Ford, Karsan'ı biliyordu

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Gazetecilik yaparken bazen ilginç durumlarla başbaşa kalırsınız. Size söylenen bir demeci ya da görüşü, bazen aldığınız ama doğrulatamadığınız bir duyumu yazıp yazmamak arasında ikilimde kalırsınız. Bazen risk alır yazar bazen de yazmayarak risk alırsınız. Yaklaşık 4 ay önce içinde bulunduğumu bir dialogda ben de böyle bir ikilime düşmüştüm. Günahını ve sevabını üstlenip o gün bu yazıyı yazmamıştım. Ancak, şimdi ortamın biraz da olsa soğuması nedeniyle yazmanın vakti geldi.

Karsan'ın finale kaldığı meşhur New York Taksi ihalesi'ne ilişkin birkaç cümle yazmak istiyorum.

Malum konunun ateşi biraz düştü ve dumanı da kesildi. Ancak, iletişim stratejisinin ödül alarak da kanıtladığı bir şekilde bir dönem Türk basınında Karsan'ın taksisi önemli yer buldu.  Karsan'ın ihalenin karar sürecinde Türkiye'de yaptığı lobi çalışmaları ve onların etkisiyle yayılan haberler gündemi meşgul etmişti.

İhalenin finalinde malum Karsan, Ford ve Nissan kalmıştı. Bu dönemde Karsan aleyhine çıkan bazı haberlerin, hep perde arkasında Ford'un lobisi nedeniyle yazıldığı ileri sürülmüştü. İlk bakışta çok gerçekçi duruyordu. Amerika'da Amerikalı Ford'un borusunun ötmesi çok normaldi.

İlk haberlerin çıktığı günlerde ki bu haberler Karsan-İran ilişkisine dayandırılıyordu. İşte tam bu günlerde Ford'un pazara sunduğu ecoboost model ailesinin tanıtımı için Antalya'da, FordOtosan Genel Müdür Yardımcısı Ted Cannis ile biraraya gelmiştik.

Cannis'le yaptığımız sohbetin bir bölümünde kendisine New York taksi ihalesi ve Ford'un duruşunu sormuştum. Cannis o zaman çok net bir şekilde ihaleyi ne Karsan'ın ne de kendilerinin kazanacağını, seçilecek aracın Nissan olacağını söylemişti.

Buna gerekçe olarak ise Nissan'ın ABD'de yaptığı üretimi ve ilişkilerinin sağlamlığını göstermişti. Bununla birlikte Karsan'ın bu pazardaki tecrübe eksikliğinin çok önemli olduğunu da vurgulamıştı. Transit Connect'in aralarında Las Vegas'ın da bulunduğu birçok şehirde taksi olarak kullanıldığını söyleyen Cannis, buna rağmen Connect'in ihalede şansını düşük olduğunu da eklemişti.

Nitekim Karsan, ihaledeki rakibinin de öngördüğü üzere elendi.

Peki, en beğenilen araç olduğu söylenen Karsan'ın prototipinin elenmesi, Türk firmasına yapılan bir haksızlık mıydı?

Bence kesinlikle hayır.

"Kesin Karsan kazanmalı" düşüncesinin, gazetelere yansıyan "Ya biz ya iptal" demeçleriyle suni olarak yaratıldığını düşünüyorum.Karsan yönetimi başarılı bir iletişim stratejisi izleyerek kendi ülkelerindeki güçlerini basın aracılığıyla ABD'ye taşımak istedi ve bunda da başarılı olundu.

Ancak bence ihale, Karsan için başlamadan bitmişti.

Zira, Karsan'ın saygınlığı ve ticari araç üretimindeki tecrübesini, yönetiminin otomotiv dünyasındaki başarılarını bir kenara koyalım, bir prototipin böyle bir ihaleyi kazanması mümkün değildi.

İçinde motoru olmayan, yürümeyen bir aracı hiçkimse kabul edemez. Bugün Karsan kendi adını koyarak bir araç üreteceğini açıklamıştır. Lakin geldiğimiz noktada bir prototip ve bu prototip üzerine yapılacaklara ilişkin vaatler dışında bir şey yoktur. Hemen bir parantez açayım. Bu vaatlerin hepsinin yerine getirilebileceğine inanıyorum. Yapılacağı söylenen işlerin tüm plan ve projelerinin hayata geçirilebileceğini de biliyorum. Ama elinizde bir prototip ve proje dışında bir şey yoksa bu ihalelerde şansınız çok düşük olur.

Mühendis değilim ama bir aracın sanal ortamdaki testlerinin gerçeğe çok yaklaşmış olsa bile gerçek hayata tam olarak uyuşmadığın biliyorum. Standart bir araç olsa belki kervanın yolda düzeltilmesi mümkün olabilir. Zaten birçok otomobilde görülen bebeklik sendromları aynen böyle yapılıyor. Ama, işin içinde taksi olunca ileride oluşması muhtemel sorunların ne gibi bir fatura getireceğini önceden kestirmek mümkün değil. Simülasyonlar ne kadar gerçekçi olursa olsun, o araç yürümeden ömrü boyuncak çıkartabileceği masrafı tespit edebilmek çok da mümkün değil. Taksi dışındaki bir araçtan bahsediyor olsak, simülasyonlardaki, örneğin yüzde 10'luk bir sapma telafi edilebilirdi. Ama taksi işletmesinde yüzde 10'luk sapma hayati bir rol oynayabilir.

Bence Karsan, New York ihalesinde, proje satan bir inşaat şirketi gibi davrandı. Önce pazarı buldu, sonra o pazara yönelik iyi bir proje başlattı, satsaydı üretime geçecekti. Ancak, örnek daire alıcıyı ikna edemedi. Her ne kadar saygın bir firma olsa, kurumsal ve şahsi repütasyon yüksek olsa da ekonomik açıdan alıcıyı ikna edemediklerini düşünüyorum.

Aleyhte lobiyi de eklediğinizde bu eksiklikler daha da fazla göze battı. New York'ta yaşanan hayal kırıklığının, proje üzerine etkilerini bize zaman gösterecek. Ancak şahsi fikrim yürüyen, bilmem kaç bin kilometre yol testi yapılmış bir model üretmeden Karsan'ın diğer olası ihalelerde de şansının çok yüksek olmayacağıdır. O yüzden Karsan'ın patronajının kendi kişisel sermayeleri ile bu aracı üreteceklerini düşünüyorum. Bakalım zaman ne gösterecek?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018