Fiyatlarda gerileme mi, hem de ekimde!
Enflasyonla topyekun mücadele programı başlattık ya... Son günlerde bazı çevrelerde ekim ayındaki enflasyonun sıfır dolayında, hatta negatif gelebileceği gibi iyimserlik rüzgarı estiğine tanık oluyoruz.
Ekim ayları fiyatların en yüksek artışı gösterdiği aylar. Ekimdeki artışlar ortalama yüzde 2 dolayında oluşuyor. Tam oranı verelim; TÜFE’nin oluşturulduğu 2003’ten 2017’ye kadar olan on beş yılın ortalaması yüzde 1.92.
İşte on beş yıl ortalaması yüzde 1.92 olan ve yüzde 1’in altına yalnızca 2003 yılında inilebilen ekim ayı için bu yıl pek iyimseriz. Bu iyimserliğin nedeni de belli, enflasyonla topyekun mücadele programı...
Bu program sayesinde ekim ayında hadi geçtik negatifi de, sıfıra yakın bir oran görme şansımız var mı? İki nedenle yok!
Birincisi bu program 9 Ekim’de açıklandı. Varsayalım herkes hemen adım attı ve bu programı sahiplendi, ilk fiyat indirimi 10 Ekim’de yapılabilmiştir, yani ayın üçte biri indirimsiz fiyattan geçildi.
Kaldı ki programın açıklandığı günlerde öyle hemen fiyat indirimine gidildiğine de pek rastlanmadı. Özellikle zincir marketler ekim ayı fiyatlarını belirlemişlerdi ve bazı marketler bu indirimi kasımdan itibaren yapacaklarını duyurdular. Dolayısıyla ekim ayında öyle kayda değer bir indirim olmamış görünüyor.
Ya TÜFE’deki ağırlıklar?
Aslında asıl sorun indirimin ne zaman yapıldığında da değil. Vatandaşın çok kullandığı mal ve hizmetlerin fiyatlarında indirim yapıldı mı yapılmadı mı, sorun burada...
Enflasyonla mücadele programı çerçevesinde teorik olarak mal ve hizmetlerin fiyatında en az yüzde 10 indirim yapılacaktı. Hiç kimse bu programa katılmaya mecbur değildi tabii ki, gönüllülük esastı.
Varsayalım 10 Ekim’den itibaren çok sayıda mal ve hizmetin fiyatında indirim yapıldı. Ama acaba indirime konu bu mal ve hizmetler tüketim kalıbında önemli bir yere sahip mi?
Ya da soruyu tersinden soralım; tüketim kalıbında en çok paya sahip mal ve hizmetlerde fiyat indirimi yapıldı mı?
İşte bu soruya yanıt oluşturması için TÜFE’yi oluşturan 407 mal ve hizmetin ağırlığına baktık ve en çok ağırlığa sahip 50 mal ve hizmeti 10’luk gruplar halinde sıraladık.
İlk 10 mal ve hizmet, kapsanan 407 mal ve hizmet içinde tam yüzde 29.43 ağırlığa sahip. Peki bunlarda bir fiyat indirimi var mı?
TÜFE’de en fazla ağırlığa sahip gider kalemi yüzde 5.19 ile kira. Hangi ev sahibi kirada indirime gitti?
Ağırlıkta yüzde 4.79 ile ikinci sırada bulunan sigarada fiyatlar düştü mü?
Ya otomobilde, elektrikte, suda, cep telefonu görüşme ücretinde, ekmekte, mazotta, benzinde?
Geçelim ikinci yüzde 10’a... Bu grubun toplamdaki ağırlığı yüzde 11.74 düzeyinde. Dana eti, LPG, doğalgaz, dolmuş ücreti, altın, hazır yemekler, kuzu eti, kebaplar, sıcak içecekler, tavuk eti... Bunlarda fiyatı düşen var mı?
Zaten ilk 20 mal ve hizmetin toplamdaki payı yüzde 41.17. Ve görüyoruz ki bunların (bildiğimiz kadarıyla) hiçbirinde gerçek anlamda bir fiyat indirimi yok. Bazı şirketlerin cep telefonu hizmetlerinde, bazı meslek odalarının da kuyumculuk sektöründe yaptıkları indirimlerin toplama fazla etkisi olacağı da pek beklenmiyor.
50 ürünün payı yüzde 60
TÜİK, tüketici fiyat endeksini 407 mal ve hizmetin fiyatını izleyerek oluşturuyor. Bu 407 mal ve hizmet içinde en fazla ağırlığa sahip ilk 50 kalem, toplamda yüzde 60.5 paya sahip durumda. Kalan 357 mal ve hizmetin payı ise yüzde 39.5 düzeyinde.
İlk 50 kalemin toplamdaki payını tek tek veriyoruz. Vatandaşın toplam harcamasının beşte üçünü bu 50 kalem için yaptığını dikkate alırsak ve bunların fiyatında da öyle önemli bir değişiklik olmadığını göz önünde bulundurursak, ekim ayında nasıl bir enflasyon beklememiz gerekir?
Eksi mi beklemeliyiz ekim ayı oranını, sıfır dolayında mı, geçmiş yılların ortalamalarına yakın bir düzeyde mi? Yoksa ekim ayı başında elektrik ve doğalgaza yapılan zamların ve bir dönem çok yüksek seyreden döviz kurunun fiyatlara biraz daha yansımasının etkisiyle yüzde 2’yi de çok aşan bir oran mı göreceğiz 5 Kasım Pazartesi günü yapılacak açıklamada?