FIFA faul yaptı (mı)?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Şubat ayından bu yana çalışmalarına devam eden FIFA İcra Kurulu sonunda kararını verdi.  2 Aralık'ta Zürih'te yapılan toplantı sonrasında FIFA Başkanı Sepp Blatter  2018 Dünya Kupası'nın Rusya'da, 2022 Dünya Kupası'nın ise Katar'da düzenleneceğini açıkladı.

Dünya Kupası ülke ekonomilerine önemli etkiler yapıyor

Dünya Kupası'nın nerede düzenleneceği açıklaması kuşkusuz ki, futbol dünyası açısından son derece önemliydi. Çünkü, bu karar bu turnuvayı düzenleyecek ülkelere çok önemli iktisadi, mali, siyasi ve toplumsal faydalar sağlıyor. Olimpiyatlardan sonra dünyanın bu en büyük organizasyonunu düzenleyen ülkelerin ekonomilerinde gerek turnuva öncesi, gerekse turnuva sonrası makro ve mikro bazda çok önemli gelişmeler yaşanıyor.

Turnuvanın gerçekleştirilebilmesi için stat yapımından başlamak üzere, alt yapı-ulaşım çalışmaları, konaklama, iletişim, güvenlik, turizm ve daha birçok alanda on milyar dolarlara ulaşan bütçeler o ülkelerin özellikle istihdam başta olmak üzere çoğu makro göstergelerine olumlu etki yapabilecek parasal harcamalar söz konusu oluyor.

Özellikle 2000'den sonraki yapılan Dünya kupalarında bu etkinin kesin sonuçlarını düzenlenen bilimsel çalışmalar ortaya koyuyor. Dünya Kupası bir taraftan bu organizasyona katılan ülke ekonomilerine önemli katkılar sağlarken, diğer taraftan bu organizasyonu düzenleyen ülke ekonomilerinde de gayri safi milli hasılanın yüzde üçüne kadar ulaşan büyümelerin yaşandığı görülüyor.

Katar 30 milyar euroluk yatırım yapacak

840 bin nüfusa sahip Katar'ın 2009 verilerine göre 100.9 milyar dolar büyüklüğünde gayri safi hasılası bulunuyor. Kişi başına milli gelirin 121 bin dolara ulaştığı Katar'da işsizlik oranı binde beş civarında.

2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak Katar,  bu sürece kadar statlardan, alt yapıya, altyapıdan iletişime yaklaşık 30 milyar euroluk bir yatırım yapmayı planlıyor. Neredeyse toplam milli gelirinin üçte birine karşılık gelen bu tutarla, modüler nitelikte yapılacak statlar klimalı olacak ve turnuva sonrası sökülüp ihtiyacı olan başka ülkelere satılacak.

FIFA'nın başı yolsuzluk suçlamalarıyla dertte!

Hal böyle olunca her organizasyon öncesi bu turnuvaya düzenlemeye yönelik ülke talepleri arkalarında bir çok spekülasyonu da beraberinde getiriyor. Nitekim bu organizasyon kararının açıklanması öncesi, FIFA hakkında ortaya atılan bir çok spekülasyon karşısında İsviçre mahkemeleri de harekete geçmiş durumda. Ancak sadece Dünya Kupası organizasyonu nedeniyle değil, aynı zamanda FIFA başkanı başta olmak üzere bazı İcra Komitesi üyeleri hakkında yolsuzluklarla ilgili halen devam eden bazı soruşturma ve mahkemeler, ister istemez bütün gözlerin FIFA üzerine çevrilmesine neden oluyor. Bazen yolsuzluk iddia ve soruşturmaları dudak uçuklatıcı boyutlara ulaşabiliyor.

Nitekim,  FIFA 2018 ve 2022 dünya kupaları için yapılacak oylama öncesinde yolsuzluk skandalı ile karşı karşıya kaldı. Ev sahibi ülkenin belirleneceği oylamada iki yetkilinin oyları karşılığında rüşvet istediği iddiaları medyaya bomba gibi düştü.

İki üye oylama dışı tutuldu

İngiliz Sunday Times Gazetesi, 2018 ve 2022 dünya kupası finallerine ev sahipliği yapacak ülkenin belirleneceği oylamada FIFA icra Komitesi'nden iki üyenin oyları karşılığında rüşvet istediklerini iddia etmişti. İddiaların doğruluk payları yüksek olmalıydı ki, geçen hafta Zürih'te yapılan oylamada 22 üye oy kullandı. Daha önce 24 olarak açıklanan üye sayısı, oylamayla ilgili rüşvet skandalına karışan 2 yönetim kurulu üyesinin listeden çıkarılması nedeniyle 22'ye düştü. Süreli olarak men ve para cezaları alan yönetim kurulu üyeleri Nijeryalı Amos Adamu ve Tahitili Reynald Temarii'nin bu oylamaya katılamayacakları daha önceden açıklanmıştı.

Sunday Times Gazetesi için çalışan iki gazetecinin, Amerikalı iş adamları olarak kendilerini tanıttıkları ve söz konusu iki yetkiliden 2022 Dünya Kupası için ABD adına oy kullanmalarını istedikleri belirtilmişti. 

Bu talep karşısında gazetede yer alan iddialara göre, rüşvet teklif edilen FIFA yetkilileri Nijeryalı Amos Adamu, işadamı sandığı muhabirlerden ülkesinde bir futbol sahası inşa edilmesi için 800 bin dolar bağışta bulunulmasını istedi.

ikinci yetkili Okyanusya Futbol Fedarasyonları Birliği Başkanı Taitili Reynald Temarii'nin de bir spor akademisinin donanımı için 3 milyon Yeni Zelenda Doları talep ettiği öne sürülmüştü.

Bu iddialara duyarsız kalamayan FIFA yönetimi, gazetede yer alan haberin ardından bir açıklama yaparak rüşvet iddialarının soruşturulacağını duyurdu. Tüm belge ve bilgilerin incelenmek üzere istendiğini kaydeden FIFA, önce verilerin analizinin yapılacağını, ardından atılacak adımlar konusunda karar verileceğini belirtti.

ABD Futbol Federasyonu yetkilileri de bu olayla ilgili kendilerinin yapacağı bir şey bulunmadığını belirterek, yetkinin FIFA'da olduğunu açıkladı. FIFA iki üye hakkında soruşturma başlattı ve onları oylama dışında tuttu.

FIFA hep yolsuzluklarla anıldı

Aslında yolsuzluk olayı FIFA'da ilk kez karşılaşılan bir olay değil. Sepp Blatter'in  1998'te João Havelange <http://tr.wikipedia.org/wiki/Jo%C3%A3o_Havelange>'dan başkanlık koltuğunu aldığı daha ilk günden bu yana hakkında ortaya atılan onca iddia, araştırma, soruşturma bulunuyor, mahkemeler devam ediyor. Sadece Sepp Blatter değil, Blatter öncesi João Havelange <http://tr.wikipedia.org/wiki/Jo%C3%A3o_Havelange> döneminde de yolsuzluk iddiaları sürekli gündemdeydi.

FIFA'nın ve de özellikle Sepp Blatter'in başkanlık dönemine ilişkin bu konularda tüm gerçekleri ortaya koyan en önemli çalışmalardan birisini İngiliz gazeteci Andrew Jenningns 2007 yılında yapmıştı.  Şubat 2007'de Türkçe'ye de "Faul! Fifa'nın karanlık Yüzü" ismiyle çevrilen bu kitap FIFA'da işlerin nasıl döndüğünü, Sepp Blatter'in kişisel çıkarlar uğruna FIFA'daki yetki ve otoritesini nasıl kullandığını tüm açıklığıyla anlatıyor. Andrew Jennings'in yüzlerce belge ve onlarca insanla görüşerek kaleme aldığı ve aynı zamanda BBC'de de konuya ilişkin yayınlanan röportajlarla dikkatleri üzerine çeken bu kitap gerçekten birçok iddiayı belgelere ve somut olaylara dayalı olarak ortaya koyuyor.

Yine Declan Hill'in yazdığı "How to Fix A Football Match" isimli futbol kitabı da Andrew Jennings'in iddilarını destekler olayları bir biri ardına sıralıyor.

Blatter  1998'te João Havelange <http://tr.wikipedia.org/wiki/Jo%C3%A3o_Havelange>'dan boşalan koltuğa oturabilmek amacıyla, rakibi UEFA Başkanı Lennart Johansson'u elimine edebilmek için FIFA üyesi ülke delegelerine aktardığı milyonlara ulaşan İsviçre Frank'ları ile  seçimi kazanmıştı. Ancak daha sonra bu dağıttığı rüşvetler nedeniyle İsviçre mahkemeleri hakkında dava açmış ve sonuçta bu davadan ceza almış ama ne hikmetse bu cezası bir şekilde tecil edilmişti.

Blatter'in  FIFA'nın son dönemdeki 300 milyon dolarlık finansal kaybını ört bas etmeye çalıştığı konusunda 2002'de ortaya atılan iddiaların, o dönemde  yapılan  hem Dünya Kupası'nı hem de başkanlık yarışını ilginç bir döneme sokmuştu. 2002 ve 2006 dünya kupasının pazarlama haklarını satın alan ISL ve Kirch Media şirketlerinin batmasından sonra futbol sektörü dünya çapında büyük bir krizin eşiğine gelmiş, özellikle milli takımları derinden etkileyecek olan bu olay, Dünya Kupası'nın popülerliğini tehlikeye sokmuştu.

Mayıs 2002 de FIFA başkanlık seçimlerinden bir ay önce, FIFA'nın tepe yöneticileri Başkan Sepp Blatter'e karşı yasal girişimler başlatmışlar ve  FIFA yönetiminde finansal yolsuzluklar yapıldığı iddialarını ortaya atmışlardı. Her ne kadar Blatter bu tür iddiaları daima reddettiyse de;  FIFA'nın Avrupa temsilcisi Lennart JOHANSSON: "İsviçre yasal otoritelerine müracaat etmek dışında bir şansımız yoktu. İsviçre yasalarına göre bir yasa dışı olayla ilgili bilginiz olduğunda bunun mahkemeye iletmek durumundasınız. Aksi halde siz de suç ortağı olarak yargılanırsınız. Michel Zen--Ruffinen (FIFA genel-sekreteri) tarafından sunulan rapor gereğince icra komitesi artık yasal girişimler yapmak durumunda" diyerek, Sepp Blatter'a karşı bir soruşturmanın başlatılmasını istemişti.

Blatter'in futbol imparatorluğu üzerinde yükselişini ve buna ilişkin kirli politikalarını ele alan Kutlu Merih'in "Futbol İmparatorluğunda politika ve Joseph S. Blatter'in yükselişi" makalesini ilgilenen okurlarımız www.futbolekonomi.com'dan okuyabilirler. 

Katar'a sus payı mı?

2022'nin Katar'a verilmesine ilişkin son zamanlarda gündeme getirilen bir iddia ise çok da yabana atılacak türden değil. Sepp Blatter hakkında yukarıda yazılanları dikkate aldığımızda bu sav bana çok da tuhaf gelmiyor. Aksine Sepp Blatter'ın makyavalist yönetim anlayışına çok uyuyor.

Katar'ın bu şampiyonaya ev sahipliği yapma hakkı kazanmasında daha önce FIFA başkanlığına aday olacağını açıklayan bir başka İcra Kurulu Üyesi Asya Futbol Konfederasyonu Başkanı Mohammed Bin Hammam'ın Blatter'a karşı aday olmaması için bu şampiyonanın Asya'ya, dolayısıyla Katar'a verildiği yolunda bazı söylentilerin ayyuka çıkması, Blatter'in genel özellikleri dikkate alındığında çok da uzak bir olasılık gibi gelmiyor.

Blatter'ın bu politikasıyla Hammam'dan alınan rakip olmama sözü, Mayıs 2011'de yapılacak FIFA başkanlığı seçiminde Asyalı üye ülkelerin oylarının Blatter'a kanalize olup olmadığını ne ölçüde etkileyecek günü geldiğinde hep birlikte görebileceğiz.

FIFA'nın 208 üyesi var, ancak sadece 24 üye karar veriyor

FIFA bugün altı farklı kıtada 208 üye ülkesiyle Birleşmiş Milletler organizasyonundan bile daha güçlü ve geniş yapısıyla varlığını devam ettiriyor. FIFA İcra Kurulu 24 üyeden oluşuyor ve bu 24 kişi Dünya Kupası'nın nerede oynanacağına karar veriyor. Bu üyelerin isimleri ve ülkeleri aşağıdaki sizlerle paylaşılıyor.

Sepp Blatter (İsviçre), Julio Grondona (Arjantin), Issa Hayatou (Kamerun), Chung Mong-joon (Güney Kore), Jack Warner (Trinidad Tobago), Angel Maria Villar (İspanya), Michel Platini (Fransa), Geoff Thompson (İngiltere), Michel D'Hooghe (Belçika), Ricardo Teixeira (Brezilya), Mohamed Bin Hammam (Katar), Şenes Erzik (Türkiye), Chuck Blazer (ABD), Worawi Makudi (Tayland), Nicolas Leoz (Paraguay), Junji Ogura (Japonya), Marios Lefkaritis (Kıbrıs Rum kesimi), Jacques Anouma (Fildişi Sahili), Franz Beckenbauer (Almanya), Rafael Salguero (Guatemala), Hany Abo Rida (Mısır), Vitaly Mutko (Rusya).

Yıllık 1.5 milyar dolar gelir

Futbol dünyanın en yaygın ve en popüler sporu olarak yıllık yarattığı yüz milyar dolarlara ulaşan cirolarıyla tam anlamıyla bir show business'e dönüşmüş durumda. Futbol günümüzde artık bir endüstri. Yani anlayacağınız bu güzel oyun artık "iş" olsun diye oynanıyor.

