Fenerbahçe'de enteresan değişim

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Turkcell Süper Lig'in 11. haftasında Şükrü Saraçoğlu Stadı Fenerbahçe-Ankaraspor mücadelesine ev sahipliği yaptı. Karşılaşma öncesi gerek Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu çıkış trendi gerekse de Ankaspor'un sezona yaptığı flaş başlangıç maçın çetin geçeceğinin habercisi sayılıyordu. Açık söylemek gerekirse bu karşılaşmada Fenerbahçe'nin takılacağını düşünenler de azımsanmayacak kadar fazlaydı. Sarı-lacivertli takım karşılaşmayı 2 duran top organizasyonundan attığı iki golle kolay kazanırken geçmiş haftalara oranla ciddi bir değişim içerisinde olduğunu da gösterdi.

Teknik Direktör Aragones Galatasaray'ı farklı mağlup eden on birini bozmamayı tercih etmiş ve sahadaki 4-4-1-1 dizilişinde kaptan Alex'in görevini yine Semih Şentürk'e vermişti. Alex'in yokluğu sarı-lacivertli takım için hayır mıdır, şer midir tartışılır, ancak kesin olan bir şey var ki o da Alex'siz yapılanan Fenerbahçe orta sahasının takım savunmasına yönelik çok daha müspet sonuçlar aldığı. Ankaraspor önünde Uğur, Selçuk, Josico, Deivid ve Semih'ten (oyunun devamında Emre Belözoğlu) kurulu orta alan; alan daraltmayı becerebilen, rakibi ısıran ve gereğinde yarı sahasına gömülebilen görüntüsüyle defansif anlamda 3 puana ciddi katkı yaptı. Sezona başlayan Fenerbahçe kadrosunda Maldonado'nun, Colin Kazım'ın ve Alex'in top rakipteyken daha pasif bir görüntü verdiğini hatırlayacak olursak Arsenal maçı sonrası sarı-lacivertlilerin büründüğü "zor gol yiyen takım" imajı daha da anlam kazanıyor. Aslına bakarsanız Parreira döneminden bu yana Fenerbahçe'nin daha çok ofansif gücüyle bir takım titrlere ulaştığını biliyoruz ki, camianın genel karakteri itibariyle oyunu rakip yarı sahada oynayan takıma düzülen övgüler bambaşkadır. Oysa belki de Perreira'dan sonra ilk kez Fenerbahçe'yi bu denli takım savunmasına bağlı oyuncular bütünü olarak izlemeye başladık. Dahası Ankaraspor önündeki Fenerbahçe, Aragones'in kafasındaki bol ve kısa paslı oynayarak rakibi bayıltan takımdan da kısa pasajlar sunmayı başardı. Ankara ekibinin Aykut Kocaman'ın teknik direktörlük background'u ile örtüşür biçimde bol pasa dayalı oyun anlayışı Fenerbahçe'nin bu görüntüsüyle birleştiğinde maç daha çok bir orta alan mücadelesi şeklinde geçti. Ancak maç sonu istatistikleri bu pas yarışını Fenerbahçe'nin 430-337 kazandığını söylüyor bizlere. Bilhassa Deivid'in takıma kesin dönüş yapmasından sonra Ankaraspor önünde 15. dakikada oyuna giren Emre ile birlikte bu pas trafiğinin çok daha işlerlik kazanmış olduğunu saptamak gerekiyor. Bu noktada tartışılması gereken konu; Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancılardan biri olan kaptan Alex De Souza'nın sahalara dönmesinin Fenerbahçe'yi ne yönde etkileyeceği. Alex'i takımdan kesmek bir tabu olduğuna göre kulübenin en ciddi adayı yine Semih olacak gibi görünüyor. Tabii Alex'in tıkır tıkır işleyen takım savunmasına katkı yapması da gerekecek. Her ne kadar Aragones'in yeni taktik kurgusu defansif yönde çok olumlu sonuçlar verdiyse de takımın hücum gücü için aynı şeyi söylemek zor. Ne Galatasaray'a ne de Ankaraspor'a atılan goller kandırmasın, Fenerbahçe'nin rakip kaleye organize gelip hücum gücünü sahaya yansıtabilmesi için Alex'e ihtiyaç var. İspanya gol kralı Güiza'nın 11. hafta sonunda yalnızca 2 golü varken takım savunmasından ödün vermek pahasına Alex'e sarılmak Aragones'in önündeki tek çıkar yol gibi duruyor.

TEKNİK ANALİZ

(Bursaspor-Beşiktaş) Gol sesi çıkmadı

11. haftanın merakla beklenen maçlarından biri de Bursa Atatürk Stadı'nda oynanan Bursaspor-Beşiktaş maçıydı. İki kulüp arasındaki gerginliğin geçmiş dönemde futbolun önüne geçtiği bilindiğinden maçla ilgili düşünceler de saha dışına yoğunlaşmıştı. Neyse ki korkulan olmadı ve mücadele sadece yeşil sahada kaldı.

Karşılaşmaya taktiksel bir bakış attığımızda, Mustafa Denizli'nin bir maçlık aradan sonra yeniden 3-4-3 sistemine dönüş yaptığını gördük. Bursaspor ise güçlü rakibi karşısına 4-3-3 ile çıkmayı tercih etmişti. Bu tercihler bol pozisyonlu ve bol gollü bir karşılaşmayı vaat etse de teknik adamların risk alma yönündeki isteksizlikleri genel itibariyle kısır bir maç izlememize sebep oldu. Her iki takım da hücum hatlarını ofansta üçlemeyi düşündüler ancak Beşiktaş'ta Tello ve Holosko, Bursaspor'da ise Sercan ve Gökhan Güleç neredeyse orta sahada çakılı kaldılar. Güvenç Kurtar'ın enteresan bir kararla hedef santrfor gibi oynattığı Yusuf'tan beklentisi ileriye atılan pasları alarak topa basması ve her iki kanattan gol bölgesine girecek Sercan ile Gökhan Güleç'e pozisyonlar hazırlamasıydı. Her zaman olduğu gibi evdeki hesap çarşıya uymadı ve yeşil-beyazlılar karşılaşmayı bir buçuk pozisyonla kapattı. Beşiktaş'ın da bu anlamda rakibinden pek farkı yoktu. 90 dakikada sadece 3 ciddi gol pozisyonu üretebilen siyah-beyazlılar, 30 dakikada bir gol pozisyonuna girmek gibi ilginç bir istatistiğe de imza attılar. Maçın ilerleyen dakikalarında her iki takım da fizik düşüş yaşadı ve bloklar arasındaki köprüleri atarak oynamak zorunda kaldı. Bu dakikalarda orta alandaki derin boşlukları bir takım doldurur diye bekledik ama kimse oralı olmadı. Özellikle Güvenç Kurtar'ın son yarım saatlik dilimde maçı kazanmaya değil, beraberliği koparmaya oynaması karşılaşmanın golsüz bitmesinde önemli bir etkendi.

SÜPER LİG'TE 11. HAFTA

Galatasaray zorlanmadan kazandı

Galatasaray Ali Sami Yen Stadı'ndaki mücadelede İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 2-0'la geçerken kendini zorlamadı. Hafta arasında Kayserispor ile sıkı bir maç yapan sarı-kırmızılı takımı bu rölanti oyunundan dolayı suçlamak haksızlık olur. Esas dikkat edilmesi gereken Belediyespor'un birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar rakibini zorlayacak hiçbir girişimde bulunamaması. Turuncu-mavili takım başta Erman Kılıç olmak üzere sahada o kadar acemice işler yaptı ki, kenardaki Abdullah Avcı - Arif Erdem ikilisinin eli kolu bağlandı. Sarı-kırmızılı takımın Alman teknik direktörü Michael Skibbe bu maçta da 4-2-3-1 sisteminden taviz vermedi. Galatasaray'ın UEFA Kupası maçında Olympiakos'a attığı golün bir benzerini atan Kewell, 39. dakikada Lincoln'ün sağ kanattan kullandığı kornerde ön direğe çok iyi hareketlendi ve kafa ile topu ağlara göndererek takımını öne geçirdi. Skoru belirleyen gol ise Brezilyalı yıldız Lincoln'den geldi. 83. dakikada Ayhan ile rakip ceza sahası içinde verkaça girmek isteyen Lincoln, bir anda topu önünde buldu, kaleciye de geçen Lincoln, şık bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Belediyespor ise bu maçta bilindik görüntüsünden çok uzaktı. Ayağa oynama ve topa sahip olma konusunda zorlanan turuncu-mavili takım, açıkçası izleyenleri şaşırttı.

Trabzon'un zirve aşkı

Trabzonspor şampiyonluk yolunda çok önemli bir beceri kazanmış görünüyor. Turkcell Süper Lig'te başa güreşecek takımların kötü oynarken de kazanması en önemli koşullardan biri olarak gösterilirken, Ersun Yanal yönetimindeki bordo-mavili takım kötü oynadığı haftaları minimum puan kaybıyla geçerek ve en yakın rakibine 4 puan fark atarak zirveye kurulmayı başardı. Gençlerbirliği karşısında ligde son 3 sezonda Ankara'da yaptığı maçlarda 3 puanla tanışamayan Trabzonspor, Gençlerbirliği karşısında 2005-2006 sezonunda 1-0, 2006-2007 sezonunda 3-0, 2007-2008 sezonunda ise 2-1'lik yenilgilerle sahadan ayrılmıştı. Trabzonspor'un Ankara'da aldığı galibiyet bu açıdan da çok önemli.

Sivasspor takipte

Turkcell Süper Lig'in 11. hafta maçında zirve mücadelesi veren Sivasspor sahasında Konyaspor'u ağırladı. Karşılaşmayı Musa Aydın'ın 43. dakikada kaydettiği golle 1-0 kazanan kırmızı-beyazlı takım bu sonuçla puanını 21 yaparak zirve takibini sürdürdü. Karşılaşma genelinde Sivasspor Teknik direktörü Bülent Uygun'un 4-2-3-1 dizilişinde sahaya sürdüğü takımın, Konyaspor'un baklava formatlı orta sahasına üstünlük kurduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca 4 Eylül Stadı'nda arka arkaya oynadığı 5.maçından da 3 puanla ayrılan kırmızı-beyazlıların geçen sezon nefeslerinin yetmediği şampiyonluk mücadelesine bu yıl da aday oldukları dikkatlerden kaçmasın.

Başkentte gol yok

Ligin 10. haftasında İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında kendi evinde aldığı 4-1'lik mağlubiyetle sarsılan Gaziantepspor, Erdoğan Arıca yönetiminde yeniden çıkış arayan Hacettepe ile deplasmanda 0-0 berabere kaldı. Ankara 19 Mayıs Stadı'nda iki takım da girdiği pozisyonlardan yararlanamadı ve maç başladığı gibi sona erdi. Rakibine oranla daha baskılı olan konuk Gaziantepspor'un iki topu da direkten döndü. Lige fırtına gibi giren Gaziantepspor'un 6. haftadan bu yana 3 puan kazanamıyor olması teknik direktör Nurullah Sağlam'ın üzerindeki baskıyı da arttırmış durumda.

Tolga Seyhan hayat verdi

11. hafta mücadelesinde Kocaelispor sahasında Denizlispor'u ağırladı ve karşılaşma ev sahibi ekibin 3-2'lik üstünlüğü ile sona erdi. Bu sonuç ligin ilk haftasından bu yana kazanamayan Kocaelispor için ümitlerin yeniden yeşermesi anlamına geliyor. Geçtiğimiz hafta Kayserispor'u mağlup ederek dikkatleri üzerine çeken Denizlispor ise maçın 8. dakikasında 2-0 öne geçmesine rağmen skoru koruyamayarak bu maçta kötü sinyaller verdi. Tolga Seyhan'ın 90. dakikada attığı gol ile kazanan körfez ekibi devre arasında takımı Kuzey Avrupa ve Rus liginden oyunculardan takviye etmek için transfer çalışmalarına başladığını duyurdu.

Antalyaspor'da Mehmet Özdilek farkı

Teknik direktör Mehmet Özdilek'in göreve gelmesiyle çıkışa geçen Antalyaspor, zorlu Kayserispor deplasmanından da puan çıkardı. İstikrarsız bir görüntü çizen ve kendisi gibi karşılaşmayı 10 kişi tamamlayan rakibi ile golsüz berabere kalan kırmızı beyazlılar, bu sonuçla puanını 9'a yükseltti. Dokuzuncu haftadaki Gençlerbirliği maçıyla birlikte göreve başlayan Mehmet Özdilek Antalyaspor'un başında üç haftada 7 puan topladı ve yenilmedi. Hatırlanacağı gibi Jozef Jarabinsky'nin Antalyaspor'u sekiz haftada yalnızca 2 puan toplayabilmişti. Maç sonrası; Antalyaspor'un bu yükselişini devam ettirmesi durumunda tehlike bölgesinden hızla yukarılara tırmanacağı yorumları yapılırken, Kayserispor camiasında okların hedefi Tolunay Kafkas oldu.

Ankaragücü nefes aldı

Ligde sıkıntılı günler geçiren Ankaragücü, sezonun flaş takımlarından Eskişehirspor'u deplasmanda mağlup ederek derin bir nefes aldı. Beşinci haftada Hacettepe'yi 1-0 yenen Ankara ekibi o tarihten bu yana ligde üç puan alamıyordu. Takımın ligdeki konumu dolayısıyla taraftarın yönetim, futbolcular ve teknik heyet üzerinde oluşturduğu baskının bu galibiyet sonrası hafiflemesi olası. 2010'da yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanan camia, tek vücut olup kenetlenmesi gereken böylesi bir dönemde tansiyonu mutlaka düşürmek zorunda. 3-1 kazanılan Eskişehirspor maçından sonra 12. haftada oynanacak Fenerbahçe karşılaşması ritmin yeniden bozulması tehlikesi demek. Sezonun belki de en kritik maçı olacak Fenerbahçe maçında Ankaragücü camiası birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyacak.

HAFTANIN TAKIMI: Ankaragücü

HAFTANIN İNCİSİ: "Şampiyon olmak istiyoruz ve olacağız." Mustafa DENİZLİ

KARE AS: Roberto Carlos (Fenerbahçe)

     Tolga Seyhan (Kocaelispor)

     Gökhan Emreciksin (Ankaragücü)

     Lincoln (Galatasaray)

GOL KRALLIĞI: 9 gol - Mehmet Yıldız (Sivasspor)

     7 gol - Mehmet Çakır (Ankaraspor)

     6 gol - Lincoln (Galatasaray)

       Djiehoua (Antalyaspor)

     5 gol - Nobre (Beşiktaş)

       Alex (Fenerbahçe)

       Kewell (Galatasaray)

       Gökhan (Trabzonspor)

       Sercan (Bursaspor)

       Youla (Eskişehirspor)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016