Fonlarda getiri mi, volatilite mi?

İbrahim Ethem AFACAN
İbrahim Ethem AFACAN Fon Dünyası

Fonlar artık serma­ye piyasalarımızın en önemli aktörleri. Yıllardır Borsa İstan­bul’dan çıkan yaban­cı fonların yerini yatı­rım fonları ve emekli­lik fonları doldurmaya devam ediyor.

2025 yılının ilk 3 ayında geçen yılın ilk 3 ayına göre fon yatırımcı sayı­sındaki artış hız kesse de, yatı­rımcı sayısı 5.5 milyona ulaştı. 2024 yılında en büyük ilginin para piyasası fonlarında oldu­ğunu görmüştük. 2025 yılının ilk 100 gününe baktığımızda ise ilginin farklı fonlara da dağıldı­ğını, getirilerde altın fonlarının, para piyasası fonlarının getirisi­ni bu zaman zarfında ortalama ikiye katlamış durumda olduğu­nu görüyoruz.

Bugünkü yazı konumuz ise; fonlarda getirinin mi yoksa vo­latilitenin mi önemli olduğu. Bu durumu daha çok oynaklığın en yüksek olduğu kategori olan his­se senedi şemsiye fonları bakı­mından irdeleyeceğiz.

Yatırım fonlarında yatırımcı davranışları

Hisse senedi yatırımcılarının büyük çoğunluğunun aslında hisse içeren fonlara geçmesinin nedeni, hisselerin volatilitesi­nin onları yorması, portföyleri­ni profesyonel ellere teslim ede­rek fonları daha uzun süre el­lerinde tutma hedefleri.

Ancak aldıkları fonlarda da ciddi oy­naklıkla karşılaştıklarında, bu durum onların davranışları­nı etkileyebiliyor. 2024 yılında farklı fonlarda bu durum ile çok karşılaşılmıştı, 2025 yılında ise bu durumun artış gösterdiğini görüyoruz. Yalnızca getiri odak­lı hareket eden yatırımcıların bu fonlara hızlı girişleri fonlar­da oynaklığı artırıyor, akabinde fonların yaşadıkları değer kay­bında ise tam tersi bir durum yaşanıyor.

Özetle hem hızlı getiri hem de hızlı götürü, volatilitenin art­masını sağlıyor. Bu fonların ba­zılarında getiriler bu tarz türbü­lanslardan sonra halen oldukça iyi olsa da, çok fazla sirkülasyon olduğundan yatırımcılarının ne kadarının bu getiriye ulaşabildi­ği muamma. Keşke, fonu elinde bulunduran yatırımcıların ka­çının ne kadar kârda ve zararda olduğunu görebilsek.

Bunu gör­seydik, eminim çok volatil fon­larda tarihsel getirilerden çok farklı bir tablo ile karışılabilece­ğimizi düşünüyorum. Bu neden­le fonlardaki getiriler kadar fo­nun volatilitesine de önem ver­mek gerekiyor. Evet, getiri en önemli nokta. Ancak bu getiri­ye ulaşırken ki süreç de önemli. Peki fonlarda buna nasıl baka­biliriz? Fon volatilitesine bakı­lırken, fonun aylık getirilerinin gösterdiği değişkenlik göz önü­ne alınıyor.

Bir fonun getirisin­de görülen değişkenlik (volati­lite), fonun aylık getirisinin or­talama getirisinden uzaklığını ölçen standart sapma ile ölçülü­yor. Tabii fonlarda çok uzun va­deli yatırımcılar da var, ancak volatiliteye 1 yıllık dönemlerde bakılabilir. Bir fonun getirisinin aldığı riske değip değmediği­ni anlamamızı sağlayan sharpe oranının yüksek olması, fonun aldığı riske göre daha iyi getiri sağlaması demek oluyor.

Örneğin Fintables üzerinden farklı fonlara baktığımızda; geç­mişte piyasadan çok pozitif ay­rışıp son 1 yılda bunu başarama­yan fonları, oldukça inişli çıkış­lı grafiğe ve zaman zaman birkaç hisse senedinde yoğunlaşması­na rağmen kayda değer getiriye ulaşanları ve sabit getirili araç­lara göre pozitif ayrışıp düzenli getiri sağlamasına rağmen vola­til fonların çok gerisinde kalan fonları görebiliyoruz.

Bana kalırsa mühim olan ise yatırımcının aslında önce ken­disini tanıması ve alacağı fonun geçmişini de araştırarak beklen­tisini ve psikolojisini yönetme­si. Ancak bu şekilde yapılan se­çimler, “keşke”yi önlüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar