Fintech doğru vagon
Teknoloji trenini neresinden yakalayacağımız ile ilgili ciddi sıkıntılarımız oldu. 90’larda hızla yükselen Pasifik ülkeleri ve ardından Çin, donanım pazarını ele geçirdiler. Günümüzde bilgisayar bileşenleri ve diğer bitmiş akıllı cihazlar için burada üretim tesisleriyle rekabet etmenin imkânı yok.
Yazılım ve servis pazarı bir süredir Hindistan’ın elindeydi. Şimdilik rekabette halen liderler ancak birkaç ülke atak yapmaya başladı.
Güvenlik ve bağlantı teknolojilerinin geliştirilmesinde İsrail uzun zamandır lider. Son birkaç yıl içerisinde küresel şirketlerin toplam 200 milyar dolar üzerinde İsrail şirketi satın aldığını görüyoruz. İsrail, teknoloji geliştirme sayesinde 200 milyar dolarlık şirket ve bilgi ihracatı yaptı.
Mesela İrlanda, çağrı merkezi konusunda ciddi bir ağırlığa sahip. 4.5 milyon nüfuslu İrlanda’da çağrı merkezinde çalışanların sayısı 300 bini geçmiş durumda. Üstelik İrlanda, çok daha yüksek ücretlerle, küresel şirketlere yüksek kalitede hizmet veriyor.
Peki, ülkeler teknoloji trenin farklı vagonlarına sıçrayarak hızla yol alırken, Türkiye’nin halen fırsatı var mı? Uzun zamandır Türkiye’nin bir ara bağlantı merkezi olması konuşuluyor. Örneğin 3. Havalimanı ve otoyol, demiryolu yatırımları ile ticaret ağının merkezi… Enerji hatları ile Asya enerjisinin Avrupa’ya yayılmasındaki hublardan biri olabilir. Teknoloji de maalsef böyle bir dağıtım söz konusu değil.
Ancak Türkiye’nin zaten iyi olduğu bir husus var. Bankalarımız finans teknolojileri konusunda tüm dünyadaki muadillerinden çok çok daha iyiler. EFT gibi kendine has çözümleri geliştiren, mobil bankacılık konusunda ABD ve Avrupa’daki bankalara nal toplatan, ses tanıma teknolojilerinden oyun konsollarına kadar farklı alanlarda teknolojik geliştirmeler yapan bankalarımız var. Yine ödeme sistemleri altyapıları ve çeşitlilikleri konusunda da hızla yol alıyoruz.
Hâl böyleyken Finans Teknolojileri konusunda Türkiye, tüm dünyaya hizmet satan ve yeni teknolojiler geliştiren önemli bir merkez olabilir. Pazarın büyüklüğü hiç de azımsanacak boyutta değil. PwC’nin tahminlerine göre önümüzde 3 ila 5 sene içerisinde FinTech için küresel olarak harcanacak paranın toplamı 150 milyar doları bulacak. Harcanan bu para haricinde yeni FinTech ürünleri hayatımızın her alanını değiştirecekler. Elon Musk, bugün Tesla ya da SpaceX projeleri ile popüler olmuş olabilir. Ancak sermayesini bir ödeme altyapısı olan PayPal’a borçludur.
Yeni nesil FinTech ürünleri, Türkiye’deki bankalar için hem büyük bir fırsat hem de büyük bir tehdit. Eğer bu teknolojilerde dünyaya yönelik çözümler geliştirmez ve yalnızca uygulayıcısı olurlarsa, bankacılığın 200 yıl önceki kuruluş günlerine geri dönüş olacaklar. Yani para saklayan ve bir noktadan bir başka noktaya transfer eden güvenli kuruluşlar. Ancak günümüzde FinTech çözümleri çok daha fazlasını vaat ediyor. Sizin adınıza tüm finansal süreçlerinizi kontrol eden, ödeme ve satın alma alışkanlıklarınızı değiştiren, yatırımlarınızı otomatik olarak yürüten, kısacası parayı kullanma biçiminizi devrimsel olarak değiştiren çözümler var. Türkiye teknoloji trenine en azından bu vagondan binebilir.