Freskleri bilişim birleştiriyor

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

3,500 yıldır kimsenin görmediği freskler (antik duvar resimleri) gün ışığına çıkarılıyor. Yunanistan'ın Ege'deki en tanınmış turistik adalarından Santorini'de...

Burada M.Ö. 1630'da bir yanardağ patladı. Adanın yarısı denize kaydı gitti. Geriye, kazan şeklinde, dimdik yamaçlı çok büyük bir çöküntü (körfez) kaldı. Oluşan deprem ve tsunami, Girit'teki Minos uygarlığını yok etti. Santorini'deki evler ve herşey depremle bitti. Duvarları süsleyen freskler, mozaiklerle beraber. Geriye sadece parçalar kaldı.

Yüzyıldır bu adada arkeologlar, yıkılan uygarlığın izini sürmeye çalışıyor. Bulunan yüzbinlerce kırık parçadan, anlam çıkartmaya uğraşıyor. Bu iş bir yüzyıl daha sürecek, ama yine de bitmeyecek. Pösteki sayar gibi umarsız bir çaba. Çünkü, ortaya fresklerden "nasıl" bir resim çıkacağı meçhul. 

ABD'nin Princeton Üniversitesi (New Jersey) bilişim uzmanları, arkeologların hayatını kolaylaştırmaya karar verdi. Kendilerine tam beş tane ayrı vakıf ve zengin bir iş adamı para yardımı yapıyor. Bu sayede bilişim hocaları ve öğrencileri bir sistem ve yazılım geliştirdiler.

Sistem şu: Bir tarayıcı, bulunan arkeolojik parçanın yüzeyini tarar. Resmini çeker. Bir lazer telemetre, parçayı enine boyuna ölçer. Motorize bir döner tabla, üzerindeki parçayı çeşitli yönlere döndürür. Böylece elde edilen veriler, o parçayı matematik olarak tanımlar. Çok basit.

Bir, üç, beş derken elde ne kadar parça varsa hepsini tanımlayınca, gerisi bilgisayara ait: Parçaların verilerini birbiriyle karşılaştıracak. Arkeolog bu işi elle yapmaya uğraşacağına, bu pösteki sayma işini makine yapacak.

Bir saatte on tane parça bu şekilde ölçülebiliyor. Zamandan ve enerjiden muazzam tasarruf. Arkeolog, işin hammallığı yerine, bilimsel kısmıyla ilgilenebilir artık.

Yazılıma, Yunancada "yap boz" anlamına Griphos dediler. Adadaki arkeologlar kullanmaya başladı. Bunun için bilişimden anlamak falan gerekmiyor. Biz dizüstü ile bütün ölçme biçme tamam. 

Kim bilir kaç yüzbinlerce kırık dökük parça arasından 150 tanesi başarıyla bir araya getirildi: 3,500 yıldır kimsenin görmediği bir fresk ortaya çıkartıldı.

Bilişimciler, arkeologlarla birlikte yazılıma yeni ölçütler ekledi: Parça nerede bulunmuş? Üzerindeki boyanın yapısı ne? Sağlamlık durumu nasıl?

Bu ek bilgilerle, parçaların eşleştirilmesi daha hızlanacak. Yunanlı arkeologlar, bu fenni sistem ortaya çıkmadan önce şöyle diyormuş: "Elimizde sonsuz bir tesbih var. Biz, hayatımızda bu tesbihin belki tek bir boncuğunu doğru dürüst saptayabileceğiz. Çünkü parçalar sayılamayacak kadar çok."

Yunanlılar bu adaya Thera derler. Ama bütün dünya, adayı İtalyanca isimiyle Santorini olarak tanır. Şimdi, bu ilginç coğrafyalı ada, turizmini sadece ilginçliği ile değil, "yoktan yaratılacak" tarihi ile de satmaya hazırlanıyor.

Düşünsenize, dünyada bugüne kadar hiç görülmemiş mozaikler ve freskler, Santorini'de ucuca eklenerek birleştirilecek. Sadece bu işi sergilemek bile adaya daha ne kadar katma değer katacaktır? 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019