Fonlarda getiri mi, volatilite mi?
Fonlar artık sermaye piyasalarımızın en önemli aktörleri. Yıllardır Borsa İstanbul’dan çıkan yabancı fonların yerini yatırım fonları ve emeklilik fonları doldurmaya devam ediyor.
2025 yılının ilk 3 ayında geçen yılın ilk 3 ayına göre fon yatırımcı sayısındaki artış hız kesse de, yatırımcı sayısı 5.5 milyona ulaştı. 2024 yılında en büyük ilginin para piyasası fonlarında olduğunu görmüştük. 2025 yılının ilk 100 gününe baktığımızda ise ilginin farklı fonlara da dağıldığını, getirilerde altın fonlarının, para piyasası fonlarının getirisini bu zaman zarfında ortalama ikiye katlamış durumda olduğunu görüyoruz.
Bugünkü yazı konumuz ise; fonlarda getirinin mi yoksa volatilitenin mi önemli olduğu. Bu durumu daha çok oynaklığın en yüksek olduğu kategori olan hisse senedi şemsiye fonları bakımından irdeleyeceğiz.
Yatırım fonlarında yatırımcı davranışları
Hisse senedi yatırımcılarının büyük çoğunluğunun aslında hisse içeren fonlara geçmesinin nedeni, hisselerin volatilitesinin onları yorması, portföylerini profesyonel ellere teslim ederek fonları daha uzun süre ellerinde tutma hedefleri.
Ancak aldıkları fonlarda da ciddi oynaklıkla karşılaştıklarında, bu durum onların davranışlarını etkileyebiliyor. 2024 yılında farklı fonlarda bu durum ile çok karşılaşılmıştı, 2025 yılında ise bu durumun artış gösterdiğini görüyoruz. Yalnızca getiri odaklı hareket eden yatırımcıların bu fonlara hızlı girişleri fonlarda oynaklığı artırıyor, akabinde fonların yaşadıkları değer kaybında ise tam tersi bir durum yaşanıyor.
Özetle hem hızlı getiri hem de hızlı götürü, volatilitenin artmasını sağlıyor. Bu fonların bazılarında getiriler bu tarz türbülanslardan sonra halen oldukça iyi olsa da, çok fazla sirkülasyon olduğundan yatırımcılarının ne kadarının bu getiriye ulaşabildiği muamma. Keşke, fonu elinde bulunduran yatırımcıların kaçının ne kadar kârda ve zararda olduğunu görebilsek.
Bunu görseydik, eminim çok volatil fonlarda tarihsel getirilerden çok farklı bir tablo ile karışılabileceğimizi düşünüyorum. Bu nedenle fonlardaki getiriler kadar fonun volatilitesine de önem vermek gerekiyor. Evet, getiri en önemli nokta. Ancak bu getiriye ulaşırken ki süreç de önemli. Peki fonlarda buna nasıl bakabiliriz? Fon volatilitesine bakılırken, fonun aylık getirilerinin gösterdiği değişkenlik göz önüne alınıyor.
Bir fonun getirisinde görülen değişkenlik (volatilite), fonun aylık getirisinin ortalama getirisinden uzaklığını ölçen standart sapma ile ölçülüyor. Tabii fonlarda çok uzun vadeli yatırımcılar da var, ancak volatiliteye 1 yıllık dönemlerde bakılabilir. Bir fonun getirisinin aldığı riske değip değmediğini anlamamızı sağlayan sharpe oranının yüksek olması, fonun aldığı riske göre daha iyi getiri sağlaması demek oluyor.
Örneğin Fintables üzerinden farklı fonlara baktığımızda; geçmişte piyasadan çok pozitif ayrışıp son 1 yılda bunu başaramayan fonları, oldukça inişli çıkışlı grafiğe ve zaman zaman birkaç hisse senedinde yoğunlaşmasına rağmen kayda değer getiriye ulaşanları ve sabit getirili araçlara göre pozitif ayrışıp düzenli getiri sağlamasına rağmen volatil fonların çok gerisinde kalan fonları görebiliyoruz.
Bana kalırsa mühim olan ise yatırımcının aslında önce kendisini tanıması ve alacağı fonun geçmişini de araştırarak beklentisini ve psikolojisini yönetmesi. Ancak bu şekilde yapılan seçimler, “keşke”yi önlüyor.