Fındık çıkmazı: "Hukuk sistemi" sorunudur

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Bir hafta önceki yazı: "Fındık çıkmazı: Bilgi sorunudur" başlığını taşıyordu. Yazının içeriğinde, çoğunluğun üzerinde "görüş birliğine" vardığı "bilgiler" üretilemediğinde başarılı işlerin anahtarı olan "ortak değerler" yaratılamayacağını; "ortak irade" oluşturulamayacağını, "ortak projeler" üretilemeyeceğini, "ortak yararlar" üzerinde birliktelik sağlanamayacağını ve "ortak kurumların" işletilemeyeceğini anlatılıyordu.

Sağlıklı gelişen ve sorun çözen toplumlarda üç temel bilinç vardır: Birincisi "tarih bilincidir". Tarih bilgisi olmadan "tarih bilinci" yaratılamaz. İkincisi "ekonomi bilinci"dir. Ekonomi bilinci, insan ve sermaye kaynaklarını üretim sürecinde etkin ve verimli kullanmanın özüdür; eğilimlerin yarattığı "fırsat" ve "tehlikeler" ile "olanak" ve "kısıtlarımız" arasında "denge kuracak" kadar bilgiye, deneyime, örgütlenmeye, geri bildirimle yapılan düzeltmeye dayanır. Üçüncüsü ise "hukuk bilincidir". Hukuk bilinci, yasaların bireyler ve yönetimlerden üstün olduğunu kavrama işidir. Yurttaşların yasaların içeriklerini bilmelerini gerektirmez; ama yasalar olmadan "toplum düzeninin" olmayacağını içselleştirmiş olmayı gerekir. Bir başka boyut da, "yargı bağımsızlığı" olmadan; bir hukuk sisteminin işlemeyeceğinin iyice anlaşılmış olmasıdır.

Fındıkla ilgili yasal düzenlemeler

Ordu Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Onur Şahin, "Fındık Tarımının Gelişimi ve Destekleme Politikaları" başlıklı bir rapor hazırlıyor. Nisan 2007'de yayınlanan raporunda, 1965 yılından bu yana tartışmaları, çıkarılan yasalar ve yönetmelikler hakkında bilgi veriyor. O bilgilerden anlıyoruz ki, yarım yüzyıldır aynı konuları tartışıyoruz ama sorunlara bir çözüm üretemiyoruz.

"Fındık çıkmazını" yaratan hepimizdeki hukuk bilinci yetersizliğidir. Bu iddianın ne denli geçerli olduğunu Şahin'in raporundan bir bölüm aktararak anlayabiliriz:

"Destekleme alımları ve ihracat gelirindeki artışa paralel olarak kontrolsüz şekilde hızla artan fındık ekim sahalarının bir plan doğrultusunda sınırlandırılmasına yönelik olarak kanun ve yönetmelik hazırlıkları da bu döneme rastlamaktadır. Bu amaçla kanun- Bakanlar Kurulu kararları ve yönetmelikler çıkarılmış olmasına rağmen, bugün itibariyle aşağıdaki düzenlemeler yürürlüktedir:

" 18.06.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2844 sayılı "Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi Hakkında Kanun"

" 27.11.2001 tarihinde yürürlüğe giren 2001-3267 sayılı "Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kanun."

" 19.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren "Fındık Üretiminin Planlanması ve Dikim Alanlarının Belirlenmesi ile Fındık Yerine Alternatif Ürün Yetiştirmeyi Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesine ve Bu Üreticilere Teknik yardım Sağlanmasına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik."

1983 yılında çıkartılan kanun ilk uygulama yönetmeliğinin kanunun öngördüğü 6 ay yerine 6 yıl sonra 1989 yılında çıkarıldığı dikkate alındığında bu yasal düzenlemelerin fındık ürünün planlamasında ve plan doğrultusunda milli fındık politikasının oluşmasında bir fayda sağlamadığı görülmektedir."

Hepimiz kendimize dönmeliyiz

Bir ülke düşünün ki, 50 yıldan fazla zamandır tartışma gündeminde olan bir konuda işlerliği olan yasalar çıkaramıyor; yasa çıkarsa da uygulayamıyor.

Bir ülke düşünün ki, çıkarılan yasalara, başta yasayı çıkaran ve yürütmekle sorumlu olanlar uymuyor; kurumlar işlemiyor; ödünsüz denetimler yapılamıyor.

Bir ülke düşünün ki, sakıncalı gelişme olduğuna ilişkin yaygın kanaate rağmen çok temel sorunlar çözülemiyor. Sorunları sürekli gündemde tutma; eksik bilgilerle tartışmaları sürdürme boşuna enerji harcanıyor.

"Fındık çıkmazı" sorunumuz kendimizi ciddi biçimde sorgulamayı gerektiriyor Leslie Lipson, "...İnsanı insan yapan bilinçli oluşudur. İnsan olarak bizler geçmişi hatırlarız; bir gelecek beklentimiz vardır; hem sürekliliğin hem de değişikliğin farkında oluruz. Ne düşündüğümüzü ve nasıl hissettiğimizi konuşarak ve yazarak ifade eder, diğerleriyle paylaşırız. Şu anda var olan şeylerin daha iyisini hayal edebiliriz. Sonucunu görmeyecek kadar yaşayamayacağımızı bili bile geliştirilmesi on yıllar sürecek programlar tasarlayabiliriz" diyor.

Diyorum ki, "fındık çıkmazını" hukuk sorununun ötesinde, bir insanlık sorunu olarak ele alalım; bakalım sınıf geçebilecek miyiz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar