Fed’in şifreleri…
SERHAN YENİGÜN - Finansinvest
Zehirli, ancak kararında kullanıldığında faydalı bir ilaç olacağı düşünülerek Fed tarafından ABD ve dünya ekonomilerinin damarlarına verilen likiditenin ne derece fayda verdiği soru işareti olarak kalmayı sürdürüyor. Ancak, her tedavi gibi bu likidite enjeksiyonunun da artık sona erdirilmesi gerekmekte. Lafı fazla dolandırmayalım, küresel piyasalar cennet günlerini geride bırakacak. İşler, artık 2009 – 2012 dönemi kadar kolay yürümeyebilir. Maalesef bu konuda anahtar yine Fed’in elinde. Labirentte yolunu bulmaya çalışan yatırımcılar her veriyi ve mesajı şifre çözer gibi ele almayı sürdürecek. Eylül ayından sonra ise veriler mi, likidite mi daha güçlü göreceğiz. Rahat bir nefes için Fed’in somut şekilde kararlarını açıklaması gerekiyor.
İhtiyaç duyulan bu netleşme için, 2014 yılının ilk çeyreğinde Fed Başkanlığı’nı bırakması beklenen Bernanke’nin yerine kimin geleceği de önem taşıyor. Çoğunluk, Bernanke’nin yardımcılarından Janet Yellen’ın göreve gelmesi halinde likidite programının piyasalar incitilmeden sonuçlandırılabileceğini düşünüyor. İçeriden bir isim olan Yellen’ın, gevşek parasal koşullara destek veren ve inanan bir isim olduğu biliniyor. Ne var ki, Yellen tek aday değil.
Yellen ile taban tabana zıt fikirlere sahip olmasa da, bir diğer aday olan Lawrence Summers’ın mevcut likidite programını etkisiz bulması ve “enflasyon yaratmadığı sürece devam edebilir” olarak nitelemesi tedirgin edici. Açıkça bu yönde mesajlar vermese de, Summers olası Fed başkanlığında piyasa hassasiyetini gözetmeden likidite programını sonlandırabilir. Şu an böyle bir tehdit algısı fiyatlanmıyor. Ancak, Summers’ın başkanlık için öne çıkması piyasalarda huzursuzluk yaratabilir. Summers’ın bu süreçte takınacağı tavır ise kritik olacaktır. Ilımlı mesajlar vermesi kaygıları hafifletebilir ve kendisine yönelik şüpheleri azaltabilir. Nadir olarak adı gündeme gelen başka adaylar olduğunu da belirtelim.
Coğrafi olarak sadece ABD’nin derdi gibi görünen konu, küresel çapta da önemle takip edilecek bir belirsizlik sunuyor. Eğer, küresel piyasaları besleyen likiditenin “hızlı” geri çekileceği algısı oluşursa gelişmekte olan ülke varlıkları geçici, fakat etkili bir şekilde bundan olumsuz etkilenecektir. Hareketli geçeceği kesin olan bir sonbahar – kış dönenime gireceğiz. Eldeki kazanımların korunması bu dönemde önem kazanabilir. Nihai noktada ise, Türk varlıklarının uzun vadeli değer yaratma potansiyeline inandığımızı ve bahsettiğimiz gündemin geride kalması ile yurtiçinde yeniden cazip yatırım fırsatlarının doğacağını düşünüyoruz. Nasıl bir volatilite yaşanırsa yaşansın, sular durulduğunda TL ve TL cinsi varlıklarda pozisyonlarını koruyan ve artıran yatırımcıların 2014 – 2015 dönemine kazanç elde edebilecekleri bir portföyle gireceklerini tahmin ediyoruz. EM (gelişen ülke piyasaları) için küresel görünümün pozitif kalmaya devam ettiğini de belirtelim.