Fenerbahçe zirveye bir çıktı, pir çıktı

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Süper Lig’de 2013-2014 sezonunu şampiyon olarak tamamlayacak Fenerbahçe, 19. kez mutlu sona ulaştığı uzun maratonun en başarılı takımı olarak dikkatleri üzerine topladı. “3 Temmuz süreci” olarak adlandırılan dönemde camia olarak ciddi sıkıntılar yaşayan kulübün -ezeli rakibi Galatasaray’ın arka arkaya aldığı iki şampiyonluk sonrası- “zaten sarı-kırmızılılara dördüncü yıldızı taktırmak gibi bir lüksü yoktu” dersek, sanıyorum doğru bir tespit yapmış oluruz. Bu bilincin transfer dönemindeki yansıması “bol sıfırlı bonservisler” şeklinde kendisini gösterdi. Takımın uzatmalı forveti Emmanuel Emenike uzun pazarlıklar sonucu 13 milyon euro karşılığı kadroya katılırken; Zenit’ten Bruno Alves 5.5 milyon euroya, Bayer Leverkusen’den Michal Kadlec 4.5 milyon euroya, yurt içi transfer piyasasını karıştıran isimlerden Alper Potuk ise 6 milyon 250 bin euro bedelle Fenerbahçeli oldular. Transfer dönemindeki hamleleriyle kalite çıtasını yükselten sarı-lacivertliler, “helvayı yapma” işini de ligimizin tecrübeli çalıştırıcılarından Ersun Yanal’a verdiler. Başlarda temkinli yaklaşılan bu tercihin ne kadar doğru olduğu ise ancak haftalar ilerledikçe görülmeye başlanacaktı. 

İlk haftada konuk olduğu Konyaspor deplasmanından 3-2’lik mağlubiyetle dönen Fenerbahçe’de bu kayıp soğuk duş etkisi yarattı. Takım 2-0 öne geçtiği maçı bu şekilde kaybedince çatlak seslerin duyulması pek de gecikmedi ancak Ersun Yanal’ın öğrencileri, takip eden beş maçı kazanarak 15 puanlık bir seri yakalayacaklar ve ilk puan kayıplarını 7. haftada 0-0 biten Trabzonspor maçıyla yaşayacaklardı. Dahası söz konusu seri yaşanırken, ligin beşinci haftasında 12 puanla liderlik koltuğuna oturan Fenerbahçe, bir daha zirveden inmeyecek ve sezonu şampiyon tamamlayacaktı. “Zirveye bir çıkan ama pir çıkan” takım, Trabzonspor maçı sonrası bir beş maçlık galibiyet serisi daha yakaladı. 13. haftada oynanan ve 3-3 berabere tamamlanan Beşiktaş maçı akabinde Fenerbahçe, yaşadığı kayba rağmen en yakın rakibi Kasımpaşa’nın altı puan önünde rahat konumdaydı. 16. haftada oynanan Karabükspor karşılaşması ise şampiyonun kaybettiği ikinci maç olarak kayıtlara geçti.Sarı- lacivertliler için bu mağlubiyet ligin ikinci devresinde yaşanacak ufak çaplı sarsıntının da habercisi gibiydi. 17 maçlık ilk periyot Ersun Yanal ve öğrencilerinin 41 puanlı liderliği ile sona erdi. O tarihte Fenerbahçe’nin en yakın rakibi ise 33 puanlı Galatasaray idi. İkinci yarıya 2-1’lik Torku Konyaspor galibiyetiyle başlamasına rağmen fikstür gereği arka arkaya iki deplasmana çıkan Fenerbahçe’nin hem Eskişehirspor’a hem de Sivasspor’a mağlup olması rakiplerinin iştahlarını kabartırken, camia içerisinde endişelerin yükselmesine yol açtı. Bugün 33.hafta sonu itibariyle yapacağımız bir değerlendirmede, sarı-lacivertlilerin ligin ikinci devresindeki deplasman maçlarında 4 mağlubiyet ve 2 beraberlikle 16 puan kaybettiğini görüyoruz ancak ikinci yarı puan tablosunda yine de lider takım Fenerbahçe. Buradan nasıl bir sonuç çıkar? Bence iki ezeli rakibi Beşiktaş ve Galatasaray’ın uzun maratonda Fenerbahçe’yi kovalamak için nefeslerinin yetmediği sonucu rahatlıkla çıkarılabilir. Yapılan istatistiksel çalışmaların kabaca incelenmesiyle, Süper Lig’de bu sezon maçlarında en çok mesafe kat eden takımın Beşiktaş olduğu görülüyor. Fenerbahçe bu alanda Beşiktaş’ın takipçisi konumunda. Peki, nasıl oluyor da Beşiktaş, Fenerbahçe’nin açık bir puan farkıyla gerisinde kalabiliyor? Aslında cevap basit. Fenerbahçe’nin fizik kondisyonu Beşiktaş’a çok yakın ama Beşiktaş’ın kadro kalitesi sarı-lacivertlilere epey uzak. Galatasaray ise sezon içinde yaşanan teknik adam değişiminin ve zaman zaman zaafa uğrayan takım bütünlüğünün menfi etkilerini yaşamış görünüyor. Anlayacağınız, Fenerbahçe futbol yapılanmasını teknik kadrodan idari yönetime, sağlık ekibinden kadro planlamasına kadar bir bütün olarak değerlendirdiğinizde “ortaya çıkan doğruların gözle görülür derecede net olması” başarıyı getiren etkenlerden en önemlisi. 

Netice itibariyle, uzun maratonu 31.haftadaki 0-0’lık Çaykur Rizespor beraberliği sonrası mutlu sonla bitiren sarı-lacivertliler; bu başarıya ulaşırlarken ligin en fazla gol atan takımı olmayı, beşinci haftada oturdukları liderlik koltuğunda 29 hafta kalmayı ve sahasında maç kaybetmeyen tek takım olmayı da başardılar. 16 Ağustos tarihinde oynanan açılış maçıyla start alan Süper Lig’in sezonluk seyri dikkate alındığında, bence Fenerbahçe’nin yaşadığı hak edilmiş bir şampiyonluktur.

fener.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016