Fonlar satıyor, fiyatlar düşüyor
Hedge fonlar önlerine ne gelirse satıyorlar. Bu da fiyatlar üzerinde büyük baskı yaratıyor. Gerçi büyük fonlar, daha uzun dönemli pozisyonlar alırlar. Son dönemlerde yaklaşımları değişti.
Artık sayısal yatırım teknikleri daha sık kullanılıyor. Özellikle ABD'de bu tarz yöntemleri kullanan fon sayısı çok arttı. Eskiden olduğu gibi piyasada değer bulmak için pek bir çaba yok. Fizikçilerin ve bilgisayar programcılarının yarattığı sistemler ve bunlara göre oluşturulan stratejiler piyasalarda büyük oynaklık yaratıyor. Temel piyasa bilgisine ihtiyaç duyulmuyor. Arz-talep dinamiklerini anlamanız gerekmiyor.
Avrupa kaynaklı riskler arttığı için, fonlar satış yapıyor deniyor. Yunanistan euro bölgesinden çıkacakmış, bu da bulaşma etkisi yaratabilirmiş. Bunun için pozisyonlar boşaltılıyormuş. Yunanistan'ın bugün euro sisteminden çıkması için resmi bir mekanizma yok. Kısa dönemde istese de çıkamaz. Aslında Almanya Yunanistan'ı kafasında sildi. O ayrı bir konu. Fakat çıkış için gerekli düzenlemelerin yapılması zaman alır. Almanya, Yunanistan'a yol vermenin yaratabileceği olumsuzlukları en aza indirgemek için bir güvenlik duvarı kurmak istiyor. Geçen haftalarda da yazdım. Maastricht kriterlerinin gevşetilmesi ilk adım olabilir. Enflasyondan çok korkan Almanya, Avrupa Merkez Bankası'nın enflasyon hedefinin yükselmesine de izin verebilir.
Almanya, Yunanistan'ın başaramayacağını biliyor. Öte yandan, sorunlu ülkelere dayattığı politikaların işe yaramadığını da görüyor. Yunanistan'ı kısa dönemde sistemden gönderseler, bilhassa Fransız bankalarının bilançolarında büyük hasarlar oluşabilir. Bu nedenle hazırlık gerekiyor.
ABD'de de ilginç gelişmeler yaşanıyor. En önemli göstergelerden birisi olan ABD 10-yıllık tahvil fiyatı zirvede bulunuyor. Bu tahvilin faizi, son elli yılın dip seviyelerinde dolaşıyor. Yatırımcı risk almıyor, bu nedenle ABD tahvillerine ve nakit pozisyonlara kaçıyor yorumu yapılabilir. Deflasyon korkusu geri döndü, dolayısıyla faizler düşüyor da denebilir.
Fed'e göre tahvil fiyatları belli seviyelere kadar, borsa endeksleri sonsuza kadar yükselebilir. Geri kalanlar düşebilir. Bunlar altın ve dolar da olabilir. Tahvil fiyatları yükseldiğine göre(faizler düştüğüne göre) şimdilik bir sıkıntı yok. Fakat borsalarda bir düşüş yaşanıyor. Bu, Fed'in istemediği bir durum. Fed, hisselerdeki satışların hızlanabileceğini biliyor. Kaldı ki; ABD ekonomisi göreceli olarak iyi olsa da, bundan sonrası için riskler var.
ABD bütçe açığının düşürülmesi, en büyük risk olarak görülebilir. Bugüne kadar uygulanan gevşek maliye politikası ekonomiyi destekledi. Özel sektörün henüz toparlanamadığı da düşünülürse, devlet desteğinin azaltılması büyük hata olur. Açığın düşmesi, şirketlerin kar beklentilerinin aşağı yönlü revize edilmesine yol açabilir.
Amerika'nın en büyük bankalarından JP Morgan'ın 2 milyar dolarlık zarar açıklaması da, başta bankacılık hisseleri olmak üzere, endekslerde baskı yaratıyor. Bankacılık sektörü, Fed'in göz bebeği. 2008'de Bear Stearns, Lehman Brothers gibi bankalar battıktan sonra sistem çökmüştü. Finans sektörünün dağılması, bütün ekonomiyi götürmüştü. Fed bunu bildiği için, bankacılık hisselerindeki satışlar hızlanmadan devreye girebilir. Yatırımcının gözü burada olmalı. Yeni likidite önlemleri gelecekse, ilk olarak bu hisselerde hareket başlar. Fiyatlarda dip oluşumları görülür. Politika yapıcıların, son günlerde kapalı kapılar ardında görüşmeler yaptıklarından emin olabilirsiniz.