Fındık ihracatçılarının telaşı…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Fındık ihracatçıları şu sıralar çok telaşlı. Yanlış hesap yapmanın, kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorlar. Sezon başında fındık rekoltesinin 600 bin ton olacağını ilan ettiler. Fındığı üreticiden 2-3 liradan alacaklarını hesaplayarak alivre satış yaptılar. Fındık rekoltesinin 400 bin ton olduğu anlaşılınca fiyat 5 liraya çıktı.

Düşük fiyatla alivre satış yapanlar çok büyük zararda. Şimdi gizli kapaklı görüşmelerle devletin piyasaya müdahale etmesini, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) deposundaki geçmiş yıllara ait fındığın satılmasını istiyorlar. Kamuoyuna ise "Biz serbest piyasadan yanayız, müdahale istemiyoruz" imajı vermeye çalışıyorlar.

İhracatçıların görüşlerini bu dönemin sözcülüğünü üstlenen Ali Haydar Gören yapıyor. Geçmişte bu görevi Sabit Sabır, Cüneyd Zapsu, Ufuk Özongun başarıyla yapmıştı.

Ali Haydar Gören'i yıllardır tanıyoruz. Fındık konusunda farklı düşünüyoruz. Ama, bu tartışmamızı engelleyen bir durum değil. Gören, fındıkla ilgili her organizasyonda var. İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği, Fındık Tanıtım Grubu, Ulusal Fındık Konseyi ve daha birçok kuruluşta etkin olarak görev yapıyor.

Gören, bu kadar yoğun görevi arasında medyada sık sık yer alan, fındıkla ilgili sektörün görüşlerini açıklayan bir ihracatçı. Arkasında güçlü bir iletişim grubu da var. Her fırsatta gazetecilerle bir araya geliyor. Bölge toplantılarına katılıyor. Sorularını da yanıtlarını da kendisinin hazırladığı röportajlar yayınlatıyor.

Son olarak 5 Ekim tarihli Referans Gazetesi'nde bizimde adımızı anarak "Fındıkta neler oluyor" başlıklı bir köşe yazısı yazdı.

Yazıda, 29 Eylül tarihli DÜNYA Gazetesi'nde yayınlanan "Fındıkta serbest piyasa" başlıklı yazımızı eleştiriyor. Özetle, artan fındık fiyatlarına müdahale edilmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin fındık satması için Ankara'ya gitmediklerini, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile görüşmediklerini ve serbest piyasadan yana olduklarını savunuyor.

Biz yazımızda Tarım ve Köyişleri Bakanı ile görüştüklerini yazmadık. 29 Eylül'de görüşeceklerini yazdık. Kaldı ki, o gün fındık ihracatçıları Ankara'daydı. Hem bizim yazımız hem de Ordu ve Giresun başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi'ndeki ziraat odalarının tepkisi üzerine ihracatçılar Tarım Bakanı ile görüşmediler. Görüşme konusunda aralarında ciddi tartışmalar da yaşandı. Bazı ihracatçılar "fındıkta serbest piyasayı biz istedik, bakandan müdahale etmesini istemek doğru olmaz" dedi. Bir kısmı da alivre satışların verdiği zararın etkisi ile görüşmek istedi. Fakat görüşme gerçekleşmedi. Bu oyun ortaya çıkınca, ihracatçılar, Avrupa Birliği yetkilileri ile yapılacak "Fındık Danışma Toplantısı" için Ankara'da olduklarını söyledi.

Avrupa Birliği yetkilileri ile 2 Ekim'de yapılan ve Tarım Bakanlığı, Hazine, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi yetkililerinin katıldığı danışma toplantısı da yapılan lobi çalışmalarının bir parçası. Yakın zamanda Avrupa Birliği yetkilileri "çikolata üreticilerimiz zorda, piyasaya müdahale edilsin" diye açıklama yaparsa kimse şaşırmasın.

Yazdığımız gibi 29 Eylül'de ihracatçılar Ankara'daydı. Kendi aralarında bakan ile görüşme konusunda tartışma da yaşandı. Fakat görüşme olmadı. Dikkat çekici bir gelişme oldu. Anadolu Ajansı o gün bir haber geçti. Spekülatif amaçlı yapılan bu haberin içinde haber kaynağı yoktu. Kaynak olarak "yetkililer" yazıldı. O "yetkililer", TMO'nun fındığa müdahale edeceğini söylüyordu. Fiyat artışının ihracatı olumsuz etkilediğini, ihracatın geçen yıla göre azaldığını söylüyordu. Bu haberin o gün yazılması bir tesadüf müydü? Yoksa haberin kaynağı olan "yetkililer" o gün Ankara'da olanlar mıydı?

Ali Haydar Gören, yazısında ve gazetecilere gönderdiği basın bültenlerinde serbest piyasadan yana olduklarını ve piyasaya müdahale edilmesi yönünde bir istekleri olmadığını da söylüyor.

29 Eylül 2009 tarihli DÜNYA Gazetesi'nin 12. sayfasında yer alan (bizim yazımızla aynı gün) haberin başlığı aynen şöyleydi: " Ali Haydar Gören: "Fındık arzı yetersiz, TMO piyasaya fındık vermeli." Müdahale talebi için daha fazla söze ve kanıta gerek var mı?

Bütün bunlar bir yana. 5 Ekim tarihli gazetelerde Fındık Tanıtım Grubu'nun yarım sayfa bir ilanı yayınlandı. İlanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tarım Bakanı Mehdi Eker ve bakanlık bürokrasisine, bölge milletvekillerine ve Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a teşekkür ediliyor. Buna kimsenin itirazı yok. Herkes ilan vererek birilerine teşekkür edebilir. Fakat ilanda ciddi bir tehdit var. Fındık fiyatı 3 liraya düştüğü zaman kimse sesini çıkarmasın, kimse şikayet etmesin, devletin müdahale etmesi istenmesin tehdidi var. Asıl görevi yurt dışında fındığı tanıtmak olan ve devletin kaynaklarını kullanan Fındık Tanıtım Grubu bu tehdidi savuruyor.

Özetle, fındık ihracatçıları sezon başında yanlış hesap yapmanın faturasını ülkeye ödetmeye çalışıyor. Tarım Bakanlığı bugüne kadar baskılara boyun eğmedi. Dileriz bu dik duruşunu sonuna kadar sürdürür.

Serbest piyasaya gelince, fındık fiyatı 100 lira da olsa, yeni fındık stratejisi ile getirilen ve adına serbest piyasa denilen sistem, uzun vadede ülkeye, fındık üreticisine, ihracatçıya zarar verecek bir sistemdir. Dünyanın en liberal ülkesinde bile tarımda devlet desteği ve müdahalesi vardır. Vahşi bir piyasa düzeni asla kabul edilemez.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar