Futbol ekonomisi ve PSG'nin hikâyesi

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

 

fly_emirates.jpg

Modern futbolda para ile başarı arasında var olan korelasyon, artık kimselerin çürütmeye dahi çalışmadığı gerçeklerden biri olarak kabul ediliyor. Kimi zaman farklı modellerle başarıya ulaşan takımları izleme şansı bulsak da bu modellerin nihai sonucu kulüplerin büyümesi olduğundan, varılan noktada belki de sportif başarıdan da önemli hedefin "maddi güç" olduğu görülüyor. Neden derseniz, cevabı basit: Maddi güç futbol kulüplerinde sürdürülebilir büyümenin de anahtarı. Ancak günümüz kulüp yapılanmalarında, maddi gücün salt yönetimsel doğruların futbol başarılarıyla harmanlanması sonucu kazanılmadığı da aşikâr. Son 20 yılda futbol dünyasına giren fon yönetimleri, sigorta şirketleri, medya grupları, petrol şeyhleri ve oligarklar tünelin ucuna bakmadan da kimi takımları paraya boğabiliyorlar. Bunun en taze örneklerinden birisi de şu ana kadar dört transfer yaparak (İbrahimoviç, Verratti, Thiago Silva, Lavezzi) ilgili kulüplere 100 milyon euro ödeyen Paris Saint-Germain. Fransız temsilcisinin geçen sezon da futbolcu hareketlerinden 96 milyon euro kadar eksi bakiye verdiğini ve buna rağmen Montpellier'nin 3 puan gerisinde ligi ikinci tamamladığını hatırlıyoruz. Konuyla ilgili olarak Avrupa basınında yer alan yazılardan birinde çok çarpıcı bir ifade vardı: "İnsanlar, hiç beklemedikleri anlarda patronlarının verdiği bonus çeklerinden ya da uzun zamandır giymedikleri bir pantolonun cebinden çıkan 100 dolardan dolayı ne hissederler? Bu sorunun yanıtını en iyi Paris Saint-Germain taraftarları biliyor çünkü iki sezondur o eski pantolonun ceplerinden 100 milyon euro çıkıyor."

Kulübün yeni sahibi Katar Yatırım Ajansı (QIA), yapılan bu transferlerle birlikte Paris Saint-Germain'in "Barcelona - Manchester United çizgisinde" bir marka algılamasına sahip olmasının amaçlandığını açıkladı. Aslında dünyada bu sporu takip eden birçokları gibi Türk futbolseverler açısından da bilinirliği fazla olsa da Paris Saint-Germain 1970'te kurulmuş sadece 42 yaşında bir kulüp. 1991'de "Canal Plus" tarafından satın alınınca iki üç yıl içinde; George Weah, Alain Roche, David Ginola, Bernard Lama, Ricardo Gomes, Rai gibi birçok yıldıza yatırım yapılarak, önce 94'te lig şampiyonluğu ardından 96'da "Kupa Galipleri Kupası" kazanıldı ve kulübün bugünkü bilinirlik çizgisine oturması sağlandı. Tabi bu arada bugünkü gibi takıma yapılan yatırımları kısmen de olsa amorti edecek başarı ödüllerinin olmayışı nedeniyle bu yük Canal Plus'a giderek ağır geldi.

Olympique Lyon'un Fransa ligini domine etmeye başladığı yıllarda (2002-2008 arası arka arkaya 7 şampiyonluk) Paris Saint-Germain için de kâbus dolu sezonlar başladı. 2004 ve 2005'te ilk 10 içerisinde kalmaya çabalayan kulüp, 2006-2007 sezonunda ligi 15. sırada tamamlayınca kulüp Canal Plus tarafından Colony Capital, Butler Capital Partners ve Morgan Stanley'in oluşturduğu ortaklığa satıldı. Ancak ortaklar arasında var olan anlaşmazlıklar kulüp yönetimine ve dolayısıyla takıma sirayet etti ve bir sonraki yıl Paul Le Guen'in çabalarıyla Paris Saint-Germain küme düşmekten güç bela kurtuldu. Bu şok sonrası Morgan Stanley elindeki hisseleri Colony Capital'e sattı ve kulüp yönetiminde söz hakkı %95'lik hisse ile bu şirkete geçti. Çok başlılığın sona ermesiyle birlikte takım da bir silkinme yaşadı ve ertesi sezonu altıncı sırada tamamladı. 2009-2010 sezonunda ise Fransa Kupası Paris Saint-Germain'in müzesine gitti. Kulübün futbol kamuoyu nezdinde düzelen imajı doğal olarak hisse fiyatlarına yansıdı. Bu esnada Katar Yatırım Ajansı, "Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu vaadiyle" kulübün hisselerine talip olunca Paris Saint-Germain bir kere daha el değiştirdi. Şimdi tıpkı 90'ların başındaki gibi yıldız transferlere yatırım yapılıyor.

Paris ekibine son iki sezonda Lavezzi, İbrahimovic, Thiago Silva, Thiago Motta, Javier Pastore, Kevin Gameiro gibi üst düzey oyuncular kazandırıldı. Şimdiki hedef Şampiyonlar Ligi'nin kazanılarak kulübün isminin Barcelona ve Manchester United gibi rakiplerin çizgisinde anılmasını sağlamak. Bir başka deyişle Paris Saint-Germain'in kamuoyundaki algısını "Top Class" takımların arasına sokmak. Nasıl, 90'ların başındaki hareket tarzına benziyor değil mi? Peki, başarılabilir bir hedef mi? Bugünden söylemek zor. Deloitte'un 2012 "Money League" listesindeki ilk 30 takım içerisinde sadece 2 Fransız kulübü var: Marsilya ve Lyon. Bu iki kulübün gelirleri toplamı kaba bir hesapla 283 milyon euro civarında. Paris Saint-Germain'in kendisine hedef seçtiği Barcelona'nın yıllık geliri 451 milyon, Manchester United'ın ise 367 milyon euro. Anlayacağınız, değirmen taşıma suyla döndürülemeyecek kadar büyük. Kantar Araştırma Şirketi tarafından hazırlanan ve Forbes dergisinde de yer verilen bir rapora göre Manchester United'ın dünya genelindeki taraftar sayısı 2007'den bu yana ikiye katlanarak 660 milyon kişiye ulaştı. Hatta bu rakamın dökümü de 71 milyon Amerikalı, 90 milyon Avrupalı, 174 milyon Ortadoğu ve Afrikalı ile 325 milyon Asyalı şeklinde verilmiş. 134 yaşındaki Manchester United ile 112 yılı devirmiş Barcelona'yı paranın gücüyle de olsa yakalayabilmek hiç kolay gözükmüyor. Ne dersiniz?

Türkiye liglerinden haberler

- Spor Toto Süper Lig takımlarından Eskişehirspor, Tuncay Şanlı'nın transferinden vazgeçti. Menajerler aracılığıyla Eskişehirspor'a önerilen ve bir süredir Eskişehirspor yönetimi ile menajerler arasında yapılan pazarlıklar sonucunda kesin anlaşmanın sağlanması beklenirken, Ersun Yanal devreye girerek Tuncay Şanlı'nın transferini veto etti.

- Bursaspor, Finlandiyalı Petteri Forsell ile anlaşma sağladı. IFK Mariehamn takımında oynayan 1990 doğumlu futbolcunun yeşil beyazlı kulüple anlaştığını ise IFK Mariehamn kulübü resmi internet sitesinden duyurdu. Forsell'in Bursaspor temsilcileri ile birlikte Türkiye'ye geldiği belirtilen açıklamada, geçtiğimiz cuma gününden bu yana görüşmelerin devam ettiği ifade edildi.

- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Kayserispor'dan 5 futbolcu, Ümit Milli Takım'a seçildi. Kulüpten yapılan açıklamada, Ümit Milli Takım'ın 14 Ağustos'ta deplasmanda İrlanda Cumhuriyeti ile 2013 Avrupa Şampiyonası grup eleme maçı yapacağı bildirildi. Türkiye Ümit Milli Takımı kadrosuna Kayserispor'dan, Deniz Doğan Mehmet, Kamil Ahmet Çörekçi, Ömer Bayram, Sefa Yılmaz ve Umut Sözen'in seçildiği belirtildi.

- Galatasaray'ın gözden çıkardığı Kazım, West Ham United'ın ardından şimdi de Blackburn Rovers forması giymeye hazırlanıyor. West Ham ile 2 hafta antrenmanlara çıkan ve hazırlık maçlarında forma giyen Kazım'ın bir süre de Blackburn'de deneneceği bildirildi. Milli oyuncu West Ham formasıyla çıktığı hazırlık maçında golünü atmış ve yeniden dikkatleri üzerine çekmişti.

- Spor Toto Süper Lig'in yeni ekiplerinden Elazığspor ile Sanica Boru arasında isim hakkı sözleşmesi imzalandı. Elazığspor Tesisleri'nde düzenlenen törende, kulüp Başkanı Selçuk Öztürk ve Sanica Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nesimi Fatinoğlu, kulübün isminin "Sanica Boru Elazığspor" olmasını öngören 1 yıllık sözleşmeye imza attı.

- Yeni sezon hazırlıklarını Hollanda kampında sürdüren Kasımpaşa'da, savunma oyuncusu Volkan Yaman'ın ön çapraz bağlarının koptuğu bildirildi. Transfer döneminde Eskişehirspor'dan kadroya katılan Volkan'ın, Hollanda kampında yapılan hazırlık maçında sakatlandığı ve kulüp doktorlarının ilk muayenesinde ön çapraz bağlarında kopma tespit ettiği öğrenildi. 30 yaşındaki oyuncunun, tedavisine başlandığı kaydedildi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016