FED’in önceliği istihdam artışı

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

FED Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin iki gün süren toplantısında aylık bono alımları miktarının 65 milyardan 55 milyara düşürülmesi kararı alındı. FED Başkanı Janet Yellen’in önceki konuşmalarından zaten bu yönde bir karar bekleniyordu. Yellen, iyileşme sürmekle birlikte ekonominin desteğe hala ihtiyacı olduğu görüşünde. FED Başkanı’na göre, istihdamın artması ve enflasyonun yüzde 2 olarak belirlenen hedefe yaklaşması için daha yapılacaklar var. FED basın açıklamasında, tüketim harcamaları ve sabit sermaye yatırımlarındaki artışa rağmen işsizlik oranının hala yüksek oluşuna dikkat çekilerek; hedefin altında seyreden enflasyonun ekonomi için risk oluşturabileceği görüşüne yer veriliyor. Açıkça dile getirilmese de, bazılarının düşündüğünün aksine deflasyon riski gözden uzak tutulmuyor. 

Büyük Resesyon’un ortaya çıktığı 2008’den bu yana FED Açık Piyasa İşlemleri Komitesi’nin para politikasına ilişkin aldığı kararlarda, işgücü piyasasındaki gelişmeler hep belirleyici olmuştur. Başkan Yellen, ABD ekonomisinin performansına ilişkin değerlendirmelerde sadece işsizlik oranının dikkate alınmasının yanıltıcı olabileceğini söylemişti. 2009 sonbaharında yüzde 10’a ulaşan işsizlik oranı yüzde 6.7’ye gerilemekle birlikte, işgücüne katılım oranındaki azalma dikkatlerden kaçmıyor. Bu azalmada demografik gelişmelerin dışında ekonomik krizin de payı vardır. ABD ekonomisinde geçtiğimiz yılın son üç aylık döneminde geçici rakamlarla büyüme yüzde 2.4. Ekonomi üçüncü çeyrekte yüzde 4.1 oranında büyümüştü. Yılın genelinde ise, büyüme yüzde 1.9. 2012’deki yüzde 2.8 oranındaki büyüme ile karşılaştırıldığında ciddi bir gerileme söz konusu. 

Obama tarafından FED Başkan yardımcılığına aday gösterilen Stanley Fischer, FED’in fiyat istikrarı ve yüksek istihdam dışında finansal istikrardan da sorumlu olması gerektiğini söylüyor.  Büyük Resesyon’dan sonra ABD siyaset ve ekonomi çevrelerinde FED’in görev tanımının finansal istikrarın korunmasını kapsayacak biçimde genişletilmesi tartışılan bir konu. Peki, kimin için finansal istikrar? Amerikalı bazı yetkililerce daha önce merkez bankalarının öncelikle kendi ülkelerinin ekonomilerinden sorumlu oldukları söylenmiş olsa da, tüm ekonomilerin birbirleriyle entegre oldukları günümüz dünyasında finansal istikrar olgusunun global düzeyde ele alınması kaçınılmaz. Geçmişte yaşananlar, bir ülkede çıkan krizden diğerlerinin etkilenmemesinin zor olduğunu gösterdi. FED’in para politikasındaki değişikliğin küresel finans sisteminin istikrarını ne şekilde etkileyeceği henüz bilinmiyor. Fischer’in finansal istikrara ilişkin açıklaması, öncelikle ABD ekonomisi için yapılmış olsa da, dünya ekonomisindeki gelişmelerin büsbütün yok sayılacağı anlamına gelmemektedir. Para politikası alanında dünyanın önde gelen akademisyenleri arasında yer alan Fischer, merkez bankalarının ekonomik krizlerden çıkışta önemli işlevlerinin olduğu görüşünde. Dünya Bankası Başekonomistliği ve IMF’deki Başkan Yardımcılığı görevlerinin ardından 2002-2005 yılları arasında Citigroup’un İkinci Başkanlığı’nı yapan Fischer, 2005’den 2013’ün Temmuz’una kadar İsrail Merkez Bankası Başkanı olarak görev yapmaktaydı. Fischer, Ben Bernanke ve ECB Başkanı Mario Draghi’nin de hocalığını yapmış bir akademisyen. Fischer’in Başkan Yardımcılığı görevine aday gösterilmesi, FED’in Obama sonrası dönemdeki para politikası konusunda da önemli ipuçları veriyor. Beklentiler, Fischer’in görevinin Senato tarafından onaylanacağı yönünde. Yellen-Fischer döneminde istihdamın para politikasının oluşturulmasında ağırlığı muhtemelen artacaktır. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016