Fransız vetosu ve nükleer için imza zamanı

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

AB uzun süredir ekonomik zorluklar yaşıyor. Bizim en büyük dış ticaret partnerimiz olan AB ile dış ticaretimiz ciddi oranda gerileyerek yüzde 40'ların altına geriledi. Bu AB ilişkimizin bir yanında yer alıyor.

AB ilişkimizin diğer yanında ise 35 fasıl üzerinden yürüttüğümüz üyelik görüşmeleri
yer alıyor. Dönemin Fransa Başkanı Sarkozy 2007 yılında "Türkiye'nin Avrupalı olmadığı
gerekçesiyle beş faslın müzakeresini veto etmişti. Bu nedenle 2010'da başlayan Gıda
Güvenliği Faslı da görüşmelere kapatıldı.

Bunun sonucunda müzakerelerin başlandığı 2005 yılından 2013 yılına kadar 8 yılda sadece 13 fasıl görüşülebildi. Sadece biri Bilim ve Araştırma Faslı olumlu sonuçlandırılarak kapandı. Birçok gündemdeki fasıl, "uygulama yükümlülüğünü yerine getirilememesi" nedeniyle kapalı. 8 faslı AB Konseyi, 5 faslı Fransa ve 6 faslı da Güney Kıbrıs veto ediyor.

Aralık 2012'de AB Dışişleri Bakanları Konseyi'nin sonuç bildirisinde "aktif ve güvenilir katılım müzakereleri"nin gerçekleşmesi konusu yer aldı. Ancak 1 Ocak 2013'ten bu yana süren İrlanda'nın dönem başkanlığında müzakerelerin başlanması için hamle yapılmadı. Temmuz ayında başlayacak Litvanya'nın başkanlığındaki dönemde AB yönetim erkinin hamlesi için Fransa'nın vetosunu kaldırması bekleniyor.

Fransa'nın vetosu onların söylemiyle "tek taraflı blokajın kaldırılması" için Fransız Parlamentosu'nun kararı gerekmiyor. Başkanlık sistemi olan ülkede Cumhurbaşkanı Hollande ya da onun görevlendirdiği Dışişleri Bakanı Fabius'un sözel açıklama yapıp,
bunu yazılı olarak Brüksel'e bildirmesi vetonun son bulması için yeterli olacak. AB Coroper Komitesi bu konuda Şubat 2013'te ilk hamleyi yaparak "Açılış kriterlerini" onayladı. Ancak, henüz AB Komisyonu buna ilişkin "Eylem Planını" inceleyerek ortaya koyamadı. Fransa'nın son sözü söylemesi halinde AB Konseyi fasıl açılması yönünde
karar verecek.

Ancak, Fransa'nın bu sözü Türkiye Dışişleri'ne vermesine karşın, Brüksel'e iletmiş değil. Bunun Fransa Türkiye ilişkilerindeki bazı beklentilerden kaynaklandığı belirtiliyor. Bunların başında ise Japonya- Fransa ortaklığıyla 2. Nükleer Santral İhalesi için öne çıkmış olan, ancak nihai anlaşması henüz imzalanmayan ihalenin imzası bekleniyor. Fransa'nın bu imzanın ardından Brüksel'e açıklama ile "veto kaldırma jestini" gündeme getireceği düşünülüyor.

Türkiye ile ABarasında halen müzakere edilebilecek 9 fasıl var. Ancak, Kamu Alımları Faslı için 3, Rekabet Politikası için 6, Sosyal Politikalar için 2 ön şart henüz yerine getirilememiş durumda. İlk ele alınabilecek fasıl Bölgesel Politika ve Yapısal Araçlar oluyor. Onu izleyen fasıl ise Ekonomik ve Parasal Politika Faslı. Bunun dışında ağırlığı adalet ve hukuk olan tüm fasıllar, Güney Kıbrıs vetosuna takılmış durumda.

AB'nin Bölgesel Politikalar Faslı'nı görüşmeye açması bölgeler arası gelişmişliği ortadan kaldırmayı gerektiren mekanizmaların kurulmasını öngörmesi açısından Türkiye'de de aktif bir tartışmayı da beraberinde getirecek. Türkiye'de 1990'ların ikinci yarısındaki 5084 sayılı Teşvik Uygulaması'yla başlayan ve farklı yasalarla devam eden teşvik yasalarının AB kıstaslarına uygunluğu bu tartışmalarda gündeme gelecek. AB'de bu alanda temel hedef, gelir ve teşvik değil, bölgeler arası uyum kapasitelerinin artırılması. Temel araç kalkınmaya yönelik yenilikçi politika uygulamak olarak belirtiliyor. Bu faslın işletilmesinin hayata geçmesi ile Türkiye, "Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu", "Uyum Fonu" ve "Avrupa Sosyal Fonu" imkanlarını kullanma hakkını elde edecek. Halen Türkiye bu alanda "AB Katılım Öncesi Yardımlarını" kullanabiliyor.

Bütün bu tablo, Fransa vetosuna son verdiğini Brüksel'e yazılı olarak bildirmesi sonucu son bulacak. Bunun için ise 2. Nükleer Santral İhalesi için son imza bekleniyor gibi gözüküyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar