Fonun bulacağı kaynak yatırıma, üretime yönelirse büyüme gerçekleşir

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Hükümetin son zamanlarda aldığı kararların, uygulamaların bir bölümü halkı, piyasayı doğrudan ilgilendiriyor. Bir bölümü, uzun dönemde ekonomiyi etkileyecek kararlar.

Örneğin konut alımlarında, buzdolabında, mobilyada verginin düşürülmesi Ayşe Hanım Teyzeyi, Ali Rıza Bey amcayı doğrudan ilgilendiriyor.

Ama Varlık Fonu’nun kurulması, bankaların, havayolu şirketinin fona devredilmesi, kısa sürede Ayşe Hanım Teyzem’i etkileyecek bir gelişme değil.

Fona devredilen varlıklar devletimizin varlıkları. Bu varlıklar halkın vergileriyle kurulmuş, satın alınmış varlıklar. Halkımız adına bunlara Hazine sahipleniyordu. Kayıtlarını kuyutlarını Hazine tutuyordu. Gelirlerini Hazine topluyor, bütçeye gelir yazıyordu.

Şimdi bu varlıklar “kamu varlığı” olmaktan çıkarılıyor. Varlık Fonu AŞ’ye devrediliyor. Varlık Fonu AŞ, bu varlıkları istediği gibi değerlendirecek.

Varlıkların gelirleri bütçeye gitmeyecek. Varlık Fonu AŞ’nin kasasına girecek. Varlıkların gelirinin bütçe yerine fona gitmesi ile bütçe geliri azalacak. Bütçe halka hizmet için ya daha az para harcayacak, ya da borçlanmak zorunda kalacak.

Türkiye Varlık Fonu AŞ, kamu kuruluşu değil de, özel hukuk kapsamında, ticaret kanununa tabi bir Anonim Şirket statüsüne sahip ama, “İmtiyazlı-Ayrıcalıklı” bir “Süper Anonim Şirket.”
Fona devredilen varlıklar haczedilemeyecek, üzerine ihtiyati tedbir konulamayacak. Fon ve kuracağı şirketler ve alt fonlar da gelir vergisi, kurumlar vergisi, damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintileri, emlak vergisi, tapu harcı, döner sermaye bedelleri ve ilgili yasalarda belirtilen diğer vergilerden muaf olacak.

Fon şirketi ve bağlı ortaklıkları ve bağlı fonlar, KİT mevzuatındaki kısıtlamalara Kamu İhale Kanunu’na da tabi olmayacaklar.

Başbakan Binali Yıldırım fonun kuruluşunu açıklarken, “Türkiye bütçe açığı olan, dış kaynakla ekonomisini büyüten bir ülke. Dolayısıyla bütçe açığını, cari açığı daha fazla açmadan kaynak oluşturarak, büyük projeleri gerçekleştirmek ve Türkiye’nin ekonomik göstergelerini dengede tutmak için Türkiye Varlık Fonu kuruluyor” demişti. Bu anlatıma göre fonun yurt dışından bulacağı kredilerle, hem cari açığımızın döviz açığımızın finansmanı sağlanacak, hem de büyük projelerin yapımı için döviz bulunacak.

Anlaşıldığı kadarıyla Hazine, tahvil ve bono çıkararak yurtdışında doğrudan borçlanmaya gitmek istemiyor. Bugüne kadar dışarıdan borcu özel sektör ve bankalar bulmuştu. Şimdi dış piyasadan fon borçlanacak.

Hükümetin önceliği altyapı yatırımları. Köprüler, alt-üst geçitler. Kanal İstanbul projesi. Hava meydanları inşaatı. Konut yapımı. Bunlar ülke için önemli yatırımlardır. Ama bunlar kısa sürede gelir artışı sağlayamaz. Bizim ihtiyacımız, tarımda, sanayide üretimi artıracak, döviz kazancı sağlayacak, istihdamı artıracak yatırımlar. Üretken yatırımlar, kısa sürede borcunu öder. Gelir yaratır. Alt yapı yatırımları, üst yapı ile bütünleşemezse sadece para yutar.

Halkı mutlu edecek, halkın gelirini artıracak, işsizlere iş, aşsızlara aş imkanı sağlayacak yatırımlar, tarım ve sanayide üretim artışına imkan verecek yatırımlardır.

Ekonomin in çarkı ancak böyle döner. Ülke ancak böyle büyür, kalkınır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018