Fenerbahçe kaldığı yerden

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında Kadıköy'de ağırladığı Macar temsilcisi MTK Budapeşte'yi 2-0'lık skorla geçerken zorlanmadı. Gerek sezonun ciddi anlamdaki ilk maçı olması sebebiyle gerekse de çiçeği burnunda Teknik Direktör Luis Aragones'in sarı-lacivertlilere aşıladığı taktik düşünceyi görmek amacıyla milyonlarca futbolsever gözlerini bu maça çevirmişti.

Karşılaşmanın Fenerbahçe kulübü özelindeki yorumundan başka bir de Türk futbolunun gelişim eğrisiyle kesişen bir yönü var. Hatırlanacağı gibi iki ekip bundan tam 9 sene önce de karşı karşıya gelmişler ve o eşleşmeden galip ayrılan taraf Macar ekibi MTK olmuştu. Rıdvan Dilmen'in teknik adamlık kariyerine büyük ölçüde sekte vuran ama onun futbolun yorumculuk tarafında yıldızlaşmasına vesile olan olaylardan biri de bahsettiğimiz bu eşleşmeydi. Dahası da var, 1964'te zamanın Cup Winners Cup (Kupa Galipleri Kupası) organizasyonunda temsilcimiz bir kez daha Macar takımıyla eşleşmiş, o zaman turu geçen takımı Roma'da oynanan üçüncü maç belirlemişti. O maçı da 1-0 kaybetmiş ve tura veda etmiştik. Bu akşam maçı biraz da bu gözle izledim. Ve mutlulukla gördüm ki, Fenerbahçe adını MTK ile aynı klasmanda yazdıracak çizgiyi çoktan geçmiş. Son on yılda takımlarımızın gelişimine ve özellikle bu konuda bayraktarlığı yapan Fenerbahçe'nin büyümesine baktığımızda bir Türk futbolseveri olarak hem gururlanıyoruz, hem de mutluluk duyuyoruz.

Maça hırslı ve istekli başlayan Fenerbahçe'yi izleyen tüm gözler hemen Aragones'in temel stratejisini çözmeye koyuldular. Bu amaçla yapılan ilk tespitler Fenerbahçe'nin bu sezon futbolun temel prensiplerini sahaya daha fazla yansıtacağı şeklindeydi. Zico'nun taktik statükosundan sonra Aragones belki de Fenerbahçe'li futbol yorumcularına ilaç gibi geldi. Hiç kuşku yok ki, Fenerbahçe'yi bu yıl çok daha mantıksal bir kurgu içinde izleyeceğiz. Yerine göre çift santrfor arkası Alex oynarken kimi zaman da orta sahayı Emre vasıtasıyla güçlendirip, buradan hücuma destek verecek Aragones'in talebeleri. Fenerbahçe'nin yeni futbolundaki bir başka temel husus da maçlar içinde çokça oyuncu değişikliği izleyecek olmamız. Avrupa Futbol Şampiyonası'nda da gördüğümüz üzere Aragones, maçın gidişatı ve skor tabelasına göre kendisini garantiye alacak müdahaleleri kaçıncı dakika olursa olsun yapabilen bir teknik adam. Bu genel olarak doğru bir strateji olsa da kimi maçlarda futbolun özündeki sürprizlere davetiye çıkarabilir. Sözün özü, Luis Aragones Fenerbahçe'nin başında "ne yapacağı önceden kestirilebilir" bir teknik adam portresi çizeceğe benziyor.

MTK maçı özeline geçecek olursak, orada bahsedilebilecek çok fazla şey yok. Yazının başında da dediğimiz gibi Macar takımı Fenerbahçe'ye rakip olmaktan çok uzak. Bir futbol mucizesi yaşanmazsa da geçen yıl çıtayı Sevilla, Inter, Chelsea klasmanına çekmeye çabalayan ve flaş sonuçlar alan temsilcimize bu turda elenecekler. Pek çok yorumcu tarafından orta saha zaafiyeti doğurduğuna inanılan "diamond" dizilişe sahip Fenerbahçe orta sahasıyla maçın hiçbir bölümünde mücadele edemediler. Bu arada Aragones'in Fenerbahçe'sinde kanat organizasyonlarına daha fazla önem verildiğine ve Colin Kazım'ın bu oyun planı ve zayıf rakibin etkisiyle yıldızlaştığına dikkati çekelim. Roberto Carlos ve Selçuk'un MTK ağlarına gönderdiği iki golle Fenerbahçe kendini garantiye aldı ancak attığından çok daha fazlasını kaçırdı. Şahsi kanaatim Macaristan'daki rövanşta temsilcimiz sahadan daha da farklı bir skorla ayrılabilir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016