Fukuyama: ”ABD kim oluyor da bize ekonomimizi nasıl yöneteceğimiz hakkın

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Filozof ve ekonomist Francis Fukuyama Tarihin Sonu isimli kitabında, "Mücadele bitmiştir ve kapitalizm ve liberal demokrasi sosyalizmle savaştan zaferle çıkmıştır. Bundan sonra sadece kapitalizm vardır" diyordu. Yaşadığımız küresel finans krizinin ardından kapitalizmin tüm dünyada sorgulanmasıyla birlikte, bazı ekonomistler Fukuyama'nın yanıldığını söylediler ve "tarihin sonunun sonu" geldi dediler.

Uzun bir süre neo-konservatiflere yakın olan Fukuyama, ABD seçimlerinde Obama'ya oy verdi. Bunun çok sayıda nedeni var. Bu nedenlerden birisi Çin, Hindistan ve hatta Rusya gibi ülkelerin yükselişe geçmesi ile birlikte ABD'nin kendini çok kutuplu bir dünyada bulması. İkincisi, ABD ekonomisinin çok hızlı bir şekilde krize girmiş olması. Fukuyama'ya göre bu olumsuz gelişmeler öncelikle düşünceleri etkileyecek ve ABD artık eskisi kadar çekici bir model olmayacak. "ABD kim oluyor da bize ekonomimizi nasıl yöneteceğimiz hakkında ders veriyor?" diye soracaktır insanlar diyor Fukuyama ve ABD'nin bir an önce kendini yeniden yaratması gerektiğine inanıyor

Liberal demokrasinin rakibi yok

Fukuyama'ya göre ABD modelinin çökmesinin ardından ortaya çıkan en başarılı model Çin. "Çin, otoriter ve modernleşmeyi savunan bir rejime sahip. Sorunlara rağmen büyümesi devam ediyor. Çin modeli, ABD gibi düşünce ve prensiplere dayanmıyor" diyen Fukuyama, Rusya'nın ise milli gururları dışında yeni bir şey getirmediklerini ifade ediyor. "İslam ise kendi alternatif ütopyasını getiriyor, fakat Müslüman dünyası dışındaki kitleleri etkilemiyor" diyen Fukuyama, Venezüella'da Hugo Chavez gibi popülist modellerin ise açık bir uluslararası eğilim göstermediklerini söylüyor. "Liberal demokrasi ile rekabet edecek güçlü bir sistemin olmaması dünya için iyi bir şey" demekten de alıkoyamıyor kendisini Fukuyama.

Peki Fukuyama, kitabında yazdığı gibi sonuna kadar kapitalizmi savunuyor mu? Neo-konservatifleri neden artık desteklemiyor? Seçimlerde neden Obama'ya oy verdi? Demokrasi kavramı bundan sonra nasıl algılanacak? ABD'nin yeni rolü nasıl olmalı? İşte Fukuyama'nın tüm bu konulara yönelik görüşleri:

- Bush, Irak savaşında demokrasiyi bahane gösterdi, dolayısıyla bundan sonra demokrasi konusunda çok daha hassas davranmak gerekiyor. Demokrasi kelimesi Ortadoğu tarafından yalan, milli çıkarlar, ABD etkisinin genişletilmesi olarak algılanıyor. Demokrasi kavramının yeniden uluslararası meşruiyetini kazanması gerekiyor. Demokrasinin sadece ABD dış politikasının bir aracı olmadığını, tüm dünyanın ulaşmak istediği bir hedef olduğunu kanıtlamak gerekli. Bunun için ABD'nin Guantanamo'yu kapatması, şüphelilere işkence yapmayı sonlandırması, Irak'tan bir an önce çekilmesi ve demokrasiyi askeri müdahaleden ayırması gerekiyor.

- Berlin'de Ronald Reagan Gorbaçev'e şöyle dedi: "Sayın Gorbaçev, bu duvarı yıkın" ve Gorbaçev duvarı yıktı. "Kötülük imparatorluğu" tek bir damla kan akmadan kendi kendine yıkıldı. Oradan dağılan küçük ülkeler Batı dünyasına kolaylıkla entegre oldu. Fakat bu olayların meydana geldiği şartlar rastlantıdan ibaretti ve gelecekte bir daha olması söz konusu bile değil. Bush yönetiminin neo-konservatiflerinin aldıkları ders ise, düşmanın kendiliğinden yıkılması için Reagan veya Churchil gibi kararlı davranmanın yeterli olduğuydu. Bugün bazıları hâlâ Irak savaşından ders almadılar ve İran'da üçüncü savaşa girmek istiyorlar. Bazılarının görevi ABD'nin mutlak gücünü ve askeri gücünü korumaktan ibaret.

- Bush yönetimi uluslararası kurumlara önem vermedi. Oysa ekonomik zorluk çeken ülkelere yardım, uluslararası finans krizleri, çevre ve küresel ısınma gibi konularla bu kurumlar daha iyi mücadele edebilirdi. G-8, Çin ve Brezilya'nın daha önemli bir rol oynadığı dünya yapısına uyum sağlayamadı. BM ve Bretton Woods'un temellerini atan ABD, buralarda liderlik gösteremedi, reforma öncülük edemedi.

- Obama'ya oy vermemin başlıca nedeni, hiç bir hükümetin milli ve uluslararası görevlerini yerine getirmekte Bush hükümeti kadar başarısız olmaması. Obama'nın, sorunlara yaklaşım biçimimizi değiştirmesi gerekiyor. Reagan döneminde devlete karşı şüphe hatta nefret duyguları gelişti. Bu yüzden yetenekli insanlar kamu görevlerinde yer almak istemiyorlar.  Diğer yandan son 30 yılın hatalarını düzeltmek için aşırı sıkı düzenlemeler veya koruma getirmemesi gerekli. Bu arada serbest piyasa ve küreselleşmeyi sorgulamaya başlayarak, popülizm tuzağına da düşmemesi lazım.

- Obama "normalin dışında birisi" değil aslında. ABD'de çok iyi eğitim almış güçlü bir zenci orta sınıfı var. Bu kişiler şirket ve kurumların üst düzey pozisyonlarında çalışıyorlar. Obama aslında toplumumuzun sessiz bir dönüşümünü temsil ediyor. Eğer başkanlığı sürecinde başarılı olursa, önemli bir zihniyet değişimi sağlayacak.

- "Tarihin Sonu" isimli kitabımı yazdığımda, tüm dünya demokratik modele yöneliyordu. Biraz gerileyebilir, fakat demokrasi yolumuzdaki tek düşüncedir. Aynı zamanda ABD'nin kendini yeniden yaratacağına inanıyorum.

Evet ABD kendini yeniden yaratacak. Bir zenci başkan seçmiş olması bunun ilk adımı. Bu seçimin sonuçları toplumu, kamu yaşamını ve ABD'nin dünyadaki yeni konumunu nasıl algılayacağını da önemli ölçüde etkileyecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar