Finansal sistem daha fazla baskı kaldırmaz
Merkez Bankasının attığı adımlar USD/TL paritesinde ciddi bir rahatlama yaratmasa da, ruh halimizi biraz yatıştırdı. Zaten yatırımcıları, iş insanlarını fazlaca tedirgin eden konu, politika yapıcıların finansal piyasalardaki bozulma karşısındaki tepkisizliğiydi. Dün sohbet ettiğim bir ekonomi bürokratı, "USD/TL’nin kısa sürede 4 seviyesinin altına düşeceğini tahmin ediyoruz" ifadesini kullandı. TCMB 7 Haziran’daki toplantısında agresif bir faiz artırımı daha yaparsa, dolardaki düşüş belirginleşebilir.
Dolardaki yükseliş sürecinde, foreks piyasasında Türk Lirası (TL) satıp, dolar alan spekülatörlerin rolü vardı. Yasal bir işlem olan spekülasyonla, yasa dışı bir işlem olan manipülasyonu lütfen karıştırmayalım. Spekülatörlerin TL satış maliyetleri yükselirse, ellerini kollarını sallayarak satış işlemi yapamazlar. Tabii gelecek hafta Merkez’den sert bir faiz artırımı daha gelir mi, emin değilim. Bir tarafı düzeltmeye çalışırken, doğal olarak başka bir taraf bozuluyor. Kredibilitesi yüksek olan şirketlerin orta vadeli finansman maliyetleri yüzde 25’e yükseldi. Bilançolarında borç taşımayan şirketlerden bahsediyorum. Firmaların mal ve hizmet satışlarından doğan yurt içi ve yurt dışı alacaklarının takibini ve tahsilini yapan faktoring piyasasında faizler yüzde 30’un üzerine çıktı. Bu faiz oranlarıyla iş yapılamaz. Hepimiz bu maliyetlere katlanacağız. Önümüzde böyle bir realite var. Gerçekliğin sınır tanımazlığı da utanç verici oluyor. Doların hızını kesmek için hamle yapmakta hakikaten geç kaldık. 24 Haziran seçiminden sonra her şeyin bir anda düzeleceğini düşünmek aşırı iyimserlik olur. Ekonomik sorunlara yönelik olarak hiçbir cumhurbaşkanı adayının elinde sihirli bir değnek yok. Kaldı ki Türkiye’de on ay sonra bir seçim daha yapılacak. 24 Haziran’da kim seçilirse seçilsin; ortamı sakinleştirmesi, dengelemesi gerekiyor. Merkez Bankası bile normalleşmeye çalışıyor. Açıkça görülüyor ki finansal sistem ve ekonomi daha fazla baskıyı kaldırmayacak. Ortalık toz duman olduktan sonra, Mehmet Şimşek ve Murat Çetinkaya paragöz fon yöneticilerine meram anlatmak için Londra’ya gidiyor. Olayların buralara gelmesi üzücüdür. Süreci maalesef iyi yönetemedik.
İçerinin sakinleşmesi, dışarının bozulmaması bizim için en iyi senaryo olur. Avrupa piyasalarında yeni bir bankacılık krizinin korkusu yaşanıyor. Euro bölgesinin dağılma olasılığı korkusunu gösteren risk göstergeleri 15 ayın zirvesine çıktı. Japon Yeni ve İsviçre Frangı gibi güvenli liman olarak görülen para birimlerine yoğun bir talep var. Dış piyasaları sadece izleyebiliriz. İçeriyi daha fazla dinginleştirebiliriz.