Futbol asla sadece futbol değildir...

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI [email protected]

CÖMERT KUN / ÖZGÜR KÜÇÜKSİPAHİOĞLU

“Bir oyun milyarlarca insan için önemli olduğu takdirde sadece bir oyun olmaktan çıkar”, diyen Simon Kuper, en nihayet şu hükme varıyor: “Futbol asla sadece futbol değildir”.

Futbol tarihinin İngiltere’de 12. yüzyıla kadar dayandığı tüm dünya tarafından bilinir. İlk zamanlar kuralları olmadan oynanan oyun, 18. yüzyılda toplum değerlerini kötü etkilediği gerekçesiyle devlet ve kilise tarafından yasaklanmış olmasına rağmen birçok kolejde 100 yıl kadar daha organize bir şekilde takımlar kurulmuş ve genellikle toplumun elit kısmını peşinden sürükleyerek oynanan bir oyun olarak devam etmiştir.

Dünyanın ilk futbol takımı olan Sheffield 1857 yılında kurulmuş olup, 1862 yılında Uppingham koleji öğretmenlerinden John Charles Thringm tarafından oyunun ilk kurallarının yazılması ile organize olmaya başlayan önlenemez futbol hareketi, 1863 yılında İngiliz Futbol Birliği’nin kurulmasıyla resmiyet kazanan bir spor dalı kimliğine bürünerek, İngiltere’den başta kolonileri olmak üzere tüm dünyaya hızla yayılmış ve toplumların sosyal hayatlarında giderek daha fazla yer alan önemli bir aktivite haline gelmiştir.

Günümüzde dünya çapında 150 milyar euro büyüklüğünde önemli bir endüstri diğer bir ifadeyle bacasız sanayi haline gelen futbolun; mevcut durumunu ve gideceği yeri anlamaya çalışırken, ilk dönemlerde kulüplerin sahipleri, üyeleri, oyuncuları tarafından amatör ruhla yapılan, taraftar açısından ise takımının tarihine, renklerine sevdalı olarak yağmur, çamur demeden büyük bir özveriyle takip edilen oyunun, günümüzde kimlik değiştirerek endüstriye geçişindeki aşamaların iyi irdelenmesi gerekmektedir.

Tarihe bakıldığında gönüllü oyunculardan kurulu takımların boy gösterdiği ligler günümüzde milyon dolarlık oyuncu ve takımların yer aldığı birer marka haline gelmiştir. Her sezon öncesi büyük çekişme ve rekabetlerin yaşandığı transfer süreçleri adeta aksiyon filmlerini aratmamaktadır. Astronomik transfer rakamlarının döndüğü dünya ligleri sıralamasında ülkemiz de kendisine ilk 20 lig içerisinde yer bulmaktadır. Diğer ülkelere kıyasla sporcu vergilemesinin çok daha düşük olduğu ülkemizde söz konusu uygulama sporun teşviklenmesi amacıyla uygulanan bir politika olarak hafızalarda kalmıştır. Günümüzde ise ülkemizde profesyonel futbolcuların kulüplerden elde ettiği rakamlara bakıldığında söz konusu vergi oranları vergilemede adalet açısından zaman zaman tartışma konusu olabilmektedir.

2015-2016 futbol sezonunda birinci transfer ve tescil dönemi 9 Haziran 2015 tarihinde başladı. Transfer dönemi, FIFA kuralları gereği 12 hafta sürecek ve 31 Ağustos 2015 tarihinde sona erecek. İkinci transfer ve tescil dönemi ise 5 Ocak 2016 tarihinde başlayıp yine FIFA kuralları gereği 4 hafta sürecek ve 1 Şubat 2016 tarihinde son bulacaktır. Tüm gazetelerde boy boy futbolcu transferi haberleri yer almakta… Peki futbolcuların vergilendirilmesi ülkemizde nasıl olmalı? Buna cevap vermek için çıkış noktamız Gelir Vergisi Kanunu…

Ödemenin mahiyeti nedir?

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesine göre ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan, para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. Bu kapsamda futbolcuların bağlı bulunduğu kulüpten elde ettiği gelirler “ücret” sayılmaktadır.

Tevkifat uygulaması

2008 yılında GVK’ya eklenen geçici 72. madde uyarınca sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler üzerinden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır:

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için %15,

2) En üst altı ligdekiler için %10, 

3) Diğer liglerdekiler için %5,

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden %5.

Bu ödemeler üzerinden GVK’nın 94. maddesi kapsamında ayrıca tevkifat yapılmamaktadır. Bu gelirler için yıllık beyanname verilmemekte, diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmemektedir.

Yerli futbolcuların durumu

Gelir Vergisi Kanunu’nun 3 ve 4. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde,

•İkametgâhın Türkiye’de bulunanlar, 

•Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez),

Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden ve tam mükellef olarak vergilendirilirler.

Bu kapsamda ücret elde eden yerli futbolcular GVK’nın geçici 72. maddesi uyarınca vergilendirilmektedir.

Peki yabancı uyruklu futbolcular?

Türkiye’de yerleşmiş sayılan futbolcular tam mükellef olarak sayılırlar ve Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri tüm gelirler üzerinden vergilendirilirler. Bu kapsamda sportif faaliyetleri üzerindeki vergi yükü için referans noktamız yine GVK’nın geçici 72. maddesi. 

Peki Türkiye’de yerleşmemiş yabancı uyruklu futbolcular ne olacak? Bu kişiler mevzuatımız uyarınca dar mükellef statüsündeler. Yani sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilmekteler. Burada önemli olan nokta ise söz konusu sporcuların hangi ülke mukimi olduklarıdır. İngiltere, İspanya, Fransa, Almanya, İtalya ve Brezilya gibi ülkelere çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kapsamında örnek olarak baktığımızda vergileme hakkının Türkiye’de olduğunu ve GVK’nın geçici 72. maddesine gidilerek tevkifat yapılması sonucu çıkmaktadır. Anlaşma mevcut değilse her halükarda vergileme hakkı Türkiye’de olmakla birlikte GVK geçici 72. madde kapsamında işlem yapılması gerekmektedir.

Diğer ülkelerdeki durum ve yeni Gelir Vergisi Kanunu tasarısındaki uygulama nasıl?

Astronomik rakamların telaffuz edildiği futbol dünyasında Türkiye vergilendirmeyi %15’de tutmakta. Diğer ülkelere baktığımızda ise farklı bir durum ile karşı karşıyayız. Aşağıdaki tablodan da görülebileceği gibi %27’lerden %52’lere varan oranlarda bir vergilendirme rejimi bulunmakta. Türkiye’deki vergi uygulamasının emsallerin gerisinde kaldığı görülmekte. Avrupa’da futbolculara en düşük vergi uygulayan ikinci ülkeyiz. En düşük vergiyi %10 ile Bulgaristan uygulamakta.

Diğer taraftan ülkemizde ücretliler üzerinde bulunan %35’e varan vergi yükü düşünüldüğünde vergide hakkaniyet kavramı da ayrıca gündem konusu olmakta ve tartışmalara yol açmaktadır.

foto.png

Durum böyle olunca konu yeni Gelir Vergisi Kanunu’nun hazırlanması aşamasında masaya tekrar yatırıldı. Tasarının yasalaşması durumunda bu uygulama sona erecek gibi gözüküyor. Ücretlilerde olduğu gibi kazancın tutarına göre artan oranda (%15’ten %35’e kadar) vergilendirme yapılması planlanmaktadır. Bu tasarı ile Türkiye’nin futbolda vergi cenneti olarak tanımlanmasının bir nebze olsun önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar