Fonlarla doğru yatırım
Biraz klişe bir lafla başlayalım, piyasa açısından oldukça zor bir yıl geçiriyoruz. Her sene belki bu klişeyi dönem dönem duyuyoruz ama bu sene gerçekten farklı. Hemen hemen tüm piyasa katılımcılarının az veya çok para kazandığı bir 2022 yılı sonrası; dışarda Fed, Çin, Avrupa, Rusya-Ukrayna içeride enflasyon, faiz derken getiri yaratacak finansal varlığı bulmak ve sürekli getiri sağlamak çok zorlaştı.
Bu nedenle yatırımcıların birikimlerini değerlendirecekleri finansal araçları her zamankinden daha dikkatli bir şekilde seçmesi ve risk/getiri tercihine göre bir portföy dağılımı oluşturmasında fayda var. Yatırım fonları bu dönem bir alternatif olabilir, ama yatırım fonu yatırımında da dikkat edilmesi gereken noktalar mevcut.
Bu yazıda biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Yatırım fonları uzman portföy yöneticileri tarafından yönetiliyor ve riskin dağıtılması ilkesi benimseniyor ama sonuçta fonların içinde de piyasada işlem gören finansal varlıklar var ve tek bir varlık sınıfını içeren yatırım fonuna yatırım, benzer kayıpları yaşatabilir.
Örneğin, hisse senedi fonlarını ele alırsak, Borsa İstanbul’un negatif bir performans gösterdiği bir dönemde, pozitif performans beklemek çok olası değil. Rakamsal ifade edersek, yılbaşından itibaren %11 üzeri negatif getiri olan bir Borsa İstanbul’da, hisse senedi fonlarının %5’e yakın negatif getiriyi ortalamada sağladığını görüyoruz. Yumurtaları farklı sepete koyma kuralı fonlar için de geçerli, tek varlık içeren birden fazla fon almak yerine, farklı varlıklara yatırım yapmak veya değişken, karma ve fon sepeti fonlarını değerlendirmek bir çözüm olabilir.
Bir diğer nokta, geçmiş performansın gelecek için bir taahhüt içermemesi. Buna en güzel örnek, 2021 yılında çok ciddi getiri sağlayan ancak 2022 yılında enflasyon getirisi altında kalan yabancı hisse senedi içeren teknoloji temalı fonlar. 2021 yılındaki performansları çerçevesinde kısa vadeli olarak bu fonları alan yatırımcılar, benzer performanslar için 2023 Ocak ayını beklemek zorunda kaldı.
Hatta 2023 yılı başında bu fonları iyi performansı için alanlar Şubat ayında olumsuz, Mart-Nisan aylarında ise görece olumlu getirilerle karşılaştılar. Yani bir fonun geçmiş performansı, fonun yönetimi ve içerik seçimlerine dair bir fikir vermekle beraber, aynı performansın yakalanacağına dair bir taahhüt içermiyor. Bu nedenle fona yatırım yapılırken, portföy içeriği ve içerdiği finansal araçlar ile ilgili beklentiler daha belirleyici rol oynamalı. Dikkat çekmek istediğim bir diğer konu ise; fonun bir al/sat aracı olmadığı ve fonlar üzerinden piyasa zamanlaması yapmanın beklenilen sonuçları vermeyeceği.
Fonları yöneten portföy yöneticileri, fon içinde piyasa hareketine göre pozisyon ayarlamasını yapabiliyor. Bu nedenle fonlarda tekil bir finansal varlıktaki gibi fiyat yükselince sat, düşünce tekrar al anlayışı çok uygun değil. Yazının başında söylediğim mantıkta, farklı varlıkları içeren fonları orta-uzun vade olarak değerlendirirseniz daha sağlıklı bir yatırım olacaktır. Önümüzdeki bir ay piyasada belirsizlik ve dalgalanmanın çok olacağı bir dönem. Bu dönemde yatırım için fonlardan oluşan ve tüm varlık sınıflarını içeren bir sepet oluşturmak değerli olacaktır. Bunun için haftalık ve aylık bültenler aracılığıyla örnek dağılımları sunan portföy yönetim şirketleri de takip edilebilir.