“Ferhat'ın ev ödevi” ve yarattığı “rönesans”

Sağ olan, sağlıklı olan hayatın değişik renklerine tanıklık ediyor. İlkokula yeni başladığında, iş seyahatinde olan annesine ödevini kontrol ettiren bir çocuğun haber verdiği yeni kuşak eğilimlerini “Ferhat'ın Ev Ödevi” başlıklı yazıyla okuyucuyla paylaşmıştım. Ocak ayının son haftasında, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin düzenlediği aile işletmelerinin tartışıldığı toplantıda önce kurucu işlevi gören iki iş insanını dinledik: Ayşen Zamanpur ve Davut Doğan. Sonra da onların iş dünyasına giren çocuklarını: Ferhat Zamanpur, Öğün Doğan, kuzeni Doğan Ali Doğan, İsmail Şapçı, Barış Cemiloğlu.

Davut Doğan'ı bir kez daha can kulağıyla dinledim: Çok kardeşli bir aile şirketinde ortaklıklarla başlamış bir işi dışardan ortaklarla nasıl geliştirdiklerini anlattı. Kendi ailesinde rekabet yaratacak ve kırılmalara yol açacak boşlukları doldurmada izledikleri yol hakkında bilgi verdi.Yumurtaları aynı sepete koyma riskinden uzaklaşmak için değişik alanlara yönelen yatırımcı iştahına ilişkin ilginç açıklamalarda yaptı. Aile içinde ve dış ortaklarla paylaşımcı ve kapsayıcı anlayışı hayata taşımanın örneklerini sundu. Çevreyi ve kendilerini anlamak için çabaları kadar hedeflere yönelmenin, hedeflerle ilgili herkesin ortak aklını odaklamanın değerini anımsattı. Ayşen Zamanpur da, girişimci insanın rutinden kaçarak yaratıcı-yenilikçi alana yönelişinin örneklerini sundu. Eşi Bijen Zamanpur'la yeni girişim alanları arayışını, uzun yolculukları ve zorlukların yıldıramadığı irade koymanın önemi üzerinde durdu. Çin'de, iç Moğolistan'da yapacağı işin kaynağında konumlanmak için yapılan seçimin anlamını vurguladı. “Farklılığı yaratıp arkanıza yaslanmanın” iş yaşamındaki tehlikelerini anımsattı. Yurtdışında ilk mağazayı Zürih'te açma kararının ardındaki güç olan “meydan okuma özgüveninin”  öneminin altını çizdi. Oğlunun işe dönüşüyle yaratılan “rönesansın” ve alınması gereken yolun güçlüklerin bilincinde olarak ilerlemenin üzerinde durdu.

Gençleri dinleyince...

Kurucu girişimcilerden sonra gençleri dinledik. Her birinin ne söylediklerini anlatma yerine, onların düşüncelerinden bizim ne anladığımızı paylaşalım:

Birincisi, iyi eğitimin etkilerine tanıklık ettik. İyi eğitimin, dünya genelindeki eğilimler ile işyerindeki en inci ayrıntıyı birlikte görme, bütünsel yaklaşımdaki rolünü zihinlerimizde bir kez daha perçinledik.

İkincisi, ailenin ve iş yerlerinin “öğrenen ortam yaratmasının” genç insanların işe hazırlamadaki hayatı önemini derinliğine kavradık.

Üçüncüsü, yaratıcı arayış, özgüven ve cesaret, ilkeli hırs ve kendini kanıtlama duygusunun başarılı işler yapabilmenin gerek şartı olduğunu öğrendik.

Dördüncüsü, günümüz iş dünyasında, kendine yatırım yapma ve kendini sürekli yeniden üretme konusunun önemini de, değerini de gençlerin derinliğine kavradığının tanığı olduk.

Beşincisi, aile anayasaları gibi ıradı düzenlemeler kadar, gelenekle taşınan ilke ve kuralların da aile işletmelerinin uzun soluklu olmasındaki rolünü ve önemini gençlerin ağzından dinleyerek bildiklerimizi güçlendirdik.

Anladığım kadarıyla gençler “aşırı ve noksan değerlendirme” yapmanın iş üzerindeki olumsuz etkilerinin farkında. O nedenle, “kurucu neslin girişimci, ikinci ve daha sonraki neslin gelişimci” olması gerektiğini de bilinçlerine iyice yerleştirmişler.

Yenileri özendirmeliyiz

Doğrusu istenirse bir üniversitenin toplantısı beni heyecanlandırdı. Ayşen Zamanpur'la aynı işyerinde birlikte çalıştık; onun girişimcilik serüvenini en ince ayrıntılarıyla biliyorum. Ferhat'ın doğumundan bugün bir sempozyumda düşüncelerini anlattığı noktaya gelişine kadar ailesinin tutumunu, kendi gayretinin yakın tanığıyım.

Davut Doğan ve kardeşlerinin Anadolu'nun küçük bir yerleşim yeri olan Biga'dan bir çayhane işletmesinden bugün 5 binin üzerinde insana iş ve aş sağlamanı serüvenini yakından izleyenlerden biriyim.

Ayşen ve Ferhat'ın yaşamımda özel bir yeri var. Davut Doğan'ın oğlu ve yeğenleriyle ilişkilerini düzenlemedeki gayretini yakından izlemenin yarattığı saygınlık önemli. Bu örnekler yakından izlenmeli, yeni girişimcilerin yetişmesine, yeni girişimlerin hayat bulmasına, insanımızın maddi ve kültürel zenginliğinin arttırılmasına ihtiyacımız büyük.

“Ferhat'ın ev ödevinden” “Ferhat'ın yarattığı iş rönesansına” giden ince ve uzun yolun tanığı olmak bile gurur verici ve keyiflendirici. Bu keyfi yaşamış olmanın zenginliğini yüreğimin derinliklerinde hissediyorum; umutlarım rüzgarlanıyor.