Fındıkta yeni strateji…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Yeni sezona 15 gün kala, hükümet, fındıkta radikal bir politika değişikliğine gitti. Ekonomiden sorumlu 5 bakan medyanın karşısına geçti ve 2009-2012 döneminde uygulanacak yeni fındık stratejisini açıkladı.

Yeni fındık stratejisi neler getiriyor?

1- Fındık dikim alanları 3 yıllık bir dönemde 462 bin hektardan 406 bin hektara indirilecek.

2- Fındıkta yıllardır devam eden destekleme alımları yerine alan bazlı destekleme sistemi uygulanacak.

3- Yasalarla belirlenmiş ruhsatlı alanlarda fındık üreten çiftçilere 3 yıl boyunca dekar başına 150 lira doğrudan ödeme yapılacak.

4- Ruhsatlı olmayan alanlarda fındık üreten çiftçilere fındıklarını sökmek şartı ile dekar başına 150 lira söküm desteği, 150 lira da alternatif ürün desteği olmak üzere iki yılda dekara toplam 600 lira destek verilecek.

5- Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) veya herhangi bir kuruluş devlet adına fındık alımı yapmayacak. Devlet fındık fiyatı açıklamayacak, fiyat serbest piyasada belirlenecek.

6- TMO'nun stokundaki 535 bin ton kabuklu fındık şimdilik piyasaya verilmeyecek.

7- Yeni fındık stratejisi çerçevesinde 3 yılda üreticiye toplam 2.8 milyar lira doğrudan ödeme yapılacak.

Üretici fındık toplamaya hazırlanırken aceleyle yapılan bu politika değişikliğinin tartışılacak çok yönü var.

2002 yılından beri iktidarda olan AKP Hükümeti'nin fındık konusunda attığı her adım fındık üreticisine ve ülkeye yarardan çok zarar verdi.

Bu politikanın son halkası olan "yeni fındık stratejisi" her şeyden önce "yeni" değildir. Uzun zamandan beri Cüneyd Zapsu ve ihracatçı arkadaşlarının sık sık gündeme getirdiği "eski" bir stratejidir. Kimsenin itiraz etmeyeceği dikim alanlarının sınırlandırılması adı altında fındık sektörünün tamamen serbest piyasaya, vahşi kapitalizme teslim edilmesidir. Nitekim iki gün öncesinden gazetelere verilen ilanlar, bu stratejinin nerelerde ve kimler tarafından hazırlandığını açıkça gösteriyor.

Stratejinin açıklanmasından hemen sonra televizyon kanallarına çıkan Fındık Tanıtım Grubu yöneticileri "Bu stratejiyi biz daha önce açıklamıştık" dediler.

Üretici kuruluşu FİSKOBİRLİK'in Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Bayraktar, bu strateji için kendilerinden görüş dahi alınmadığını söyledi.

Tarımla ilgili bir çok konuda bırakın görüşünün alınması, adı bile gündeme gelmeyen ziraat odalarının da bu strateji hazırlanırken derin bir uykuda olduğu anlaşılıyor.

Sektördeki hemen her kesimin görüş birliği içinde olduğu fındık dikim alanlarının sınırlandırılması konusunda bile ciddi eksiklikler var. Açıklanan stratejiye göre sınırlandırma yapılırsa üretimin az olduğu yıllarda Türkiye fındık ithal etmek zorunda kalacak.

Çünkü, strateji, fındık üretiminin 800 bin ton gibi rekor seviyeye ulaştığı 2008'e göre kurgulanmış. Oysa, Türkiye'nin kabuklu fındık üretimi yıllık ortalama 600-650 bin tondur. 2004'te yaşanan don felaketi ile 350 bin tona kadar düştüğü yıllar var. Dolayısıyla dikim alanlarının sınırlandırılması, ortalama üretim verilerine göre yapılması gerekirdi.

Üretici, ihracatçı ve Tarım Bakanlığı temsilcisinin de yer aldığı Ulusal Fındık Konseyi rekolte tespit heyeti 2009 ürünü için 410 bin tonluk bir tahmin yaptı. Bu rekoltenin neden açıklanmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Çünkü bu rekolteye göre bu strateji açıklanamazdı. Tarım Bakanlığı'nın bu yıla ilişkin tahmini 500 bin ton. Şişirilmiş bu rekolte bile,yıllık ortalama 200-225 bin ton iç fındık ihraç eden Türkiye'nin ancak ihracatına yeter. Yıllık ortalama 100 bin ton kabuklu fındığın da iç piyasada tüketildiği dikkate alınırsa, bu strateji hedefine ulaşırsa, dikim alanlarının sınırlandırılması ile Türkiye, fındık üretiminde ve ticaretindeki liderliğini kaybedeceği gibi, fındık ithal etmek zorunda kalacak.

Açıklanan strateji 176 bin hektar alandaki fındığın sökülmesini öngörüyor. Bu hedefe ulaşmak ta pek kolay değil. Daha önce Dünya Bankası alternatif ürün projesi kapsamında fındığını sökecek çiftçilere dekara 200 dolar ödemeyi taahhüt etti. Fakat, fındığını söken olmadı. Stratejide fındığını sökmeyen çiftçiye nasıl bir yaptırım uygulanacağı belli değil. Kaldı ki, stratejiyi hükümete dikte eden ihracatçılar da fındık sökümünün kolay olmayacağını itiraf ediyor.

Stratejinin özü fındığın serbest piyasaya, vahşi kapitalizme terk edilmesine dayanıyor. Fındıkta piyasayı düzenleyen, üreticiyi koruyan hiç bir mekanizma bırakılmadı. TMO ve FİSKOBİRLİK devre dışı kaldı. Fındık üreticisi ihracatçı veya tüccarın fiyatını kabul etmek zorunda. Başka bir seçeneği yok. Bu yıl en iyimser tahminle kabuklu fındığın kilosu üreticiden 1.5 - 2 liradan satın alınacak. Hükümetin vereceği alan bazlı destek kilograma ortalama 1 lira yansıyacak. Fakat, üretici bu desteği en erken 2010 yılının Mart-Nisan aylarında alabilecek.

TMO'nun depolarındaki 535 bin ton fındığın tamamı söylendiği gibi yağ yapılmayacak. 2005 ve 2006 ürünü fındıklar yağ yapılacak, 2007 ve 2008 ürünü fındık ise ihracatçıların baskısı ile stokta bekletilecek. Stokta bekletilen fındık hem fiyatların düşük oluşması için bir baskı unsuru olacak, hem de ihracatçılar ihtiyaç duyduğunda ucuza alıp ihraç edecek.

Özetle, yeni fındık stratejisi, Türkiye'yi en güçlü olduğu ürün olan fındıkta güçsüz hale getiriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar