Fındıkta 74 yıldır değişmeyen gerçekler…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Aşağıda okuyacağınız fındık raporu, 12 Ekim 1935'te düzenlenen 1. Ulusal Fındık Kongresi sırasında hazırlandı. Aradan 74 yıl geçmiş ama hiçbir şey değişmemiş. Raporu o günün dili ve anlatımıyla bilgilerinize sunuyoruz.                                    

Alivre satışlardan doğan müşkül vaziyetler

"İç ve dış piyasalarda fındık fiyatlarımızın düşürülüp çıkarılması müstahsil ve tüccarlarımızın fakir ve teşkilatsız bulunmalarından ve arsıulusal piyasa gidişini layığıyla takip edememelerinden ileri geldiği söylenebilmekle beraber işin bir de dış cephesini gözden geçirmek faydalı olur düşüncesindeyiz.

Öteden beri biliniyor ki, dış pazarlarda hemen her yıl sezon başlangıcında fındık fiyatları düşer ve miladı İsa yortularına (yılbaşı) doğru yükselmeye temayül eder. Bundan sonraki haftalarda yine düşmeye ve mahsulün arkası alındığı zamanlar fiyatlar çıkmaya başlar.

Edinilmiş olan kanaate göre bu fiyat dalgalarının başlıca amilleri dış piyasalardaki spekülatörlerin mali kudretlerine dayanarak aldıkları tedbirler ve ihdas eylemekte oldukları cereyanlardır.

Fındık istihsal eden ülkelerin fındık rekolteleri her yıl vasati olarak 80 bin tondur. Bu ülkelerin mahsul  yılına göre olan fındık istihsalleri ve müstahsillerin paraya olan ihtiyaçları fiyatın teşekkülünde tesir yapan amillerdir. Arsıulusal pazarlarında fındık ihtiyacı fiyatların teşekkülünde pek o kadar önemli bir rol oynamaz. Çünkü müstahsillerin ihtiyaçları, aşağı yukarı hemen her yıl sabit ve muayyen haddini muhafaza eder. Vakıa rakip olarak badem, ceviz ve bilhassa Amerikan fıstığı gösteriliyorsa da çikolata fabrikalarında ve pasta imalinde fındıkların hususi ve önemli mevkileri vardır.

Fındıkların yerine diğer yağlı maddeler tamamen kaim olamamaktadır. Asıl mesele, fındıklarımızı alan yabancı ve aracı firmalar müstahsil ve tecimerlere karşı almış oldukları özel durumun fiyatların teşekkül ve dalgalanmasında ve tehlikeli roller oynamasında amil olmasıdır. Aracı ve yabancı firmalar a la bahisse ve a la hausse spekülatörlerdir. Bu firmalar hususi menfaatlerini göz önünde tutarak fiyatları istedikleri şekillerde düşürüp veya çıkarmak için bir takım suni hadiseler de icat etmekten çekinmezler; 

İstihsal memleketlerinin rekolte vaziyetlerine göre mahirane bir şekilde raporlar tanzim ve neşrederler. Mevsim başlangıcında ekseriyetle fiyatların sukut etmesi lazım geldiğini birçok hadiseleri göstermek suretiyle, sistematik bir tarzda işaa ederler. Mesela;bu yıl Türkiye'nin fındık rekoltesi geçen yıla nazaran yüzde şu kadar fazla, İspanya ve İtalya'da şu kadar yüksektir, Hamburg'da ve diğer mühim limanlardaki depolarda geçen yıl mahsulünden külliyetli miktarda stoklar vardır. Çikolata fabrikaları ihtiyaçlarını birkaç ay için kapatmışlardır, piyasa vaziyeti durgundur. Almanya'daki döviz kontrol daireleri müsaadelerini güçlükle vermektedir tarzında çıkarılan haberler, paraya fazla ihtiyacı olan satıcı memleketlerdeki üretmen ve tecimerler üzerinde tabiatı ile tesirlerini gösterir ve birbirlerine rekabet edercesine mallarını aşağı fiyatlarla teklife başlarlar. Spekülatörler ise husule getirdikleri bu vaziyetten azami surette istifade etmeye  koyulurlar.

Yukarıda denildiği gibi miladı İsa yortularına doğru fiyatlar arz ve talep kaidesine göre yükselmeye doğru bir cereyan alır. Bu defa hemen a la hausse spekülasyon hareketleri canlanır. Bu münasebetle neşrolunan raporlarda fiyatların yükselmesi icap ettiği melodik bir şekilde izah olunur. Ve mesela; Türkiye'de ve İspanya'da evvelce tahmin olunduğu gibi rekolte çıkmamıştır. Yağmurlar mahsulün mühim bir kısmını bozmuştur Depolarda eski yıl rekoltesinden müdevver stoklar tükenmiştir. Birçok çikolata fabrikaları yüksek miktarda siparişler vermektedirler, müstahsil memleketlerde fiyatlar süratle yükselmeye başlamıştır… tarzındaki spekülatörlerin fiyatları yükseltmek içinde icat ettikleri manevralardır.

Fiyat alçalış ve yükseliş cereyanlarından yalnız sermayeleri kuvvetli olan spekülatörler mühim denilecek miktarda para kazanırlar. Beri taraftaki Türk müstahsili bir yıl içinde anlının teri ile elde ettiği ürününden ancak aç kalmamak endişesiyle eline geçirdiği az miktardaki parayı borcuna kapatır. Türk tüccarı da bu cereyanların aslını tamamen kavrayamadığından sayılı miktardaki sermayesini kaybetmek tehlikesine düşer.

Memleketimizde spekülasyon üzerine muamele yapanlar çok defa eylül ve teşrin aylarında teslim şartı ile nisan, mayıs ve haziran aylarında açıktan satış yaparlar. Rekolte hakkındaki tahminleri yanlış çıkar ve fiyatlar yükselmeye temayül ettiği takdirde bazen satış kontratlarını "Force Majeur" bulunduğu iddiası ile iptal etmeye de kalkışırlar. Bu gibi haller geçmişte sık sık görülmüştür ve bu dış pazarlarda Türkiye'nin harici ticaretine karşı emniyetsizlik ve itimatsızlık uyanmasına da sebebiyet vermiştir.

Yine birçok defalar ülke içerisinde spekülasyon neticesi olarak fiyatların ciddi sebepler gösterilmeksizin tecimerlerimiz tarafından birbiri ardınca kırılmış olması dışarıdaki alıcılarımızı tereddüt ve endişeye düşürmüştür. Tacirlerimiz bu bilgi ve teknik devrinde acun piyasa durumlarını da gereği gibi takip edememekte ve hatta çoğu ecnebi dillerin bilir katiplerden mahrum bulunduklarından dış piyasalardan gelen teklif mektuplarını şuna buna okutmaktadırlar. Bu haller de fındık ihracat ticaretimizdeki eksiklikleri göstermektedir."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar