Fıkra

Temel yargılanmış.

Suçunun ağırlığı nedeniyle idam cezasına çarptırılmış.

Hakim son sözlerini söylemesini istemiş.

Temel, "Buda bana ders olsun!" demiş.

* * *

Gide'nin, "Yaşam gerçekten 'zalim' bir öğretmen.

Önce sınav yapıp, sonra ders veriyor." şeklindeki sözünü yazmıştık önceki hafta.

"Şanslıyız ama! Geçmişimiz ve çevremiz derslerle dolu." diye de bitirmiştik.

Dün Antalya'da düzenlenen OSBÜK Çevre Zirvesi'nde sanayici büyüğüm hatırlattı Gide'yi ve Temel fıkrasıyla tamamladı.

* * *

Onca derse rağmen,

İşsizlik kanayan yara ya hala…

Kayıtdışılık..

Vergi adaletsizliği..

Eğitim…

* * *

ASO Başkanı Nurettin Özdebir anlattı:

"Hem işsizlikle hem de kayıtdışı istihdamla mücadelede başarılı olmak için, başta yeşil kart olmak üzere uygulanan sosyal yardım programlarının da gözden geçirilmesi gerekmektedir."

"UMEM (Mesleki eğitim merkezi) projesine Ankara'da yapılan başvurular çok sınırlı olmuştur. Bunun nedenleri üzerinde düşünmemiz gerekir."

"Bir yandan işsizlik var, diğer yandan sanayi nitelikli eleman sıkıntısı çekiyor. Nitelikli eleman sıkıntısı giderilmedikçe sanayimizin verimlilik ve rekabet gücünde artışlar sağlayamayız."

"İnsanlara hem bedava balık verip hem de balık tutmalarını öğrenmelerini bekleyemeyiz. Ülkemiz genç ve dinamik bir nüfusa sahiptir. Ancak, ortalama eğitim süresi çok kısa, işgücümüzün niteliği çok düşüktür."

"İşgücünün niteliğini yükseltip onlara iş bulamadığımız takdirde, Türkiye ne kadar hızlı büyür ve zenginleşirse zenginleşsin nüfusun önemli bir bölümü bu zenginleşmeden payını alamayacak ve geride kalacaktır."

"Böyle bir toplumsal yapı, her türlü istikrarsızlığa açıktır."

* * *

1996'da Sanayi Bakanı Yalım Erez'in basın toplantısını takip ederken, "İşsizlikle mücadele için eğitime önem vermemiz gerekiyor. Gerekirse bütün kaynaklarımızı teknik ve mesleki eğitim için kullanmalıyız." demişti.

Erez o toplantıda verginin tabana yayılmasından, kayıtdışılığın azaltılması gerekliliğine kadar bir dizi önlemler de sıralamıştı.

Dün gibi aklımda.

Öncesi de vardır.

O günden bugüne, tüm toplantılarda duydum/duymuşsunuzdur bu üç konuyu.

* * *

Dün Antalya'da OSBÜK toplantısında da hissettim…

Sanayi temsilcileri toplantılarda bu konuları anlatırken, 'fazla tekrar' nedeniyle salonun sıkıntısını hissediyor.

Yüzü kızarıyor.

Terliyor.

Dalgaya vuruyor.

Salonun ve dinleyen devlet erkanının ilgisini çekmek için farklı fıkralara başvuruyor.

Ama çare yok, anlatmaya devam ediyor.

Ekonomideki parlak geleceği bu konularda atılacak adımlarda görüyor.

* * * 

Fıkrayla bitirelim o zaman...

İdam cezasına çarptırılan Temel, ip boğazına geçirilince çırpınmaya, el kol işaretleri yapmaya başlamış.

Görevli Temel'in son bir arzusunun olduğunu düşünerek işlemi durdurmuş ve "Ne oldu Temel bey?" diye sormuş.

Temel'in yanıtı, "Az kalsın boğuluyordum!"