Fransa yeni yatırıma doymuyor!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Fransa dünyanın en büyük beşinci ekonomisi. Ülkede 3 milyon şirket var, 22 bin dolayında da yabancı şirket faaliyet gösteriyor. Geçen yıl itibariyle ABD ve Çin'den sonra en çok doğrudan yatırım çeken ülke de Fransa. Ekonomik yönden birçok ülkeyi geride bırakan Fransa, daha da büyümek, gelişmek için yeni doğrudan yatırım çekme atağını sürdürüyor. Bu konuda adeta bir seferberlik ilan edilmiş durumda. Fransa, deyim yerindeyse, yeni yatırıma, yabancı sermayeyi ülkeye çekmeye doymuyor!

Geçen haftayı Fransız Yatırım Ajansı-IFA'nın konuğu olarak Paris ve çevredeki teknokentlerde ve bunların bünyesindeki üniversiteler ile sanayi tesislerinde geçirdik. Fransız Yatırım Ajansı Başkanı Davit Appia ile bir görüşme gerçekleştirdik. Fransa, uluslararası yatırımda seçici olmaya özen gösteren bir konumda. Ar-Ge yatırımlarına önem veriliyor, büyük grupların gelmesi daha çok arzulanıyor. Fransa'nın, ihracatının yüzde 40'ını yabancı sermayeli tesislerden gerçekleştiriyor olması da, büyük ölçekli yatırımlara neden önem verildiğini gösteriyor zaten.

David Appia'ya, Türkiye'den hangi boyutta ve hangi sektörlerde yatırım beklediklerini soruyoruz. Bu konuda bir tahmin yürütmenin zor olduğunu ifade ediyor Appia. Fransızlar, Türk şirketlerinin Fransa'da değil de, başka ülkelerde yatırım yapıyor olmasını da mercek altına almaya çalışıyor; "neden Fransa değil de başka bir ülke" sorusuna yanıt aranıyor. Belli ki bulunacak bu yanıt, Türk sermayesini çekmede yol gösterici olacak.

"İyi, güzel de" diyoruz IFA Başkanı'na; "Türk yatırımcılar örneğin çok yoğun bir Türk nüfusun bulunduğu Almanya'yı değil de, neden Fransa'yı seçsin ki? Hangi alanlarda ne tür teşvikler sağlıyorsunuz cazip olabilmek için?"

Verilen yanıtlar, Fransa'nın zaten teknoloji ağırlıklı olmayan sıradan denilebilecek yatırımlara pek sıcak bakmadığını gösteriyor.

Fransa'nın, krizden önemli dersler çıkardığı ve gereken önlemleri ivedilikle uygulamaya koyduğu ve koymaya devam edeceği de anlaşılıyor. Nitekim son haftalardaki grevler de bu önlemlere sendikaların gösterdiği tepkinin yansıması. Yeri gelmişken belirtelim. Charles de Gaulle Havaalanı'ndan 2 Temmuz Cuma günü Fransa saatiyle 14.10'da hareket etmesi gereken THY uçağının, bir saat 35 dakika rötar yapmasının da bu grevlerden kaynaklandığı belirtildi. Diyelim öyle; ama THY'ye de sormak gerekiyor, yolcuların bu bir saat 35 dakikayı uçakta geçirmesi gerekiyor muydu? Diyelim Paris'teki hareket Fransa kaynaklı kesintiye uğradı, ya aynı gün Türkiye saatiyle 21.00'deki İstanbul-Ankara uçağının elli dakika rötar yapması?

Fransa'nın küresel krize karşı aldığı önlemlerden söz ettik. Şirketlere önemli bir vergi desteği sağlıyor Fransa. Bu desteğin mali büyüklüğü 6 milyar euroyu buluyor. Emeklilikle ilgili reform çalışmaları sürüyor. Sendikaların itirazları da bu konuda yoğunlaşıyor zaten. Ayrıca bütçe açığını azaltacak önlemler uygulamaya konulmaya çalışılıyor.

IFA Başkanı Appia, Ar-Ge'ye en çok destek sağlayan ülkelerin başında geldiklerini dile getiriyor. Appia, küresel krizin en derin hissedildiği yıl olan 2009'da 639 yabancı yatırım girişinin gerçekleştiğine dikkat çekiyor.

Sabancı Üniversitesi'nin işbirliği

Sabancı Üniversitesi'nin Fransızlarla birlikte üzerinde çalıştığı ilginç bir projenin varlığını öğreniyoruz. Bu çalışma, üç boyutlu tarayıcı yapımını öngörüyor.

Bu arada, otomobillerde ihtiyaç duyulan her türlü plastik boruyu üreten yüzde 100 Türk sermayeli bir şirketi ziyaret ediyoruz. Fransız pazarının neredeyse yüzde 40'ına sahip bu şirkette dikkatimizi en çok çeken ise yaklaşık 500 çalışan arasında bir tek Türk'ün bile bulunmaması. Ne üst yönetimde bir Türk var, ne en basit işi yapan çalışanlar arasında. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar