Financial Times Uluslararası Ekonomi Editörü Beattie: "Türkiye&#039

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

The Financial Times Gazetesi Uluslararası Ekonomi Editörü Alan Beattie güncel ekonomik olayları siyaset, küresel ekonomi ve tarihle harmanlayarak özel bir bakış açısı ile ele alan bir gazeteci. 7-8 Aralık tarihlerinde düzenlenecek olan İSO 9. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi'nde "Rekabetçi Firma için Stratejiler" başlığında bir konuşma yapacak olan Beattie, kongre öncesinde sorularımızı yanıtladı.

Beattie'ye göre, İrlanda'nın durumu ve bölgedeki diğer ülkeler dikkate alındığında, Türkiye'nin ihracatta Avrupa Birliği'ne bağımlılığın artması iyi değil. Beattie, bu bağımlılığın, zayıflığa dönüşebileceğini ifade ediyor. Küresel kriz sonrasında, ekonominin kapasite altında çalıştığı uzun bir geçiş sürecine girildiğini söyleyen Beattie, "Bu süreci yaşamak çok keyifli olmayacak, fakat başka bir resesyona saplanmadıkça ve korumacılık yada ekonomik devletçilik gibi bir sürece girilmediği müddetçe, şirketlerin tamamen yeni yönetim modelleri yaratmak yerine, eski yönetim stratejilerini yeniden belirlemeleri gerekiyo" diyor. Bu kapsamda, esnek olmak; hızla değişebilecek talep kaynakları aramak; akıllı finans mühendisliği yerine iyi giden işlere odaklanmak gerekecek.

Beattie'nin Türkiye ekonomisi, küresel ekonomi, "yeni normal" üzerine yorumları şöyle:

. Türkiye fırtınayı hafif atlattı

Türkiye, diğer ülkelerden farklı olarak finans sektöründe sorun yaşamadı ve bu sayede fırtınayı daha hafif atlattı. Bence Türkiye'nin en büyük sorunu AB'ye yaptığı ihracata çok daha bağımlı hale gelmiş olması. İrlanda ve bölgedeki diğer ülkelerin durumu dikkate alındığında, bu bağımlılık bir süre içinde zayıflığa dönüşebilir.

. FED, daha fazla benzinle arabayı hızlandırmaya çalışıyor

Kişisel olarak ABD Merkez Bankası'nın yapmaya çalıştığını destekliyorum; ABD ekonomisinde talep oldukça zayıf ve çekirdek enflasyon oldukça düşük. Tüketiciler arasında borçlanma oranı hala oldukça fazla ve konut sektörü büyük bir karmaşa yaşıyor. Tüketimin kısa vadede geri gelmesi de beklenmiyor. Sorun şu ki, bu kadar düşük faiz oranları ve bu derece gevşek para politikası karşısında, finans piyasalarına daha fazla para pompalamanın ne derece etkili olacağını söylemek zor. FED'in asıl yapması gereken, ikinci bir destek paketi çıkmasını kolaylaştırmak, fakat Kongre böyle bir paket sunmamakta kararlı görünüyor. Bunun sonucunda da FED, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu daha fazla benzin koyarak, arabanın hızlı gitmesini sağlamaya çalışmak gibi bir şey.  Bu arada dünya ekonomik krizden gerekli dersi almadı. Her ne kadar bu konuda uzman olmasam da, finansal reformların iyi bir karar olduğunu düşünmüyorum. ABD ve İngiltere gibi ülkelerde vergi tasarrufunun akıllı bir uygulama olduğunu düşünmüyorum.

. Kriz, şirketlere çevik olmayı öğretti

Şirketlerin krizden aldıkları en önemli ders ise, finansal yönetime daha geniş bir hata payı bırakmaları ve talepte yaşanacak değişim doğrultusunda üretim ile satışları farklı bölgelere kaydırmaya hazır olmaları.  Burada söz konusu olan en hafif tedarik zinciri değil, en çevik tedarik zincirine sahip olmak.

. Roubini'yi yıllar önce dinleseydik, çok sayıda problemi önlerdik

Eğer insanlar yıllar önce Nouriel Roubini ve benzer ekonomistleri dinlemiş olsalardı, çok sayıda problem önlenmiş olurdu. Küresel ekonomiye yönelik gerçek ve ciddi sorunlar var. Dolayısıyla, kendi kendimize panik yapıyor değiliz. Öte yandan, daha büyük bir uluslararası ekonomik işbirliği konusunda çok iyimser değilim. Örneğin Kore'de gerçekleşen son G20 zirvesinde, kur konusunda ülkeler arasında büyük görüş farklılıkları olduğu ortaya çıktı. ABD, Yuan'ın değerini aşağıya çekmekle Çin'i suçluyor; Çin ve diğer ülkeler doları zayıflattığı için ABD'yi suçluyor. Bu arada euro bölgesinde yaşanan kriz, euroyu olumsuz etkiliyor.

. Esnek olmak, yeni talep kaynakları aramak gerekli

Benim anladığım kadarıyla "yeni normal" adı verilen kriz sonrası ekonomisi, küresel ekonominin kapasite altında çalıştığı uzun bir geçiş sürecini içeriyor. Bu süreci yaşamak çok keyifli olmayacak, fakat başka bir resesyona saplanmadıkça ve korumacılık yada ekonomik devletçilik gibi bir sürece girilmediği müddetçe, şirketlerin tamamen yeni yönetim modelleri yaratmak yerine, eski yönetim stratejilerini yeniden belirlemeleri gerekecek. Bu temelde, esnek olmayı; hızla değişebilecek talep kaynakları aramayı; akıllı finans mühendisliği yerine iyi giden işlere odaklanmayı gerektiriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar