Fonlamanın yükselmesi ve yan etkileri…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Serhan YENİGÜN / FİNANSINVEST

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), %4,50 olan haftalık repo faizi ile %3,50 - %7,75 olan faiz koridorunun alt ve üst bantlarını değiştirmedi. Bunun yerine ek parasal sıkılaşma günlerinde (EPS) bankalar arası faizlerin %7,75 yerine %9 civarında oluşması sağlanacak. Böylece “fonlama oranı” olarak bilinen ve son günlerde %7,00 - %7,20 bölgesinde olan bankalar arası kısa vadeli kaynak kullanım maliyeti “200” baz puan civarında artırılmış olacak.

Lira’daki zayıflığın devamı nedeniyle EPS günlerinin bol sayıda uygulanacağı bir döneme giriyoruz. Gelecek hafta Pazartesi ve Perşembe günleri şimdiden ilan edilmiş iki istisnai gün. Bu günlerde TCMB piyasaya yüksek maliyetli fon sağlayacağından döviz yerine TL tercihi desteklenecek. Bunun da Lira’daki değer kaybını durdurması ve döviz kurlarını dengelemesi, hatta bir miktar aşağı çekmesi hedefleniyor. Ancak, kur hareketlerinde son dönemde PPK uygulamalarından çok siyasi risk primindeki artışın daha etkili olduğunu belirteyim. Bu nedenle, siyasi tansiyonda azalma olmadıkça kurda belirgin bir gevşeme zor görünüyor. Kısa vadede ağırlıklı ortalama fonlama oranının kademeli olarak %8’lere yükselmesini bekliyorum. Bu dönemde eğer döviz kurlarında bir geri çekilme görmezsek ve enflasyon göstergelerinde artış sürerse %9’a kadar da oranın yükseltileceğini sanıyorum. Fonlama oranının %7’lerden %8 - %9 bölgesine yükselmesinin dolaylı etkileri ise şunlar olabilir:

• Mevduat faizleri bir miktar yukarı çekilebilir. • Kredi faiz oranlarında, mevduat faizlerindeki artışa görece daha sınırlı bir artış yaşanabilir. • İlk iki maddenin doğal sonuçları olarak bankaların maliyetleri artabilir ve gelirleri aynı oranda artmayacağından net faiz marjlarında kısmi bir daralma görebiliriz. Bu daralmanın boyutu EPS günlerinin sayısına ve fonlama maliyetinin ne derece yükseltildiğine bağlı olacak. • Fonlamanın ve yurtiçi faizlerin yukarı çekilmesi ile enflasyona etki eden arz yönlü baskılarda önemli bir değişiklik olamayabilir, ancak iç talepten gelen etkiler frenlenebilir. • Tüketim talebinin frenlenmesi ve kredi maliyetlerinin artacak olması yatırım iştahını sınırlayabilir, bu da GSYH büyümesi üzerinde riskleri artırabilir.

Piyasaların bütün bu yan etkilere katlanmak zorunda kalacağı günler geçireceğiz. EPS günlerinin fazla uzamaması ve bir yandan da kurlardaki yükselişin dizginlenmesi önümüzdeki dönemde izleyebileceğimiz en iyi durum senaryosu.

İşlerin yolunda gitmesi için siyasi gündemin de yardımcı olması gerekiyor. Bu açıdan, Mart yerel seçimlerine kadar geçecek süre son derece kritik olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017