Finansa erişim yoksa ne yapmalı?

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Şirketlerimizin son üç senedir uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle finansa erişim, vade ve yüksek finansman gideri problemleri var.

Bu yatırım yapmayı ve istikrarlı şekilde işletme sermayesini yönetmeyi zorlaştırıyor. Zorlaştırıyor çünkü şirketlerimizin çoğunda borç kaldıraç oranları yüksek. Yatırım ve çalışma sermayesini borçla fonlama alışkanlığı yüksek. Sermaye birikimleri yeterli değil.

Bu ortamda, şirketlerin özellikle de borç alacak vadeleri arasındaki makas borç vadeleri lehine açılmış olan şirketlerin nakit akışları sorunlu. Seçim sonrasının belirsizliği, enflasyondaki katılıklar, faizlerin bir süre daha yüksek seyredecek olması şirketler açısından mali planlamada muğlaklığa yol açıyor. Finansa erişebilen, yüksek maliyetle erişiyor ancak erişemeyen de bir o kadar firma var.

Nakit akışlarınızı iyileştirmeniz lazım

 Finansman ihtiyaçlarını kredi ile çözen şirketler baktılar ki burası sıkıntılı, halka arzlara yöneldiler. Ancak halka arz koşullarını karşılayabilecek şirket sayısı da fazla değil. Bankalardan borçlanamıyor, borçlansanız da o faiz giderlerine katlanmak istemiyor, halka arz olamıyor veya satacak aktif de bulamıyorsanız o halde geriye kendi yağınızla kavrulmak kalıyor. Yani nakit akışlarını iyileştirmek ve bünyede kan akışını sağlıklı hale getirmek. Gerçekten de nakit akışı, bir işletmenin kan dolaşım sistemi gibidir. Sağlıklı bir nakit akışı, şirketin canlı kalmasını, büyümesini ve zor zamanlarda ayakta durmasını sağlar.

Peki, bir şirket nakit akışını nasıl iyileştirir?

Öncelikle bir akit akış tablosu oluşturarak durumu tespit etmek ve izlemek gerekir. Nakit akışını günlük takip edemeseniz bile, haftalık takip etmek gerekir. İkinci strateji satışları artırmak ve giderleri kontrol altına almaktır. Sabit giderlerinizi mümkün olduğunca düşürün ve gereksiz harcamalardan kaçının. Örneğin acil olmayan abonelikleri veya hizmet alımlarını iptal etmek veya daha uygun fiyatlı tedarikçiler bulmak gibi. Bu iki konuda keskin olmanız, hızlı hareket etmeniz gerekir.

Tahsilat sorunu yaşanan veya vadeleri çok uzun olan müşterileri ikna etmeye çalışın ama baktınız olmuyor, bırakın. Bazen gelir ve giderlerde küçülmek de nakit akışını artırır. Bir diğer konu stok yönetimi. Stok maliyetleri, özellikle elinizde gereğinden fazla mal bulundurduğunuzda, nakit akışınızı olumsuz etkileyebilir. Stoklarınızı düzenli olarak gözden geçirin ve satılmayan ürünleri indirim yaparak elden çıkarın. Böylece hem stok maliyetlerinizi düşürmüş olursunuz hem de nakit akışınızı artırırsınız. Hareket görmeyen veya atıl stokları da değerlendirin.

Borç- alacak vadeleri dengelenmeli

Bu en kritik adımlardan birisidir. Borçalacak vadelerini dengelemek, müşterileri uygun bir vadeye çekmek, hem müşteriye hem de tedarikçiye bu yönde teşvikler koymak ve açık destek istemekle olur. Pek çok şirkette satış ve satın alma departmanları bu işe gönüllü olmaz. Epey çatışma yönetimi, ikna ve müzakere gerektiren bir konu olduğu için yanaşmazlar. Oysa doğru iletişim ve teşvikler ile bu yapılabilir. Vade farkı alacaklar lehine oluşuyorsa ne ala, oluşamıyorsa da fark çok fazla olmamalıdır.

Yatırımları yeniden değerlendirin

Acil olmayan yatırımlar bir süre daha bekleyebilir. Atıl kapasitenizi devreye alın. Fason üretim çözümlerini değerlendirin. Elinizde katma değer sağlamayan veya boşta duran aktifler varsa bunları elden çıkartıp, nakit girişi sağlayın.

Dijitalleşin

İş süreçlerinizi otomasyona taşımak hem zaman hem de para tasarrufu sağlayabilir. Otomasyon, manuel işlemleri azaltır, hataları minimize eder ve iş verimliliğini artırır. Örneğin, muhasebe ve faturalama süreçlerini otomatize etmek, nakit akışınızı daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetmenize olanak tanır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar