Fintech, erişimi olmayanlara bankacılık hizmetleri sağlıyor
Dünya Bankası tarafından Ekim 2017’de açıklanan araştırma sonuçlarına göre, dünyada bir milyardan fazla insanın kimlik belgesi bulunmuyor. Bu da, bu insanların hiçbir eğitim, sağlık ve bankacılık hizmetinden faydalanamadığı anlamına geliyor. Ayrıca Dünya Bankası verileri, dünyada çoğunlukla Afrika, Latin Amerika, Asya ve Orta Doğu’da bulunan 2,5 milyar kişinin banka hesabı olmadığını gösteriyor.
“Banka hesabı olmayan” insanlar, bankacılık olanaklarına ve hizmetlerine erişimi olmayan kişilerden oluşuyor. Daha iyi ve daha hızlı finansal hizmetler sağlamak için finans ve teknolojiyi birleştiren fintech, geleneksel altyapısı ve erişimi olmayan yerlerde yaşayanlara bankacılık hizmetleri sunmaya yönelik büyük bir adım.
Mobil teknolojilerin ve buna bağlı olarak fintech’in yükselişi sayesinde, bankaları olmayan bölgelere cep telefonları ile bankacılık hizmetleri sağlanıyor. Dünya genelinde banka hesabı olmayan 2,5 milyar yetişkinin birçoğunun cep telefonu var ve bu sayede güvenli bir şekilde nakit para saklayabiliyor, ödeme gönderip alabiliyor ve faturalarını ödeyebiliyorlar.
Fintech, sadece bankacılık hizmetlerine erişimi olmayanlar için geçerli değil. Bir taraftan, bankaların kendileri de teknoloji sağlayıcıları haline gelerek bireylerin ve işletmelerin bankacılık işlemlerini mobil uygulamalar üzerinden gerçekleştirmelerini kolaylaştırdı. Diğer taraftan fintech, Bitcoin gibi bankacılık sektörü için yıkıcı olan finansal teknolojileri de içeren geniş bir alan. İşte bugünlerde adını fazlaca duyduğunuz iki fintech terimi:
• Bitcoin: Bitcoin, insanların bankaya ihtiyaç duymadan işlem yapabilmelerini sağlayan sanal bir para birimi. Otellerde online rezervasyon yapmaktan Xbox oyunu satın almaya kadar çeşitli birçok işlem için kullanılabiliyor. Geçen yıl, Bitcoin’in değeri %900 arttı ve o zamandan beri ekonomistler bile Dolar ve Euro ile birlikte Bitcoin’den bahsediyor.
• Blockchain (Blok zinciri): Investopedia.com, blockchain’i “tüm kripto para birimi işlemlerinin sayısallaştırıldığı, dağınık yapılı bir veri tabanı” olarak tanımlıyor. Son işlemler (bloklar) kaydedilerek ve kronolojik sırayla bir araya getirilerek bir zincir oluşturuyorlar, “blockchain” ya da “blok zinciri” ismi de buradan geliyor. Bu, tarafların merkezi kayıt olmadan dijital para birimi işlemlerini takip etmelerini sağlıyor. Blockchain’in devrim yaratması beklenen endüstriler arasında eğitim, siber güvenlik, toplu taşıma, sağlık, seyahat, IoT (Nesnelerin İnterneti) ve pazarlama bulunuyor.
Bu teknolojilerin sunduğu ortak avantajlar şöyle sıralanabilir: basitleştirilmiş kullanıcı deneyimi, erişilebilir analizler, diğer fintech uygulamalarıyla entegrasyon, cihazlar ile platformlar arası işlevsellik, ilerici web uygulamaları ve nesnelerin interneti, güvenlik ve kişiselleştirme.
Bu, küçük işletmeler için ne anlama geliyor?
Mobil bankacılıktan önce, sıkıntı yaşayan sadece tüketiciler değildi. Yukarıda bahsettiğim, banka hesabı olmayan nüfus içerisinde, bankasız faaliyet gösteren 200 milyon küçük işletme de var. Satın alma gücü olan insanlar, banka veya kredi kartına erişimleri olmadığı için yanlarında her zaman yeterli nakit bulunduramıyorlardı. Bu da KOBİ’lerin satışlarını, dolayısıyla ekonomiyi etkiliyordu. Fintech’in sunduğu imkânlar sayesinde, insanlar artık cep telefonlarından işletmelerin cep telefonlarına SMS yoluyla güvenli ve hızlı bir şekilde para aktarabiliyorlar.
Deloitte, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Fintech İstanbul’un hazırladığı “Türkiye’nin Fintech Ekosistemi” raporuna göre, Türkiye’deki fintech ekosistemi hızla büyüyor ve bu alandaki yatırımların artmaya devam etmesi bekleniyor. Fintech’in Türkiye’de büyümek için yüksek bir potansiyele sahip olması ülkede faaliyet gösteren KOBİ’ler için bir avantaj. Bugünkü dijital çağda belirli teknolojileri artık kanıksamış da olsak, teknolojik gelişmeler birçok farklı sektöre yayılıyor; finans da tüm işletmeler için heyecan verici bir sektör. Bill Gates, “önümüzdeki 15 yıl içinde dijital bankacılığın, fakir insanlara varlıkları üzerinde daha fazla kontrol sağlayacağını ve hayatlarını değiştirmelerine yardım edeceğini” tahmin ediyor. Bu hizmetlere daha fazla insanın erişmesi küçük işletmelere de kesinlikle fayda sağlayacak.
Bu, küçük işletmelerin tüketicilerle birlikte daha fazla dijitalleşmesini daha da önemli hale getiriyor. Yeni teknolojilere ve internete erişimi olan insan sayısı arttıkça, online ürün ve hizmet arayan insanlar da artacak. Küçük işletmeler, kendi web sitelerini kurarak ve e-posta pazarlaması, kurumsal blog ve sosyal medyadan yararlanarak, mevcut müşterileriyle iletişim halinde olmanın yanı sıra ürün ve/veya hizmetlerini arayan daha fazla potansiyel müşteriye de ulaşabilirler. Günümüzde küçük işletmelerin online kimliklerini oluşturmaları Web Sitesi Mimarı ve Yönetilebilir WordPress gibi ürünlerle daha kolay ve uygun maliyetli bir hale geldi, onların da bu avantajlardan faydalanmaları gerekiyor. İşleri ilerledikçe online ödeme uygulamalarına eğilip fintech’i işletmelerine nasıl dahil edebileceklerini düşünebilirler.