Fenerbahçe oynadı, Galatasaray seyretti
Sonucu merakla beklenen dev maçın seyri, sanıyorum en kısa biçimde şöyle özetlenebilir: "Fenerbahçe oynadı, Galatasaray seyretti." Sarı-lacivertliler ilk 36 dakikayı 2-1'lik üstünlükle kapatırken, yedikleri golü de Gökhan Gönül'ün kendi çabasıyla(!) ağlarında gördüler. Bu pozisyonda bariz şekilde topa elle müdahale eden tecrübeli savunmacı, fiziksel bakımdan soru işaretleri yaratan takımının işini bir kat daha zorlaştırmış oldu. 62 maçlık bir periyotta oldukça yıpranan Fenerbahçeli futbolcuların bu karşılaşma sonrası "kupayı da alsak ve şu sezon bitse artık" dediklerinden adım gibi eminim çünkü bu halet-i ruhiye ve yorgunluk pek çoğunun gözlerinden okunuyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, Fenerbahçe'nin bu karşılaşmadaki en büyük şansı, Galatasaray'ın geçtiğimiz hafta kesinleştirdiği şampiyonluktan sonra eleğini duvara asmış olması. Maçın hiçbir bölümünde etkin gözükmeyen sarı-kırmızılılar, neredeyse net diyebileceğimiz bir pozisyon üretemeden Kadıköy'den ayrıldılar. Maça başlayan Galatasaray on birinde Elmander'in Drogba ve Burak'la birlikte kendisine yer bulmuş olması futbol kamuoyunun geneli gibi beni de oldukça şaşırttı. Yerleşik sistem değişmeden (4-3-1-2) Sneijder'in bölgesinde oynayan İsveçli'nin bekleneni verememiş olması sürpriz değil ama ikinci 45 dakikada görüldü ki, sorun kendisinden kaynaklanmıyor. Bilindik görüntüsünden epey uzak oynayan Fatih Terim'in öğrencileri, belki de bu sezon ilk defa belirli bir strateji benimsememiş gibi futbol oynadılar. Ne topun arkasına geçip alanı savunabildiler ne de oyunu önde kabul edip Fenerbahçe defansına baskı yapabildiler. Böylesi dağınık bir görüntüde sarı-lacivertlilerin sazı ellerine almış olmasının yadırganacak bir tarafı yok.
Maç içinde verdiği vermediği kararlarla eleştirilerin odak noktası haline gelen Cüneyt Çakır ile ilgili düşüncelerimi daha önce başka maçlar vesilesiyle birçok kez yazdım. UEFA tarafından elit kategoride değerlendirilen ve açıkçası Avrupa'da yönettiği maçlarla bu değerlendirmenin hakkını veren Çakır, söz konusu Süper Lig olunca bir çeşit başkalaşım geçiriyor ve sıradan bir hakem oluveriyor. 22 kişilik elit kategoride Cüneyt Çakır'dan genç sadece iki hakem var ve bu da demek oluyor ki, daha uzun süre Avrupa'da üst düzey maçlar yönetecek bir hakemimiz. Ancak ligimizdeki baskıyı kaldıramayan Cüneyt Çakır'ın nasıl olup da Şampiyon Ligi'nde "buz adam" kesildiğini de merak etmiyor değilim. Gökhan Gönül'ün elle müdahalesinde doğruyu bulan Çakır, bilhassa Fenerbahçe'nin attığı ikinci golde Webo'nun Eboue'ye yaptığı bariz faulü göremedi. Elbette bu pozisyonun içinde kendisini yere atma konusunda sabıkalı Eboue'nin olması da hakemin kafasını karıştırmış olabilir ancak maçın ilk ve ikinci yarılarında Cüneyt Çakır'ın aynı pozisyonlara yaptığı birbirinden ters yorumları es geçemeyiz. Tüm bu tespitlerimize rağmen "Hakem hataları olmasaydı Galatasaray maça ortak olabilir miydi?" şeklinde bir soru soracak olsak, benim cevabım hiç düşünmeden "Hayır" olur. Sarı-kırmızılıların Fenerbahçe karşısındaki görüntüleriyle bu maçtan üç puanla ayrılmaları pek mümkün değildi.
Maçın sonunda gelişen olaylar ise tüm futbol kamuoyunun haftalardan beri yemeden içmeden elbirliğiyle yükselttiği gerilimin meyvesi(!). Nasıl bir ruh haliyle 1.70'lik Sabri 1.91'lik Volkan'a saldırabiliyor, milli takımdan iki arkadaş nasıl birbirlerine galiz küfürler edebiliyorlar ve etraflarındaki futbolcu grubu ne maksatla kavgayı ayırmak yerine yangına körükle gidiyorlar? Ya maç sonunda? Galatasaray yenildiği maçtan sonra neden Şükrü Saracoğlu Stadı'nın santra yuvarlağında toplanıp bir hafta önce kesinleşen ve bir hafta sonra kupasını alacağı şampiyonluğu kutluyor? Buna cevaben Fenerbahçe'li futbolcular tribünlerle paslaşarak sarı-kırmızılıları rencide edici tezahüratları neden yapıyorlar? Bence bu soruların mantıklı yanıtları olmadığını anladığımız gün, Türk futbolu için bir milat olacak.
32.HAFTANIN SEYRİ
Beşincilik maçının galibi Kayserispor
Spor Toto Süper Lig'de 33. karşılaşmasında Kasımpaşa evinde Kayserispor'a 2-1 yenilerek UEFA Avrupa Ligi'ne katılma şansını yitirdi. Konuk ekip Kayserispor'un golleri 7. dakikada Sefa ve 89. dakikada Bobo'dan gelirken Kasımpaşa'nın tek sayısını 84. dakikada Ibricic kaydetti. Alınan bu sonucun ardından Kayserispor puanını 49'a yükseltti, Kasımpaşa ise 47 puanda kaldı. Spor Toto Süper Lig'de 34. hafta karşılaşmalarında Kasımpaşa deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile karşılaşacak. Kayserispor ise evinde Beşiktaş'ı konuk edecek. Kayserispor - Beşiktaş maçı her iki takımın da Avrupa'daki rotalarını belirleme konusunda oldukça önemli bir karşılaşma olacak.
İkisi de ligde kaldı
Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında Gaziantepspor taraftarı önünde Sanica Boru Elazığspor'u konuk etti. Müsabaka öncesinde kent merkezindeki etkili yağış, maçın planlanan saatten 25 dakika geç başlamasına yol açtı. 90 dakika sonunda taraflar sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Ev sahibi ekibi öne geçiren golü 69. dakikada Bekir Ozan atarken, konuk ekibin golü 87. dakikada Sinan'dan geldi. Bilhassa Gaziantepspor maç içinde bulduğu çok sayıdaki müsait pozisyonu cömertçe harcadı. Bu sonucun ardından Gaziantepspor puanını 43'e, Sanica Boru Elazığspor ise puanını 42'ye yükseltti. Ayrıca bu sonuçla birlikte her iki takım da son hafta öncesi ligde kalmayı garantiledi.
Antalya'da sürpriz yok
Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında ligde herhangi bir iddiası bulunmayan Antalyaspor, küme düşmesi kesinleşen Orduspor'u kendi evinde ikinci yarıda bulduğu golle 1-0 mağlup etti. Akdeniz Üniversitesi Stadı'nda oynanan karşılaşmanın henüz ilk dakikalarında Orduspor'dan Selçuk Şahin 8. dakikada direkt kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. İkinci yarıya hızlı başlayan ev sahibi ekip beklediği golü 47.dakikada Ömer Şişmanoğlu ile buldu. Geriye kalan dakikalar karşılıklı ataklarla geçse de maçta başka gol olmadı ve kırmızı-beyazlı ekip karşılaşmadan 1-0 galibiyetle ayrıldı. 34.haftada Antalyaspor, Eskişehir deplasmanına konuk olurken, Orduspor ise evinde ligde kalma mücadelesini sürdüren Akhisar Belediyespor'u ağırlayacak.
