Fon akımları: IIF, GOÜ, 2018 3Ç
2 Ekim tarihinde Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından sermaye (gecikmeli) ve portföy akımlarına ait gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) verileri açıklandı. Bir önceki çeyrek rakamları ile kıyasladığımızda enteresan sonuçlara ulaşmak mümkün. Ne gibi? Örneğin, bir süredir anlatmaya çalıştığımız “GOÜ grubu içerisinde portföy dağılımında değişim söz konusu” gerçeği gibi. Anlatmaya çalışalım.
Bahsedeceğimiz iki grup veri seti var. Sermaye akımları portföy kaleminin 1 ay gerisinden gelmekte. Ağustos rakamlarına bakarak hızlı bir şekilde portföy tarafına geçiş yapmakta fayda var. Takip edilen 23 üyeli GOÜ grubuna ay bazında toplamda 8.5 milyar dolar net sermaye akımı gerçekleşmiş. Söz konusu rakam Temmuz döneminde 15.2 milyar dolar. Yani, yarı yarıya azalıştan söz ediyoruz. Öte yandan, Haziran’da gerçekleşen 26.7 milyar dolarlık çıkışı düşündüğümüzde önemli bir kısmının yerine konulduğu sonucuna ulaşmak da mümkün. Yani, bardağın ne tarafından bakarsanız o şekilde bir resim çizmek mümkün. En ciddi sermaye girişi 16.1 milyar dolar ile Çin’de olurken, çıkış tarafında 10.2 milyar dolar ile Suudi Arabistan öne çıkıyor. Türkiye cephesindeki rakam -5.1 milyar dolar ile -6.7 milyar dolar olan Rusya performansının ardından üçüncü sırada kendimize yer bulma şeklinde oluyor. 2017’nin ilk 8 aylık dönemine kıyasla GOÜ grubu Türkiye hariç hesaplamada 24.5 milyar dolar rakamına karşı 167 milyar dolarlık performansla ciddi-güçlü duruş sergiliyor. Türkiye ise 25.5 milyar dolara karşı 22.7 milyar dolarlık performans ortaya koyuyor. Yüzde 89.
Gelelim portföy akımları cephesine. Esas hikaye burada başlıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde enteresan gelişmeler takip edildi. Gelişmekte olan ülke varlıklarında ani fon çıkışları ve hızlı-sert algı bozulmaları yaşanırken, portföy tercihleri de kendi içerisinde değişiklik gösterdi. Her şeye rağmen, ikinci çeyrekte 23.2 milyar dolarlık fon çeken GOÜ grubu üyeleri söz konusu rakamı üçüncü çeyrekte 31.4 milyar dolar seviyesine yükseltiyor. Bir önceki çeyreğin fon akımı noktasında ana belirleyicisi olan borçlanma senetleri bu kez sahneyi 19.6 milyar dolar ile hisse senetlerine bırakıyor. Ne, nasıl olmuştur? Bunca dalgalanmaya, algı erozyonuna rağmen GOÜ varlıkları çeyrekten çeyreğe portföy akımlarını hızlandırmayı başarmışlardır. Peki, bu nasıl oldu da oldu? 25.8 milyar dolar ile Asya grubu üyeleri sayesinde gerçekleşti. Avrupa kıtasındaki üyeler ise 4.1 milyar dolarlık çıkış ile en zayıf halka olarak öne çıktılar.
Şimdi, Türkiye’ye özel paragraf açalım. Bunca gelişme olurken bizim cephede işler nasıl gelişti? Tümden gelelim. 2017’nin ilk 9 aylık kısmında 22.5 milyar dolar gibi kayda değer ölçekte portföy akımını çekmeyi başardık. Karşılaştırma açısından kolaylık olsun; aynı dönem içerisinde tüm GOÜ grubu 294.6 milyar dolar düzeyinde fon akımına maruz kalmıştı. Yani, iyimserlik ulaşabileceği en üst noktaya ya yakındı, ya da tam olarak oradaydı. Peki, 2018’de resim ne? Kümülatifte 1.3 milyar dolar çıkış söz konusu. Ay bazında son portföy girişini 5.2 milyar dolar ile Ocak ayında verdik. Ana belirleyici 4.9 milyar dolar ile borçlanma senetleri kalemi olmuştu. Üçüncü çeyrek performansımız tahmin edilebileceği üzere olumsuz, -1.5 milyar dolar. Bir önceki çeyrekte karşılaştığımız zorluklar nispeten daha düşük seviyelerde iken portföy akımı trafiğimiz nette -2.7 milyar dolar olmuştu. Bu noktada şu çıkarımı birebir doğru olmasa da yapmak mümkün; ağırlıklı çıkış Nisan-Haziran döneminde gerçekleşti. Hareketliliğin dağılımını incelediğimizde ise, ikinci çeyrekte gözlenen ağır borçlanma senedi satışının (-2.4 milyar dolar) geride bıraktığımız 3 ay içerisinde -1 milyar dolar seviyesinde kaldığını görüyoruz. Hisse senetleri ise üç çeyrektir ekside seyrediyor. Yani, 9 ay.
Toparladığımızda şöyle bir resimle karşılaşıyoruz; GOÜ’de akımlar devam ederken, özelde Eylül’ün ikinci yarısından sonra yerel varlıklar için gözlenen iyimserlik çeyreğin tamamındaki tahribatı telafi etmeye yeterli olmadı. GOÜ ekibi her şeye rağmen toplamda bir önceki çeyreğin üzerinde portföy çekmeyi başardı ve bunu da hisse senetleri üzerinden gerçekleştirdi. Şimdi nispeten daha sakinlemiş bir ortam içerisinde son çeyreğe girmiş bulunuyoruz. Arjantin ve Türkiye gibi önemli üyeleri daha az konuşuyoruz. Riskler başlık olarak aynı olsa da algı düzeylerinde kısmen toparlanma var. 7 Ekim’de gerçekleştirilecek olan Brezilya başkanlık seçimlerinin ilk turu grup yaklaşımı açısından önemli. Kasım’da ABD ara seçimleri ise her iki uçta riskler barındırıyor. Değineceğiz.