FIFA'nın yıllık gelirleri bugün 1.5 milyar dolara ulaşıyor. Böylesi bir organizasyonda bu parasal büyüklüğe kimsenin kayıtsız kalması zaten beklenemezdi. Nitekim de öyle oldu. Bugün FIFA yeryüzünde en çok gelir elde eden futbol kurumlarının başında geliyor. Sahip olduğu nüfuz gücü ise tüm futbol ve spor dünyasına yön veriyor.

Dünya Kupası ev sahipliği yapmak için asgari koşullar

FIFA, ev sahibi olmayı isteyen adayların başvurularını 2 Şubat'a kadar yapmasını istemiş ve her iki turnuvanın da ev sahibini 2 Aralık'ta 22 kişiden oluşan bir komite belirlemişti.

Dünya Kupası'nı düzenlemek isteyen adayların yaklaşık 12 adet en az 40 bin kişilik stadı olması şartı aranırken, bu statlardan birisinin açılış ve final maçı için en az 80 bin kişilik olması gerekiyor.

Arka arkaya aynı kıtaya ev sahipliği verilmiyor. Bu kapsamda Brezilya 2014 Dünya Kupası'nı organize edeceği için bir Güney Amerika ülkesinin 2018 ve 2022 Dünya Kupası'nı organize etmesi mümkün olamıyor.

FIFA'dan yapılan açıklamada "En üst düzeyde TV yayın teknolojisi, bilgi ve iletişim teknolojisi, ulaşım ve konaklama yeterliliği adaylarda aranan diğer koşullardır" ifadesi yer alıyor.

2018 Rusya'da

Rusya'da düzenlenecek 2018 Dünya Kupası'nın ev sahipliği için Hollanda/Belçika (ortak), İspanya/Portekiz (ortak) ve İngiltere diğer adaylardı.

Oylamada ev sahibi seçilen Rusya, daha önce hiç büyük bir uluslararası futbol organizasyonunu üstlenmemişti.

Bir zamanlar kapılarını yabancılara sıkı sıkıya kapatan ve bu kez bir futbol organizasyonuyla yüzbinlerce kişiyi ülkesine davet eden Rusya, bu uğurda, buraya gelecek milli takım oyuncularına, yetkililere ve bileti olan seyircilere vize zorunluluğu getirilmeyeceğini açıklamıştı.

Rus yetkililer, bu organizasyonu ''altyapının zenginleştirilmesi, modern tesislerin inşa edilmesi ve gerçek bir futbol ülkesi olmak'' açısından fırsat görüyor.

Rusya, kapasitesi 10 bin kişi daha artırılabilecek 80 bin kapasiteli Luzhniki Stadyumu'nu ana tesis olarak kullanmayı planlıyor. Bunun yanında 62 bin seyirci kapasiteli Kirov Stadyumu'nun da yapımı sürüyor.

140 milyon nüfuslu Rusya'da 100 kadarı profesyonel, 100 binden fazla kulüp faaliyet gösteriyor.

Bu arada, Moskova'nın bu tip uluslararası organizasyonları rüşvet karşılığında aldığı iddialarının ortaya atılmasının ardından Rusya Başbakanı Vladimir Putin, FIFA yetkililerinin herhangi bir baskı altında kalmadan karar vermeleri için Zürih programını iptal etmişti.

Rusya Maliye Bakanı Aleksiy Kudrin, 2018 Dünya Kupası finallerinin maliyetinin 2014 Soçi Kış Olimpiyat Oyunları'ndan daha az olacağını söylemişti.

2022 Katar'da

Katar'ın ev sahipliğini yapacağı 2022 Dünya Kupası için Avustralya, Japonya, Güney Kore ve ABD de aday olmuştu. 2022'nin ev sahibi Katar'dan önce hiçbir Orta Doğu ülkesi, dünya kupasına ev sahipliği yapmadı.

Katar, bu alanda bir ilk olarak, hem ülkenin, hem de bölgenin prestijini artırmayı hedefliyor. Katar'ın maddi açıdan hiçbir sıkıntısı bulunmaması ve maç yayınları düşünüldüğünde yerel saatin, Avrupa, Asya ve Amerika ile diğer adaylara göre daha uyumlu olması bu ülkenin artı puanı olarak görülüyordu.

Katar'ın, son derece modern Lusail Stadyumu'nu ana tesis olarak kullanması bekleniyor. 89 bin seyirci kapasiteli, etrafı suyla çevrili, klimalı stadyumun 2019 yılında tamamlanması planlanıyor. Katar, ev sahipliğini üstlenmesi halinde 9 yeni stadyumun inşası ile 3 stadyumun yenilenmesi için 4 milyar dolarlık bir bütçe ayırma sözü vermişti. Diğer yatırımlarla bu bütçe 30 milyar dolara kadar çıkabileceği de yine Katar devleti tarafından ifade edildi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar