Finansın ötesine yolculuk
Sene 1998. Yazın ilk günleri. O dönem piyasada rüzgâr estiren Yaşar Yatırım’ın Esentepe'deki genel müdürlüğünün kapısından ilk girdiğim anı dün gibi hatırlıyorum. Genel Müdürü sevgili Murat Aktaş ile yaptığımız keyifli sohbetin ardından hazine ve nakit yönetimi biriminde stajım başladı ve 25 senelik kariyerimin ilk adımlarını orada attım. Sonrasında Oyak Yatırım, QNB Finansinvest gibi aracı kurumlarda operasyon, muhasebe, yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, bireysel saklama ve kolektif saklama birimlerinde uzun yıllar yöneticilik yaptım.
Çok değerli yöneticilerle birlikte çalışma imkânım oldu. Bu yolculuk boyunca finans sektörünün dijitalleşmesine, işin mutfağından şahit oldum. Bazı önemli gelişmelerde de bizzat katkım oldu. Yaptığım her işi “daha verimli” hale dönüştürmeye odaklandım ve bunun için teknoloji ekipleri ile yakın çalıştım. Son 4 yılda da finansal teknolojiyi tüketen taraftan, üreten tarafa geçtim. Yıllarca kullandığım yazılım ürünlerinin daha verimli hale gelebilmesi için deneyimlerimi ortaya koydum. Bunun yanında sektöre olan gönül borcumu finansal okuryazarlığın gelişmesi için çalışan FODER’deki yönetim kurulu üyeliği ile ödemeye gayret ettim. Kendi tecrübelerimi ve sektörün dijitalleşmesi için çalışan onlarca değerli yöneticinin tecrübelerini aktarmak adına Ekotürk televizyonunda da “Dijital Finans” isimli bir yayın hazırlamaya başladım.
Her hafta çok değerli konuklarla geleceği tasarlıyoruz. Finansın ötesine doğru hızla ilerlediğimiz bugünlerde ise birçok start-up’tan oluşan bir ekosistemin içinde aktif olarak yöneticilik yapıyorum. Görevim itibariyle sektörün önde gelen finans kurumlarının yöneticileri ile sürekli olarak bir araya gelerek, yeni dönem stratejilerini ve yeni ürünlerini birlikte tasarlıyoruz. Tüm bu yolculuğun boyunca benim için değişmeyen tek bir şey vardı.
İlk günden itibaren başarılarını takip ettiğim, örnek aldığım, sohbet ettiğim her yöneticimin masasındaki gazete: Dünya Gazetesi! Bugünlerde 43’üncü yaşını kutlayan Dünya Gazetesi’nde, bundan sonra ben de çeyrek asırlık tecrübelerimi katarak, sizlerle, finansın ötesine giden yolculukta kendi penceremden gördüklerimi aktaracağım.
Bu köşede bankaların, aracı kurumların, portföy yönetim şirketlerinin, emeklilik şirketlerinin, sigorta şirketlerinin, kripto borsalarının ve finansal ekosistem içinde rolü olan tüm sektörlerin dijitalleşme adına ortaya koydukları vizyonu değerlendireceğim. Neredeyse her gün deneyimlediğimiz finans sektöründe açık bankacılık, servis modeli bankacılığı, dijital bankalar, dijital aracı kurumlar, dijital portföy yönetim şirketlerinin, saklama kuruluşlarının çalışmalarını inceleyeceğim. Merkezi finansal sisteme paralel olarak merkeziyetsiz dünyada blok zincir, akıllı kontratlar, NFT, Web3 ve Metaverse alanındaki gelişmeleri irdeleyeceğim.
Finans sektöründe son dönemde çok daha fazla adını duyduğumuz yapay zeka ve makine öğrenmesinin çıktıları olan robo danışmanları, risk analiz uygulamalarını, kara para aklama ile mücadele yaklaşımlarını ortaya koyacağım. Bu köşede her başlığı start-up’lar ve finans kurumlarının perspektifinden ele alırken, son kullanıcı deneyimi açısından yapıcı eleştiri, öneri ve öngörülerimi paylaşacağım. Yegâne amacım, bu satırları okuyarak kıymetli vaktini ayıran siz değerli okuyuculara, finansal ekosistemin teknolojik gelişimini hap niteliğinde bilgiler ile aktarmak olacak.
İster sektörde çalışan biri olun, isterseniz sektöre girmeye çalışan yeni bir mezun. Burada aktardıklarımın sizlerde bir ışık yakabileceği fikri beni gerçekten heyecanlandırıyor. Aynı zamanda bu köşe sizlerin meraklarıyla da şekillensin, gelişsin istiyorum. Bu konuda her türlü öneri ve yapıcı eleştiriye açık olduğumu ekleyerek bu ilk yazımı sonlandırıyorum. Güzel bir gelecek için…