Feyyaz Berker TÜSİAD markasının yaratılmasına öncülük eden iş adamıdır

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

TÜSİAD'ın 12 kurucusundan biri, ilk yönetim kurulu başkanı Feyyaz Berker vefat etti.

Feyyaz Berker kuruluşundan 1980 yılına kadar TÜSİAD'ın kaptanı oldu. Feyyaz Berker kaptandı ama çok ilginçtir ki, Vehbi Bey (Koç), Nejat Bey (Eczacıbaşı) hemen hemen haftada bir veya birden fazla TÜSİAD Genel Sekreterlik Ofisine gelirler, Feyyaz Berker ve TÜSİAD'ın önde gelen üyeleriyle bir masa etrafında sohbet ederler, TÜSİAD'ı kendi bebekleri gibi korumaya çalışırlardı... Kuruluş yıllarında üye sayısı az olduğu için Feyyaz Berker her kararın hemen tüm üyelere danışılarak, konuşularak alınmasına özen gösterirdi.

Feyyaz Berker, TÜSİAD'ın kuruluşundan sonra, isminin saygınlık kazanmasına, ülkenin güçlü bir sivil toplum örgütü olmasına emek vermiş bir iş adamıdır.

Feyyaz Berker'in yönetiminde TÜSİAD, ilk yıllardaki araştırma faaliyetleri, yayınları ile toplumun hemen her kesiminden ilgi topladı.

Yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da büyük sermayenin temsilcisi olarak kabul edilir hale geldi.

TÜSİAD'ın 2 Nisan 1971 tarihli "Kuruluş Protokolü'nün altında 12 iş adamının imzası var. Bu 12 iş adamının şimdilerde sadece ikisi hayatta. Bu isimler şöyle:  Selçuk Yaşar (İzmir), Osman Boyner (Kastamonu),
Hayatta olmayan kurucular ve "memleketleri" ise şöyle idi: Vehbi Koç (Ankara), Nejat  Eczacıbaşı (İzmir), Sakıp Sabancı (Adana), Raşit Özsaruhan (İzmir), Ahmet Sapmaz (Adana), Melih Özakat (İzmir), Hikmet Erenyol (Mersin), Muzaffer Gazioğlu (Kayseri). İbrahim Bodur (Çanakkale) ve Feyyaz Berker (Mersin)..
Dikkat edilir ise TÜSİAD, "büyük sermaye" gruplarının bir örgütü olarak kuruldu ama, "İstanbul Sermayesi"nin temsilcilerince değil, çoğu Anadolu'dan İstanbul'a gelerek üretime soyunan ve İstanbul dışında da yatırımları olan iş adamları tarafından kuruldu.

TÜSİAD'ı kuranlar ve TÜSİAD'ın ilk üyeleri, Türkiye'nin ilk "burjuvaları"dır.
Burjuva kelimesi Ortaçağ'da, şehirleşme hareketi ile birlikte, krallık ve kilise yönetiminin gücüne ve baskısına karşı gelişen, sonunda kapitalist sınıfı oluşturan, aristokrasi dışında kalan ve vergisini ödeyen tüccar, zanaatkâr, hukukçu ve tefeci gibi meslek sahiplerinin bütününü ifade eder.

TÜSİAD'ın Görüş dergisinde yayınlanan bir yazısında Prof. Ahmet İnsel diyor ki, "Sanayi Devrimi'yle birlikte, burjuvazi kavramı kapitalist üretim sisteminin egemen sınıfını belirtmek için de kullanıldı. Marksist literatürde, kapitalist iktisadi sistem içinde üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olanları, ücretli emekçi çalıştırarak sermaye birikimini sürdürenleri tanımlayan kelime ‘kapitalistler'dir. Ama bu sadece iktisadi bir konuma işaret etmez. Burjuva, bir yaşam tarzına, akılcılıkla faydacılığın karmasından oluşan bir düşünce biçimine ve hegemonik bir kültürel boyuta da işaret eder. (Bu tanımda ‘hegemonik' kelimesi, bir sınıfın, ‘ikna yolu ile' belli politik, ekonomik, kültürel, bilimsel değerleri ve yaşam biçimini diğer sınıflara  yayma arayışını anlatmak için kullanılmış. T.G..)

Burjuvalar kimler? Kırsal kesimden kentlerde yaşamaya başlayan kentsoylu diye anılanlar. Genelde üretim ve ticaretten para kazanan, vergisini ödeyen kapitalistler. Ve de bu kapitalist çevrenin olmaz ise olmaz oyuncuları: Bunların özelliği ne? Bunların özelliği Ortaçağlardaki krallık (iktidar) ve kilise (din) yönetiminin gücüne ve baskısına karşı olmaları.
Bunlar sadece paraları olduğu için, kapitalist olduğu için mi burjuva? Hayır, bunlar para kazanırken, toplumun, insanların yaşam kalitesini yükseltme sorumluluğunu da sahipleniyor. İktidar ve din baskısına karşı duruyor.

Şimdi geliniz bu anlatımlardan sonra TÜSİAD'ın kuruluşunu ve bugüne kadarki dönemde faaliyetini değerlendiriniz. TÜSİAD'ın kurucuları ve daha sonra yönetime girenler iktidar ve din baskısına direnmeyi başardı. Laik, demokratik sistemin savunucusu oldu. Çağdaş yaşamı, bilimi geliştirmeyi misyon eyledi. Türkiye'nin başarılı vakıf üniversitelerinin, müzelerinin, sanat etkinliklerinin gelişmesinde, orkestralarının kurulması ve yaşatılmasında, ulusal ve uluslararası müzik, tiyatro, sinema festivallerinin  düzenlenmesinde, sanatın, kültürün, bilimin Anadolu'ya yayılmasında TÜSİAD'ın kurucu üyeleri ile daha sonra TÜSİAD'a üye olanların katkısı var. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, TÜSİAD kapitalistlerin bir örgütü olmanın ötesinde burjuva örgütüdür. Türkiye'nin de burjuvalara ihtiyacı vardır. Hem TÜSİAD üyesi burjuvalara hem de TÜSİAD üyesi olmayan burjuvalara...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018