Finansal Teknolojiler: Yönetişim ve regülasyon ihtiyacı

Prof. Dr. Güler ARAS
Prof. Dr. Güler ARAS Momentum [email protected]

Finansal yapı ve piyasaları temelden etkileyen Finansal Teknoloji (FinTech) alanındaki gelişmeler son derece önemli ve pek çok toplantının da konusunu oluşturuyor.

Bu çerçevede akademi ve uygulamacıların katılımıyla geçtiğimiz hafta Kyoto’da gerçekleşen Society for Advancement of Socio-Economics (SASE) Konferansı’nda “Finansal Teknolojilerin (FinTech) Yönetişimi ve Regülasyonlar” konulu özel bir oturum düzenledim. Moderasyonunu ve açılış sunumunu üstlendiğim bu panelde finansal inovasyon ve FinTech ile birlikte finansal yapıda yaşanan değişim ve dönüşümün getirdiği yönetişim ve regülasyon ihtiyacını tartıştık.

Konuşmacılardan Yale Universitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Shyam Sunder, her yeniliğin topluma sağladığı faydanın önemsenmesi gerektiğini, finansal teknolojideki tüm bu yeniliklerin iyi yönetilmesi gereken önemli gelişmeler olduğunu geçmişten son derece çarpıcı örneklerle aktardı. Toplantıya davet ettiğim Japonya Merkez Bankası Ödeme Sistemleri Bölümü Direktörü Dr. Hiromi Yamaoka, önemli bir konuya dikkati çekerek, finansal yenilikler ve FinTech’in, yapay zeka kullanımı yoluyla yüksek frekanslı uygulamaları kolaylaştırabileceğini, finansal piyasaların verimliliğini ve likiditesini artırabileceğini, ancak özellikle yatırımcılar benzer algoritmaları kullanma eğilimindeyse “sürü davranışını” da hızlandırabileceğini vurguladı. Toplantıdaki konuşmacılar tarafından birleşilen görüş; finansal istikrarı korurken yeni bilgi teknolojilerinin finansal hizmetlerin verimliliğine katkıda bulunmasını sağlamak için etkili düzenleyici ve denetleyici çerçevelerin dikkate alınmasının zorunluluğu oldu… Bu noktada, sürdürülebilir bir finansal sistem için gelişmeleri, kaygı ve fırsatları iyi analiz etmemiz gerektiği ortaya çıkıyor.

FinTech: Fırsatlar ve riskler

Teknoloji alanındaki ‘makine öğrenmesi’, ‘dijital para birimleri ve ‘blok zinciri’ (blockchain), ‘büyük veri analitiği’ ve ‘mobil ödemeler ve eşzamanlı uygulamalar’ gibi gelişmeler, Finansal Teknoloji sektörünün gelişiminde önemli rol oynuyor. Teknolojideki bu gelişmeler, finans sektöründeki geleneksel finansal modellere göre artan avantajlar sunmakla birlikte finansal suçlar için yeni fırsatlar; para politikası ve istikrar sağlayan mevcut mekanizmaların istikrarının bozulma riskini beraberinde getiriyor. Bu nedenle, temel soru tek başına finans sektörünün gelişimi için yeni teknolojiler ve uygulama alanlarının neler olabileceği değil, aynı zamanda kamu, düzenleyici otoriteler, merkez bankası finansal teknolojinin yatırımcılar ve finans sektörü açısından uygulamada nasıl faydalı hale getirilebileceği olmalı.

Yönetişim ve regülasyonlar

Bu noktada, kamu ve düzenleyici otoriteler FinTech alanında iyi uygulamaları teşvik etmek ve kötü amaçlı uygulamalara engel olmaya yönelik düzenlemeleri hayata geçirmek gibi önemli bir role sahip. Bu nedenle, sağlam bir FinTech sisteminin oluşturulmasında bu sistemin yönetişimi büyük önem taşıyor. Bu alanda iyi bir yönetsel yapının oluşturulmasında FinTech uygulayan işletmeler, bu işletmeleri denetleyen düzenleyici otoriteler, kamu, merkez bankası ve akademi işbirliği son derece önemli.

Özellikle bankacılık sektöründe daha hızlı büyüme olanağı olan FinTech, özsermaye karlılık oranlarının küresel olarak gerileme gösterdiği bir ortamda yatırım bankalarının FinTech şirketleri ile olan işbirliklerini güçlendirmeleri pazar yaklaşımlarını geliştirmelerine ve karlılıktaki düşüşü durdurmalarına destek olabilir. FinTech kurumlarının hareket alanlarını belirleyen önemli parametrelerden biri olan mevzuat konusunda, düzenleyici kuruluşlar, yeni düzene uyum sağlayabilmek adına ödeme sisteminin ve genel finansal mekanizmaların güvenilirliği ve verimliliğini garanti altına alırken, aynı zamanda aktif olarak bu sistemin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Örneğin, 2018 yılı başından itibaren Avrupa’da uygulanmaya başlanan PSD2 (Yeni Ödeme Hizmetleri Yönergesi) standartları ve İngiltere’de uygulanmaya başlanan “Open Banking” programı ile bankaların müşteri ara yüzlerini ve hesap bilgilerini izne tabi olarak üçüncü kişiler ile paylaşmalarının önü açmayı amaçlıyor. Bu durum, Avrupa ve İngiltere’de FinTech kurumlarının iş alanlarını çeşitlendirecek ve büyüme hızlarını arttıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de beklendiği şekilde bu gelişmeler içinde konumunu belirlemek durumunda. Öte yandan bu düzenlemeler konusunda çalışmaları hızlandırması büyük önem taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar