Finansmana erişim maliyeti arttı, sektör stoksuz çalışıyor

Mine ATAMAN
Mine ATAMAN Dünya israf atlası mine.ataman@dunya.com

Türkiye Un Sanayicileri Federasyo­nu’nun düzenlediği 19. Uluslararası Kongre ve Sergi’de konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Mehmet Gürcan, “2024’de un ih­racatında yüzde 26 gibi bir ihracat kaybı ol­duğunu söylerken “nasıl oldu, niye kaybet­tik, kaybı telafi etmek için ne yapılabilir” gibi konulara hiç girmedi.

Tarım ve Orman Ba­kanlığı tarafı da “konu bizimle ilgili değil, mevzu bütçe meselesi” dermişçesine 350 milyon dolarlık kaybı hiç üzerine alınmadı.

Ramazan’da un fiyatlarında artış olmaz

TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, 2025 buğday rekoltesiyle ilgili “şu an kuraklık etkisini hissediyoruz, mart ve nisanda yağmur yağmazsa yaşayabileceği­miz sorunu hayal bile edemiyoruz, bu sene ekim alanlarının fazlalaşması sayesinde ve­rim düşse de muhtemelen 20 milyon ton he­defi tutturulabiliriz” diyerek olası rekolte kaybına ve kuraklığa dikkat çekti. Tazcan, Ramazan’da un fiyatlarında herhangi bir ar­tış olmayacağını, yıllık yüzde 20 gibi bir ar­tışla fiyatı yöneteceklerini söyledi.

Tezcan, “TMO’nun elinde güçlü stokla se­zona giriyoruz, serbest piyasada buğday sto­ğu yok. Limana yakın fabrikalar da ihracat kaybı yaşanmasa da üretim miktarı düşük olan orta ölçekli un fabrikaları işçilik ve lo­jistik maliyet kaynaklı zorlanmaya başla­dı. Finansmana erişim pahalandı kaliteli un üretebilmek için gerekli stok miktarı sağ­lanamıyor. Yerli buğdayla ihracatın şampi­yonu olamayız. Birçok sanayici neredeyse stoksuz çalışınca fiyat ve kalitede rekabet edemiyor. 2025’de umarım çok fazla kapa­nan fabrika olmaz” dedi.

İhracat için katlandığımız maliyet boşa gitti

190 ülkeye ihracat yaptıklarını, ülke pa­zarlarında sarf ettikleri emek/maliyet ve kazandıkları tecrübeyi çeşitli kota ve ted­birlerle yok pahasına kaybettiklerini ileten Tezcan, “Endonezya kendi un fabrikalarını kurdu, vergiler geldi pazarı kaybettik. Git­tiğimiz ülkelerdeki deneyimimiz diğer sek­törlerin o ülkelere daha kolay girmesini sağ­lıyor. Cibuti gibi pek çok ülkeye bizden sonra çimento, seramik ve demir sektörü geldi” di­yerek sektörün önemine dikkat çekti.

Birkaç yıla Suriye ile ticaretimiz artabilir

TUSAF Yönetim Kurulu Başkan Yardım­cısı Mesut Çakmak, “Suriye’de Şam’a kadar un satıyoruz, peşin çalışıyoruz. Suriye’de enerji sıkıntısı olduğu için un fabrikaları günde sadece 2 saat çalışabiliyor. Birkaç yı­la kadar Suriye ile ticaretimizi Irak düzeyine çıkarabiliriz” diyerek gelecekten umutlu ol­duğunu dile getirdi.

Kongrede 200 ülkeden katılımcı ve uzma­nın ağırlandığı kongrede tarımın geleceği, teknoloji kullanımı, yükselen pazarlar, risk­lere dair önemli başlıklar paylaşıldı.

ABD, tüm gıda yardımlarını iptal etti

Rusya 2024’de 1,5 milyon tona yakın un ihracatı yaptı. Rus devlet yetkilisinin sunu­mundan anladıklarım, “buğday üretimini yüzde 25, ihracatı yüzde 50 artıracağız. Buğ­day fiyatımız düşük, yükselteceğiz, tarım ya­tırımlarımız devam edecek.”

Küresel tahıl tarım uzmanları, “darı üreti­mi/fiyatı artıyor, iklim tarımı çok zorluyor, üretim kuzeye kayıyor, sektör teknolojiye, rejeneratif tarıma, fonksiyonel gıdalara ya­tırım yapıyor. Bölgesel tarım tedarik havza­ları oluşuyor. Türkiye’nin işi giderek zorla­şıyor. Çin üretimi artırıyor ve ithalatı düşü­rüyor.”

BM Gıda Röportörü, Prof. Dr. Hilal Elver, “Ülkeler pandemiden çok korktu buğday üretmeyenler üretmeye, az üretenler de da­ha çok üretmeye başladı. BM’nin gıda yar­dımlarının yüzde 80’i ABD tarafından yapı­lıyordu. Trump hepsini iptal etti” dedi.

Velhasıl, Antalya’da buğdayı, geleceğini, teknolojisini pek çok şeyi işittik, gördük la­kin 2024 yılındaki 350 milyon dolarlık ihra­cat kaybının nedenini/nasılını/ihmali olan­ları bulamadık. Tarımın geleceğine hükme­den devasa şirketlerin ülkeler arası organize kaosu yöneteceğini anlarken, paydaşların eldeki bulgurdan olmamak için sükûnetini, “mutlaka başka bir yolu vardır” diyen cesa­retini/azmini gördük. Hadi hayırlısı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar