Fındıkta yine ‘zor yıl’ mı geliyor?

Handan Sema CEYLAN
Handan Sema CEYLAN ANADOLU'DAN [email protected]

Fındıkla ilgili, sürekli dillendirdiğimiz belki de bu yüzden artık yıprattığımız özelliklerimizi buradan tekrar saymayacağım. Mesela, dünyanın fındıkta en büyük üreticisinin Türkiye olduğunu yeniden söylemeyeceğim. 

Fındık sektörüyle ilgilenenler bilir, geçen sene sektör en kötü yıllarından birini geçirdi. Var yılı olması sebebiyle en düşük 800 bin ton fındığın beklendiği bahçeleri don vurdu. Orta ve Doğu Karadeniz’de 400 rakımın üzerindeki bahçelerden hiç fındık toplanamadı. Ki bu bahçeler, bölgenin en zor geçim koşullarına sahip olan çiftçisinin yaşadığı alanlardı. İşte tam bu nedenle üretici bu baharı tedirgin karşıladı. Bu senede don yaşandı ancak, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bir bahçeden hiç ürün çıkmamasının söz konusu olmadığı söyleniyor. Ancak hem ihracatçı hem de üretici bu yıl rekoltenin 650 bin tonları bulamayacağı konusunda hem fikir. 

Haziran ayının sonuna doğru hem Türkiye Ziraat Odaları Birliği hem de ihracatçılar rekolte konusunda yaptıkları çalışmaları paylaşmış olacaklar. Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Aslantürk sezonu bize değerlendirirken ilk tespiti ‘Bizi yine sıkışık ve dar bir piyasa bekliyor’ oluyor. Ancak Aslantürk, umut verici gelişmeleri de paylaşıyor. Hatırlayacağımız gibi Ünye ve Düzce’deki lisanslı depolar hem tanıtım eksikliği hem de sektörün büyüklerinin etkisiyle rağbet görmemiş ve kapanmıştı. Aslantürk, “1 Mayıs’ta Giresun Ticaret Borsası yeni bir deponun temelini attı. Çok önemli teknik özelliklere sahip bir depo olacak burası. Bu sezona yetişmeyebilir ama önümüzdeki sezon hem üretici hem de tüccar için önemli bir hizmet sunuyor olacak. Örnek teşkil edecek bir proje” diyor. 
Aslantürk’ün üzerine basarak söylediği başka bir konu ise ‘üretimde verimlilik’. Aslantürk ‘Bu konu fındıkta kalkınmanın birinci maddesi olmalı” şeklinde konuşuyor. Rakamlar da Aslantürk’ü destekliyor. Türkiye’de 700 bin hektar arazide üretilen fındıkta ortalama verimlilik 100 kilogramın altında. Dünya ortalaması ise 200 kilogramın üstünde. Yani bildiğimiz klişelerin üstünü çizerek şunu söyleyebiliriz: ‘Evet fındığı en çok üreten ülkeyiz. Ama bunu aynı zamanda en kötü şekilde gerçekleştiriyoruz”. Aslantürk, bunun için ‘üretim artışı destekleme modeli’ nin hayata geçirilmesini istiyor. Ve uzun zamandır altını çizdiği gibi, bahçelerin yenilenmesi gerektiğinin ve sertifikalı fidan üretiminin başlaması gerektiğini söylüyor. 

BU YIL ZATEN FINDIĞIN YOK YILI 

Öte yandan sektörde manav olarak tabir edilen tüccarın yasaklanmasına rağmen fındıkta karanfil sayımına başladığı da bir başka duyum. Bu ayın sonuna kadar tüccar karanfilleri saymış olacak. Ancak asıl çotanak sayımının Haziran ayında yapılacağı belirtiliyor. Konuyu Ordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt’e soruyoruz. Cörüt, ‘Haziranın sonundan önce bu tür sayımlar gerçeği yansıtmaz’ diyor. Üreticinin tedirginliğinden de bahseden Cörüt, ‘Fındıkta bir var yılı bir yok yılı var. Biz var yılı olan geçen seneyi don yüzünden kaybettik. Bu yıl yok yılı o yüzden 650 bin ton rekolte hayal gözüküyor” şeklinde konuşuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar