Formül, müziği bozar mı?

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

 

İngiltere'de Bristol Üniversitesi'nde yapay zekayla meşgul Model Analizi ve Zeki Sistemler Laboratuvarı (PAIS) hangi tür müziğin, listelerde "ilk 5"e girebileceğini tahmine çalışıyor.


Araştırmayı yürüten –tuhaf isimli, her halde Hollandalı-Tijl De Bie ve ekibi bir Hit Potansiyeli Formülü önerdiler.


Şimdiye kadar yaptıkları çalışmaya bakılırsa, bir "single"ın İngiliz pop listelerinde ilk 5'e girme şansını % 60 doğrulukla saptadılar.


***
 

Formüllerine 23 ölçüt katkı yapıyor: Parçanın "ses yüksekliği"ne yani resmen gürültüsüne bakıyorlar. Sonra tempo, vuruş çeşitlemeleri, dans ettirme oynaklığı, harmonik karmaşası ve başka teknik özelliklere...


Bütün bunları harman edince ortaya çıkan formülü, bu işleri anlattıkları ScoreAHit sitesinde görebilirsiniz.
 

Orada, hit olmuş parçaları formülle bildiler veya bilmediler listesi de var.


***
 

İnsanı makine sayan "mühendis bakış açısı," Tijl Bey'in yaptığını, personel performans değerlendirmelerinde, davranış analizlerinde yapmaya çalışır hep. Onların nazarında insan, bir makinadır. Davranışları saptanabilir. Evet bu, basit ve otomatik davranışlar için doğru olabilir. Ama insan, bütün yaratıklar içinde en tahmin edilemezi yapabilen üstün bir varlık. Onu, matematik formüllerle çözmeye çalışmak, ancak akademik bir şıklıkla sınırlı kalır. Hele sanat gibi çok farklı boyutlu bir ürüne formül uydurmak?


Tijl Bey'in formülünde zaten kültürün, görselliğin, sosyalliğin etkisi gibi "insanî" özellikler yok.

Bunları zaten ölçmek zor. Geriye kalıyor, ölçülebilen matematikler.


Eh, o da Pavarotti'nin "Nessun Dorması"nın neden hit olduğunu açıklayamıyor mesela...


Puccini'nin Turandot Operası'ndaki ünlü aryalardı, Nessun Dorma. Ve öteden beri Batı kültüründe bilinirdi.


Yerleşmiş bir kültür mirasıydı.


Ama, 1990'da Dünya Kupası için Pavarotti söyleyince hit oldu. Ve arya, Pavarotti'yle özdeşleşti.
Nasıl oldu da oldu?


Bunu, müziği matematik formülle açıklamaya çalışan sistem izah edemedi.


Zaten, o siteye bakarsanız, Nessun Dorma'ya dair kısımda, eserden "Beklenmedik Hit" diye söz edildiğini görürsünüz.
 

***
 

Ama işte, pop müzikte "başarı" sağlamak bir mecburiyet.


Polyphonic HMI adlı bir İspanyol yazılım şirketi bu sorunu yine matematikle incelemeye girişmişti: 1956'dan bu yana Amerikan ve İngiliz "hit" listelerine girmiş 3.5 milyon parçanın matematiksel özelliklerini bir sürü ölçütle saptadılar.


Sonra bu ölçütleri, üç boyutlu bir uzayda kümelere ayırdılar. Bir parçanın hangi kümeye düştüğünü hesapladılar. Bu işlemden, "parça iş yapar-yapmaz" yargısı çıkardılar.
 

Ama bu yargıda; parçanın sözleri, sanatçısı, tanıtımı, yarattığı imge, fikirler gibi faktörleri dikkate almadılar. Sadece müziğin matematiğine baktılar.


En başarılı tahminlerden biri, Norah Jones'la tuttu. Sistem, Hanımın müziğinin, "klasik hit" olma şansı az olduğu halde, "büyük potansiyel içerdiği"ni gösterdi. Ve haklı da çıktı. Yine de, müziğin "başarısını" formülle aramaya çalışırken, işe matematik ve bilişim girse de burada bilim değil, ruh konuşuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019