Fırsat, eşitlikten doğar!
Ekonomik hayata katılım "kadın-erkek eşitliği" sorununun parçası. Toplumsal ölçekte derinleştirilmiş, hayatın her alanını aydınlatan "gerçek" eşitlik yoksa, kadının ekonomik hayata katılma fırsatlarına erişebilmesi; erişse bile o fırsatları "eşitliğe" doğru iteleyebilmesi kolay değil.
Sorunu anlamlandıran kavram hiyerarşisinde, eşitliğin fırsattan önce gelmesinin sebebi, bu. İki kavram arasındaki anlam farkı, TBMM'nin 89 yıllık tarihinde ilk kez "Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu" kurulmasını öngören yasa teklifi görüşülürken tartışma konusu oldu.
Tartışılan şuydu: Komisyonun ismi "kadın-erkek eşitliği" mi olmalı, "kadın-erkek fırsat eşitliği" mi? AKP'den 26 kadın milletvekilinin imzalarını taşıyan yasa teklifinde "fırsat eşitliği"; CHP'den 2 kadın milletvekilinin başı çektiği iki ayrı yasa teklifinde ise "kadın-erkek eşitliği" önerilmişti.
Komisyonun doğrusu…
TBMM Anayasa Komisyonu üç teklifi birleştirerek son şeklini verirken, tartışmaya da noktayı koydu ve iki önemli katkıda bulundu: İsim "Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu" olacaktı ve Meclis'in "esas" komisyonları arasında yer alacaktı.
Ne var ki, Anayasa Komisyonu'nun bu "ilerici" katkısı, genel kurulda "kaşla göz arasında" tırpanlanıverdi. Meclis'in "erkek egemen" unsurları ismi bir önergeyle eski haline dönüştürdüler. Peki, neden?
"Erkek egemen kafa" kadınlar için mutlak eşitliği fazla bulmuştu. Fırsat eşitliğini yeterli görmüştü! İlginç olan şuydu: Anayasa Komisyonu'nun AKP'li çoğunluğu muhalefetle birlikte doğru olanı yaparken, genel kuruldaki AKP'li kesim muhalefete rağmen doğruyu büküvermişti!
Kadının zaferi
Eksiğiyle fazlasıyla, ismi şu veya bu… Meclis'in "kadın-erkek eşitliği" sorununu, yasama güç ve sürecinin kurumsal parçası haline getirmesi son derece önemli. Siyasetin "erkek egemen kimyasını" zaman içinde de olsa, değiştirebilecek bir reform niteliğinde. Sadece siyasetin mi? Elbette değil.
Yasama sürecine "esas komisyon" güç ve yetkisiyle katılacak bu oluşum, şayet tüm yetkilerini kullanarak "etkin" çalışır ve çalıştırılırsa, yasalar kadar, yasaların sosyal, kültürel, ekonomik hayata derinliğine "nüfuz" etmesinde büyük rol oynayabilir.
Türkiye'nin "kadın potansiyelini" başta "erkekler" olmak üzere ileri toplumsal değişime yöneltecek "kinetik enerjiye" dönüştürebilir. "TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu" bu haliyle dahi "kadının zaferi"dir! Meclis'te hangi partiye mensup olursa olsun, bu yasaya emek veren tüm kadın vekiller, kutlanmayı hak ediyorlar. İşte onlar:
AKP'den Nimet Çubukçu, Selma Atiye Kavaf, Özlem Piltanoğlu, Çağla Akdemir Özyavuz, Halide İncekara, Güldal Akşit, Ayşenur Bahçekapılı, Özlem Müftüoğlu, Nükhet Hotar Göksel, Gülşen Orhan, Öznur Çalık, Safiye Seymenoğlu, Alev Dedegil, İlknur İnceöz, Ayşe Akbaş, Ayşe Türkmenoğlu, Fatma Şahin, Zeynep Dağı, Aşkın Asan, Birnur Şahinoğlu, Canan Candemir Çelik, Sibel Gönül, Fatoş Gürkan, Gönül Bekin Şahkulubey, Edibe Sözen, Dilek Yüksel, Canan Kalsın. CHP'den Nevin Gaye Erbatur. DTP'den Gültan Kışanak.