Ferrari sahiplerinin motorlu taşıtlar vergisi içindeki payı nedir?
Son yirmi gündür en çok konuşulan konuların başında motorlu taşıtlar vergisi ve bununla gelen diğer vergi artışları oldu. Motorlu taşıtlar vergisindeki yüzde 40’lık artış toplumun büyük bir kesimini ilgilendirdiği için gündemde kaldı. Bankalara getirilen yüzde on’luk artış ise çok küçük bir grubu ilgilendirmesi, sürekli olarak bankaların çok kar ettiğinden bahsedilmesi ve faiz oranlarının yüksekliğine en üst düzeyde tepki verilmesinden dolayı arada kaynayıp gitti.
Motorlu Taşıtlar Vergisi’ne gelen yüksek zam artışı bir anda ülke gündemini belirledi ve bu artışın haksız olduğu herkes tarafından dile getirilince bu sefer siyaset kurumu buradan elde edilecek gelirin savunma harcamaları için kullanılacağı hatta S-400 diye tabir edilen füze hava sistemine kullanılacağı hükümet yetkilileri tarafından dile getirildi. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından bu silahları almak için ya borçlanacaktık ya da vergi artışı yapacaktık, bizde bu yüzden ikinciyi tercih ettik diye beyanatlar verildi. Bu vergi artışı ile yaklaşık yirmi sekiz milyar TL gelir elde edileceğini Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklandı.
Bu sefer muhalefet partileri IMF’e borç verinceye kadar bu silahların alınmasına harcasın söylemi ortaya atıldı. Bunun altında yatan sebep verilen borç falan değildi zaten böyle bir borcun verilmediği sadece bunun siyasi polemik yaratmak için kullanıldığı ortaya konuldu. Bu kadar konuşmadan sonra Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan devreye girerek yapılan zammın makul seviyelere indirilmesi ve Bakanlar Kurulu’nda tekrar gündeme alınması gerektiğini söyleyerek tartışmaların yatışmasına sağladı.
Geçen hafta Meclis’te önerge verilerek motorlu taşıtlar vergi oranı motor hacmi 1.300 CC‘nin altındaki araçlar için yüzde 15, büyük araçlar için yüzde 25 e çıkarılması, gelir vergisinin herkes için yüzde 22 çıkarılması için iktidar partisi milletvekilleri tarafından önerge verildi.
Pazartesi günü Ferrari’si olandan daha fazla vergi alacağız söylemi yine gündeme oturdu. Ülkemizde motorlu taşıtlar vergisine tabi araç sayısı 21 milyon 863 bin araç olduğu, 2016 yılında ise satılan Ferrari sayısın sadece 18 olduğu resmi verilerde görülüyor.
Konuyu kısaca özetledikten sonra şimdi ülkemizin savunma harcamalarına bir bakalım.
İki bin yılından itibaren savunma harcamalarında ciddi oranda kısıtlamalar yapıldı.2002 yılında savunma harcama giderlerinin milli gelire oranı yüzde dört seviyelerinden iki bin on altı yılında yüzde iki seviyelerine geriledi. Son on beş yılda ortalama yıllık harcama on beş milyar dolar seviyesinde oldu. Hükümet bütçesi içinde savunma harcamaları yüzde on seviyelerinden yarı yarıya azalarak yüzde beş seviyelerine kadar indi. Savunma harcamalarından yapılan kesintiler eğitim ve sağlık alt yapısına aktarıldı. Sağlıkta gerekli fayda sağlanırken, eğitim sisteminde fayda sağlamak yerine bir elinde kalem diğer elinde silgi misali sistem sürekli yazboz tahtasına dönüşürken kalite adeta dip yaptı.
Tablo’dan çıkarabileceğimiz sonuçlar.
1) Gayri safi milli hâsıla 2002- 2016 döneminde 4 kat büyümesine rağmen savunma harcamalarının payı sürekli olarak azaldı. 2002 yılına göre yarıya düştü.
2) Merkezi hükümet bütçesi içinde payı yüzde 9 mertebesinden yüzde 5 mertebesine kadar indirildi.
3) Dolar kurundaki enfl asyonu dikkate aldığımızda 2002 yılında 17 milyar dolar harcama yaparken dış tehditlerin artmasına rağmen 2016 yılındaki toplam harcama 15 milyar doların altına indi.
4) Türkiye 2016 yılında en fazla askeri harcama yapan ülkeler sıralamasında ilk 15 ülke arasında yer almadı.
5) Dün askeri harcamalar payı 2002 yılında yüzde 1,47’den 2016 yılında yüzde 0,88 indi.
6) Dünya askeri harcamaları 2002 yılına göre yüzde 46 artarken, ülkemizin askeri harcaması yüzde 12,5 azaldı.