9  10 Tottenham 153,1

11 Juventus 167,5  11 Roma 145,2

12 O.Lyon 155,7  12 Juventus 141,2

13 Schalke 04 148,4  13 O.Lyon 140,6

14 Tottenham 145,0  14 Newcastle Utd. 129,4

15 Hamburg 127,9  15 Hamburg 120,4

16 O.Marsilya 126,8  16 Schalke 04 114,3

17 Newcastle Utd. 125,6  17 Celtic 111,8

18 Stuttgart 111,5  18 valencia 107,6

19 Fenerbahçe 111,3  19 O.Marsilya 99,0

20 M.City 104,0  20 W.Bremen 97,3

Toplam   3.920,4  Toplam   3.698,3

İngilizler, kurdan kaybetti

Girişte de belirttiğim üzere, bu yıl özellikle İngiliz kulüplerinin gelirleri, küresel ekonomik kriz nedeniyle ciddi darbe yemiş durumda. Çünkü Sterlin'in Euro karşısında aşırı değer yitirmesi, kulüp gelirlerinin düşmesine yol açtı. Eğer Sterlin Euro karşısında değer yitirmemiş olsaydı, en zengin 20 sıralamasında bu yıl en az dokuz İngiliz kulübünü görecektik ve Manchester United da ilk sırada yer alacaktı. Haziran 2007'de 1£= 1,4856 € iken; 30 Temmuz 2008'de bu parite yüzde 15'lik bir düşüşle 1,2632'ye gerilemiş durumda. Krizin en büyük etkilerinden birisi olarak görebileceğimiz, lokal para değer kaybı sonuçta İngiliz kulüplerinin gelirlerini önemli ölçüde azaltmış durumda. £/€ paritesindeki bu gerileme olmamış olsaydı, Manchester United'ın listede görünen geliri 381,9 milyon; Chelsea'nin 316,3; Arsenal'in 310,9; Liverpool'un 248,1; Tottenham'ın 170,5; Newcastle'ın 147,7 ve Manchester City'nin de 122,3 Euro geliri olacaktı. Buna göre sadece listeye giren 7 İngiliz kulübünün pariteden oluşan kaybı toplam 254,5 milyon Euro'ya ulaşmış durumda. Yine buna göre ekonomik krizin etkisi lokal para değer kaybına uğramamış olsaydı; West Ham 121,1 milyon Euro; Everton 112,5 milyon Euro Aston Villa da 112,3 milyon Euro'luk gelirle en zengin 20 sıralamasındaki yerlerini almış olacaklardı.

En zengin 20 kulüp, 3.9 milyar Euro gelir yaratıyor!

Listeye giren En Zengin 20 kulübün toplam gelirleri, 2006 yılına göre 222,1 milyon Euro'luk bir artışla (yüzde 6), 3.9 milyar Euro'ya ulaşmış durumda. Bu tutar yaklaşık 13,5 milyar Euro tutarındaki Avrupa futbol pastasının da yüzde 2,88'ini oluşturuyor. İlk sırada, dört yıldır liderliği kimseye kaptırmayan, 365.8 milyon Euro'luk geliriyle Real Madrid'i görüyoruz.

2007-08 sezonunda En Zengin 20 Kulüp'ün gelirleri (Milyon Euro)

Fenerbahçe ne yaptı?

Fenerbahçe ilk kez Türk futbol ekonomisi tarihinde bir ilke imza atarak Deloitte'un Para Ligi'ne girdi. Aslında bakıldığında ara sıra bu listeye kulüp veren İskoçya, Portekiz gibi ülkeleri saymazsak, beş büyük ligin dışında Para Ligi'ne giren başka ülke takımı yok. İngiliz Premier Lig, Alman Bundesliga, İspanyol La Liga, İtalyan Serie-A ve Fransız Lig 1'i gerçekten bu konuda bir kartel oluşturmuş durumdalar. Bu beşli'nin Avrupa futbol pastasından aldığı pay onlara sportif performansta büyük bir rekabet üstünlüğü sağlıyor. Öyle ki, bu ülkelerin takımlarının dışında Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanan tek takım olarak sadece Porto'yu görüyoruz. Hatırlanacağı üzere Porto, 2003-2004 sezonunda Monaco'yu Deco'nun mükemmel oyunuyla 3-0 yenerek kupa'yı bu beşli çetenin dışında çıkaran ilk takım olmuştu. Bu başlamda Fenerbahçe'nin böyle bir lige girmesi Türk futbolunun vizyonu ve geleceği açısından da büyük bir önem taşıyor.

Fenerbahçe'yi Para Ligi'ne taşıyan iki önemli gelişme görüyoruz. Bunlardan ilki Fenerbahçe'nin geçen yıl Şampiyonlar Ligi'nde göstermiş olduğu başarılı performansın sonucunda kazandığı ekstra paralar ve 100. yıl organizasyonu nedeniyle elde olunan önemli tutarda parasal gelir.

Fenerbahçe'yi Para Ligi'ne taşıyan gelirlerinin bileşimine bakıldığında toplam gelirlerinin yüzde 50'sinin yani 56,7 milyon Euro'luk kısmının ticari faaliyetlerinden geldiğini; ortalama 42.500 seyirciye oynayan Fenerbahçe'nin 27,9 milyon Euro'luk gelirinin (yüzde 25'inin) maç günü gelirlerinden oluştuğunu; kalan yüzde 23,9'luk bölümünün ise 26,7 milyon Euro tutarındaki naklen yayın gelirlerinden sağlandığını görüyoruz.

Fenerbahçe'nin 2006-07 sezonundan itibaren gösterdiği mali performans ve 2007-08 sezonunda gelen sportif başarı, kulübün gelirlerini de önemli ölçüde artırdı. Buna göre Fenerbahçe'nin gelirleri 2006 yılında 62 milyon Euro iken; bu tutar bir sene sonra 82 milyon Euro'ya ve 2008 sezonunda da 111,3 milyon Euroya kadar yükseldi. 2006 yılına göre gelirlerini yüzde 79 artırma başarısı gösteren Fenerbahçe'nin 2007/08 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yükselmesi, kulübün kasasına ilave 17,3 milyon Euro'nun girmesine olanak sağladı. Şampiyonlar Ligi maçlarının sağladığı ekstra maç günü gelirleri ve UEFA havuzundan gelen paralarla birlikte bu tutar 26,7 milyon Euro'ya kadar yükseldi. Yine bu dönemde Fenerbahçe'nin ticari gelirlerinin artmasında en önemli gelir kalemlerinden birisi olarak da karşımıza 100. yıl organizasyonundan elde olunan gelirler çıkıyor. Sadece 2007 yılında 9,5 milyon Euro civarında 100. yıl kutlamasına ilişkin piyango ve diğer 100. yıl geliri elde eden Fenerbahçe, 2008 yılında da yine buna benzer bir performans sergiledi.

Fenerbahçe bu performansı sürdürülebilir mi?

Para Ligi'ne giren ilk Türk takımı olarak tarihe geçen Fenerbahçe'nin bu performansının arka planına bakıldığında mali performansın yıllar itibariyle düzenli ve istikrarlı bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. Bunda en önemli faktör olarak karşımıza yenilenen ve koltuk başına katmadeğeri artırılan Şükrü Saraçoğlu Stadyumu çıkıyor. Her geçen gün ilave katmadeğer yaratabilecek şekilde stadı modernize eden Fenerbahçe, bu sayede hem parasal gelirlerini ciddi bir şekilde artırdı, hem de ezeli rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş'a kapatılması çok zor farklar attı. Gerçek anlamda, Fenerbahçe bugün Türkiye'de endüstriyel dönüşüm dinamiklerini en iyi kavrayan ve hayata geçiren bir kulüp. Son yıllardaki sportif performansın paraya tahvil edilmesinde üstün bir beceri gösteren Fenerbahçe, bunun semeresini Para Ligi'ne girerek elde etmiş oldu. Yine aynı zamanda bütçe itibariyle de Galatasaray ve Beşiktaş'ın önünde ve üstünde bir büyüklüğe sahip Fenerbahçe, özellikle Fenerium projesinde de rakiplerine göre ön plana çıktı.

Genel olarak bakıldığında gelir yönünden başarılı bir performans sergileyen Fenerbahçe ne yazık ki, gider ve borç yönetimi konusunda aynı parlak performansı sergileyemedi. 2008 yıl sonu hesaplarına göre 280,7 milyon TL'si gelir; 291,6 milyon TL de gidere sahip Fenerbahçe'nin, 149,6 milyon YTL da borcu bulunuyor. Yıllar itibariyle önemli sayılabilecek gider fazlası veren Fenerbahçe'nin, 2008-09 sezonunda sportif ve mali performans bakımından bugün arzu edilen noktadan uzakta olduğu görülüyor. Özellikle son sezonda yapılan transfer harcamaları ve buna bağlı olarak artan takım giderleri, kulübün gelir yapısını ciddi zorlar duruma gelmiştir. Bugünkü koşullarda sahip olduğu potansiyeli ve olanakları bakımından en kolay ve en rahat nakit yaratabilecek konumda bulunan Fenerbahçe'nin sezon sonunda Şampiyonlar Ligi'ne gidememesi durumunda önemli bir gelir ve prestij kaybına uğrama olasılığı yüksek görünüyor. Bu düşüncemizin bir başka nedeni de borçlanmasının büyük bir kısmı dövize endeksli kredilerden oluşan Fenerbahçe'nin, giderek bozulan ekonomik konjonktürün olumsuz etkisinden en fazla etkilenecek kulüplerin başında geliyor olmasıdır. Özellikle TL'nın Euro ve Dolar karşısında aşırı değer yitirmesi, İngiliz kulüplerinde olduğu gibi Fenerbahçe'nin de gelirlerinde bazı olumsuzluklara yol açabilir.

Rapora göre kriz futbolu teğet geçti!

Kişisel değerlendirmem odur ki; Deloitte'un 2007/08 sezonuna ilişkin düzenlemiş olduğu Para Ligi'ne damgasını vuran asıl olay, (Rapor her ne kadar kabul etmese de) ekonomik kriz ve bunun olumsuz etkileridir. Rapor bir yandan futbolun ekonomik krizden çok fazla etkilenmediğini ve krize karşı bir dirence sahip olduğunu ifade etmesine karşın; diğer taraftan krize karşı futbolun bağışıklığının da zorlanacağını dile getirmesi ve rehavete kapılmama anlamına gelecek bazı tavsiye nitelikli yönlendirimlerde bulunması bir çelişkiye ama aynı zamanda bir gerçeğe de işaret ediyor.

Raporda genel olarak, yaşanılan küresel krize karşı futbolun dirençli çıktığı ve krize karşın futbolun kayda değer bir seyirci kitlesi kaybetmediği; bunda da en önemli faktörün taraftarın sadakat duygusu ile kulüplerin yapmış oldukları uzun vadeli naklen yayın gelirleri ile sponsorluk kontratlarının önemli bir etkisinin bulunduğu ifade olunuyor. Ama buna karşın kulüplerin bu gelirlere güvenerek, rehavete kapılmamaları ve gerekli önlemleri almaları da vurgulanıyor.

İkinci eleştiri yapılabilecek konu ise, listede yer alan 20 kulübün gelirlerinde ekonomik krizin etkilerinin sınırlı kaldığı yönünde. Oysa raporun daha henüz giriş kısmında da belirtildiği üzere kulüplerin verileri 9 aylık bir dönemi kapsıyor. Krizin 2008'in Eylül ayından itibaren yaşanmaya ve giderek şiddetini artırdığı dikkate alınırsa, doğal olarak kulüplerin gelirlerine krizin etkisi de sınırlı kalacaktır. Ancak rapor diğer taraftan aşağıdaki tespiti yaparak, aynı zamanda bir çelişkiye de neden oluyor.

Raporun kendi ifadesine göre kriz nedeniyle İngiliz Sterlininin Euro karşısında değer yitirmesi, İngiliz kulüplerinin gelirlerinde önemli erozyonlara neden olmuş… Nitekim İngiliz Sterlini'nin Euro karşısında değer kaybetmesi nedeniyle geçmiş yıllarda En Zengin sıralamasında yer alan bazı Premier Lig kulüplerinin gelirlerindeki kayıp 250 milyon Euro'ya ulaşıyor. Bu hasar oluşmamış olsaydı en az üç İngiliz kulübü daha bu listeye girecekti. (20 takımın yarısının İngilizlerden oluşması da ayrıca bir tartışma konusu!)

Sonuçta bu kulüpler sıralama dışında kalmış ve bu durum Fenerbahçe'ye marjinal bir katkı sağlamıştır. Bu olumsuzluğun sağladığı dışsallık ile Fenerbahçe sahip olduğu 111,3 milyon Euro'luk geliriyle bu listeye 19. sıradan girme başarısı göstermiştir.

Rapora ilişkin geçmişten beri yaptığım bir eleştiri de, rapor düzenlenirken sadece gelirlerin dikkate alınmasıdır. Oysa gelirlerin yanı sıra, kulüplerin mali yükümlülüklerini de dikkate almak daha sağlıklı bir bakış açısı sağlayacaktır. Bu bağlamda örneğin 1.215 milyon Euro borcu bulunan Chelsea'nin 268.9 milyon geliri olmasının pratikte ne anlamı vardır? Futbol sadece gelirden mi ibarettir? Bu gelirler ne pahasına elde edilmektedir? Sadece geliri dikkate alıp, gider ve borcu görmezden gelmek son derece sağlıksız ve yanlıştır ve bizi sektör hakkında yanlış analizlere ve çıkarımlara götürür.

Bütün bunların ötesinde son söz olarak ifade edersek; ne şekilde olursa olsun bir Türk takımının bu listede yer alması Türk futbolu ve futbol ekonomisi için çok önemli bir gelişmedir. Bu gelişme doğal olarak diğer Türk takımlarına da bir vizyon veriyor ve tarihsel bir misyon yüklüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar