Fitch ve durum

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

 

 

Bankacılık faaliyetini mevduat ve kredi üretimi olarak görebiliriz. Bankacılığın üretim teknolojisi, bir maliyet fonksiyonu tarafından temsil edilsin. Maliyet fonksiyonu hem mevduatları  hem de kredileri  yönlendirsin. Tam rekabet durumunda tüm bankalar fiyatları veri kabul ederler ve özdeştirler. Bankacılık sektörünün analitik bilançosu aşağıdaki gibi görünecektir. Burada  rezervleri gösteriyor.

 

gfindikcioglu06112012.jpg

Rezervler, nakit varlıklar ve para piyasası rezervleri -bankanın interbank piyasasındaki net pozisyonu- olarak ikiye ayrılabilir. Bankalar fiyatları etkileyemediklerine göre, mevcut piyasa faizlerini veri alırlar: Kredi faiz oranı, mevduat faiz oranı ve interbank faiz oranı  verilidir. Bu basitleştirilmiş bilanço üzerinden gidilirse, faiz oranlarını veri alan tam rekabetçi bir bankanın karı, net krediler ve  net interbank pozisyonu üzerinden elde ettiği (net) gelirlerin toplamından operasyonel giderleri çıkararak bulunur. Vergi, maliyet fonksiyonunun içinde kabul edilebilir.
Rekabetçi dengede, marjinal operasyon maliyeti faiz marjına -hem kredi hem de mevduatta- eşit olmalıdır. Kredi ve mevduat maliyetleri ayrılabiliyorsa çapraz etkiler sıfırdır. Kapsam ekonomileri (economies of scope) çapraz etkiler negatif işaretliyse mevcuttur. Yani, kredi hacmindeki bir artış marjinal mevduat maliyetini azaltıyorsa kapsam ekonomilerinin varlığından bahsedebiliriz. Bu durumda banka kredi ve mevduat fonksiyonlarını tek bir birimde (şube) etkin olarak yerine getirebilir sayılıyor. Literatürde kapsam ekonomilerinin varlığı veya yokluğu, bankacılık sektöründeki rekabetin niteliğini değiştirecek kadar önemli bir konu olarak görülüyor. Ayrıca, sektördeki banka sayısını ve kapsam ekonomilerinden yararlanan "evrensel bankaların" oranını da etkileyecektir. Kapsam ekonomileri, sektördeki yabancı sermaye oranını belirleyebilecek kadar önemli bir etken olabilir. 
Bu modelin sorunu, tam rekabeti varsaymasıdır. Daha gerçekçi bir model bir tür tekelci gücü de sisteme dahil edebilmelidir. Monti-Klein tekelci banka modeli bu anlamda tam  rekabetin tam tersi bir limit sunuyor. Ancak, daha operasyonel olabilecek modeller oligopolcü veya monopollü rekabete dayalı bir bankacılık piyasası varsayan modellerdir. Bu ara modellerde rekabet arttıkça denge tam rekabete yakınsar. Ayrıca, çift yanlı fiyat rekabetinde rekabet sadece mevduat piyasasında oluşur ve oyunun ilk aşamasında mevduattan aslan payını kapan banka tüm oyunu kazanmış olur. Tabii, bunun böyle olabilmesi için sonsuz elastikiyette bir fonlama kaynağının (para piyasası) varolmaması veya, varolsa dahi, mevduatlara alternatif bir fonlama  aracı olacak kadar derin olmaması gerekiyor. Bu teori parçası, dönem dönem aşırı yoğun yaşanan mevduat toplama yarışını açıklamaya, kısmen de olsa, yarayabilir.
Aracılık marjları düşecekse, yani net faiz marjı daralacaksa, ya kapsam ekonomileri genişlemeli ya da faiz dışı gelirler artmalı. Fakat ücret ve komisyon gelirleri faiz gelirleriyle yakın bir pozitif korelasyon içindeyse -ki komisyon gelirleri/toplam bankacılık gelirleri oranı belli bir eşiği aştıktan sonra korelasyon artıyor- kapsam ekonomilerine ihtiyaç olacaktır. Çünkü bu durumda faiz gelirinden bağımsız hareket eden bir komisyon geliri kaleminden bahsedilemez. O zaman da kapsam ekonomilerinden yararlanabilecek nitelikteki bankalar sektöre hakim olacaktır.
FITCH yetmiyor; Diğer kuruluşlardan birisinin daha notu yükseltmesi gerek. Fakat FITCH açıklaması son aylarda yaşanan yabancı kaynaklı ralliyi boşa düşürmedi, hatta aşırı doğrulamış oldu. Bu durumda faizlerin yönü genel olarak aşağı dönük. Tüketici kredilerini kontrollü biçimde artırmak ve büyümeyi biraz daha iç talep çekişli hale getirmek, risklere ve iç-dış talep gelişmelerine bağlı olarak yatırımları 2013'ün ikinci yarısında tetiklemek şeklinde özetlenebilecek strateji daha kolay uygulanabilecek. Tabii önce kapasite kullanma oranlarının yükselmesi gerekiyor. Bu durumda bankalar açısından soru şu:  Değerlemeler tam olarak gelir-marj üzerinden yapılacaksa kredi ve tahvil spreadlerine ne olacak? Çok düşer mi? Spread çok düşmeyecekse mevduat faizi ve fonlama daha ne kadar gerileyebilir ki kredi ve bono faizleri düşmeye devam etsin?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019