Fosilden vazgeçebiliriz, ama ekolojik ürün tüketmeye hazır değiliz

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

İklim değişikliğinin neden ve sonuçlarının yanı sıra, önemli olan bir diğer konu da, bireyler bazında ne kadar içselleştirildiği veya dışsallaştırıldığı. Çünkü eğer iklim değişikliğine dair algı ve farkındalık bireyin öncelikli gündeminde değilse, üretilecek yasaların etkisinin istenen düzeye ulaşması da hayli zor olacak demektir.

Örneğin bireyler, iklim değişikliğini bir adalet sorunu değil de sıradan bir sıcaklık artışı veya düşüşü olarak algılıyorlarsa, evsel atıkların dönüştürülmesi gibi iklim değişikliği ile bireysel mücadele için yapılan faaliyetlere katılımlarını beklemek çok yerinde olmaz.

Öte yandan, eğer bireyler iklim değişikliğinden kendi ülkeleri dışındaki ülkeleri veya uluslararası kurumları sorumlu tutuyorlarsa, ulusal ve yerel otoritelerin iklim değişikliği ile mücadelesini yeterince önemsemeyebilirler.

Türkiye’de Avrupa Birliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen İklimIN – İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi, bu algıyı ölçmek amacıyla bir anket gerçekleştirdi.

Kamu görevlileri, banka, araştırma ve müsavirlik kuruluşları, büyükşehir ve il/ilçe belediyesi çalışanları, üniversite ve STK temsilcilerinden oluşan 967 kişi arasında gerçekleştirilen anket çalışmasına göre, Türkiye’de iklim değişikliğine yönelik endişe oldukça büyük. Bakın anket sonuçları ne diyor:

Endişe büyük

- İklim değişikliği ile ilgili sık sık endişeleniyorum veya her zaman endişeliyim diyenlerin oranı yüzde 77. Yani her dört cevaplayıcıdan üçü bu endişiye sahip.

- Ankete katılanların yüzde 66.77’si, iklim değişikliğinden Türkiye’de yaşayan insanların etkilendiğini düşünüyor. Bu bulgu, iklim değişikliği hakkında kuvvetli bir algıya sahip olunduğunu gösterir nitelikte.

- İklim eylemi için katılımcıların yüzde 70’i tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye ve yüzde 58’i petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtları daha az tüketmeye hazır olduğunu ifade ediyor.

- Kağıt, cam geri kazanılabilir ürünlerin geri dönüşümüne daha fazla katkı sağlamaya hazır olanların oranı yüzde 69.15.

- Daha fazla ekolojik ürün tüketmeye hazır olanların oranı ise sadece yüzde 0,38. Bu durum iklim değişikliğinin önlenmesi ile ekolojik ürün tüketimi arasındaki bağın kamu tarafından kurulamadığı veya bilinmediği sonucunu ortaya koyabilir. Ya da ekolojik ürünlerin daha pahalı olması, başka bir etken de olabilir.

- Ankete katılanların yüzde 44’ü iklim değişikliklerinden dolayı ortaya çıkan sorunları ulusal hükümetlerin çözebileceğine inanıyor.

Tarımsal üretim olumsuz etkileniyor

- Ankete katılanların büyük bir bölümü, iklim değişikliğinin sonuçlarını daha çok tarımsal üretim alanında çıkan sorunlar ile ilişkilendiriyor. Kuraklık, sel, hortum gibi doğal afetlerin artması, kent yaşamında ortaya çıkan sorunlar da iklim değişikliğinin sonuçları arasında dile getiriliyor.

- Katılımcılara göre, iklim değişikliğinin esas sorumlusu sanayileşmiş ülkeler. Bunu ulusal ve yerel yönetimler izliyor. Bireysel faaliyetler ise pek dile getirilmiyor.

- İklim değişikliği ile ilgili temel bilgi kaynağının internet olduğu ifade ediliyor. Bunun temel nedeni, iklim değişimine ilişkin sorunların ulusal konvansiyonel medya araçlarında az yer bulması. Bu arada, ankete katılanlar iklim değişikliğinin gelecekte yaratacağı sorunlara yönelik haberleri dikkat çekici bulduklarını söylüyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar