Früktoz konusunda yeni veriler (II): Algıda zayıflama

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR yavuz.dizdar@dunya.com

Nişasta bazlı şeker (mısır şurubu) nedeniyle aşırı tüketilen früktozun neden olduğu sağlık riskleri konusunda özellikle ABD'de çok daha fazla endişe bulunmakta. Bağımsız bilimsel kaynaklar früktozun bunamaya da (demans) neden olabileceği konusunda uyarılarını dile getirirken, endüstriyle doğrudan ilişkisi bulunan görüşler ise ABD'de artmakta olan sağlık sorunlarının bütününden früktozun sorumlu tutulmasının kuşkulu olduğunu vurgulamaktalar. Früktoz ve sağlık sorunları arasındaki ilişkinin en sıkıntılı boyutu ise endişelerin ispatlanabilmesindeki teknik kısıtlılık. Bu konuda kısa sürede sonuç verebilecek araştırma yapılabilmesi ne yazık ki mümkün görülmüyor. Ancak özellikle ABD'de ortaya çıkan sağlık salgınının mısır şurubuyla ilişkilendirilmesinin haksız olmadığını ortaya koyan (a) zamansal paralellik ve (b) olası mekanizmalar göz ardı edilemeyecek kadar güçlü deliller sunuyor.

Sinir sistemi dejenerasyonu olası bir mekanizma

Demansın mekanizması hayli karışık ve tek bir faktörün sorumlu tutulması mümkün değil. Buna karşılık Akdeniz usulü diyetle karşılaştırıldığında, Batı tarzı diyetin demans riskini artırdığı açık. Özellikle son 20 yılda kişi başı NBŞ tüketimindeki aşırı artış, früktozun metabolizmasının insan için uygun olmadığı bilgileriyle birleştirildiğinde, kolay kolay reddedilemeyecek bir paralellik ortaya çıkmakta. Früktozun halka oluşturmayan "açık" moleküler yapısı proteinlerle aşırı reaksiyona girme eğiliminde, buna Maillard reaksiyonu adı veriliyor. Maillard reaksiyonu sonuç olarak protein dejenerasyonuna yol açtığından, vücudun işlevsel proteinlerinin görev yapamamasına da neden oluyor. Früktozun hücre içine taşınması da insülinden bağımsız bir mekanizmayla gerçekleşiyor. Bütün bu durumun uzun sürmesi halinde ise insülin direnci, diyabet ve damar hastalıklarıyla kendini gösteren metabolik sendrom ortaya çıkıyor. Metabolik sendroma ilişkin değişiklikler elbette beyinde de gerçekleşiyor. Bugüne dek yapılmış pek çok deneysel araştırma, NBŞ (yüksek früktozlu mısır şurubu, HFCS) ile beslenen farelerde algılamada zayıflamanın ortaya çıktığını göstermiş. NBŞ kullanımına bağlı olarak Alzheimer benzeri sinir sistemi dejenerasyonu ortaya çıkmakta ve bunun farklı mekanizmaları bulunmakta. Verileri değerlendiren ABD'li bilim insanları toplumdaki demans sıklığındaki artışın hem bu mekanizmaları hem de metabolik sendromu kapsadığın, daha doğrusu iç içe geçmiş olduğunu dile getirmekteler. Bunun ABD toplumu için gelecekte ne kadar ciddi bir risk getireceğinin ötesinde, NBŞ kullanımı bütün dünyada artış eğiliminde olduğundan, diğer ülkeleri de uyarmaktalar (1).

Piyasadaki içeceklerin NBŞ içerikleri bildirilenlerden yüksek olabilir

Şimdi gelelim meselenin bir diğer boyutuna, bu çalışma da Güney Kaliforniya Üniversitesi tarafından yine ABD'de yapılmış. Araştırmacılar piyasada tüketilmekte olan NBŞ'li içeceklerin früktoz içeriklerinin etiket üzerinde belirtilen değerleri tutup tutmadığını değerlendirmişler. Buna göre içeceklerin NBŞ miktarları etikette belirtilenin yüzde 85 ila 125'i arasında oynamakta, yani bazı içeceklerde belirtilenden çok daha fazla früktoz alımı da söz konusu. Özellikle büyük hamburger zincirlerinde satılan kola vb. içeceklerin toplam şeker içerikleri bildirilenin yüzde 30 fazlasına varan sapma göstermekte. Bu veriler HCFS için standart olan früktoz/glikoz oranının çok üzerine çıkmakta. Dolayısıyla ABD'de topluma (bilerek ya da bilmeyerek) früktoz yüklemesi yapıldığını söylemek mümkün görünüyor. Söz konusu verilerin ülkemizde nasıl olduğunu gösteren herhangi bir araştırma bulunmuyor.

Önümüz Ramazan, reklamlarda özellikle kolalı içeceklerin "iftar sofraların ayrılmaz bir parçası" olduğu vurgulanacak. Kolalı içeceklerin iftar sofralarındaki yerinin sorgulanmasını size bırakıyorum. Ancak mevcut "aşırı yedirme, iştahı artırma" özellikleri dikkate alındığında Ramazan'dan kilo almadan çıkmanın önemli bir yönteminin NBŞ'yi özellikle aç karnına aşırı tüketmemek olduğu açıktır. Aç karnına içilen NBŞ çok daha fazla acıktırır.

Kaynaklar:

(1) Stephan BCM, Wells JCK, Brayne C, Albanese E, Siervo M. Increased fructose intake as a risk factor for dementia. Journal of Gerantology 2010; Special Issue: Biology of Aging Summit Perspective.

(2) Ventura EE, Davis JN, Goran MI. Sugar content of popular sweetened beverages on objective laboratory analysis: Focus on fructose content. Obesity 2010.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar