Fed’in ardından GOÜ grubu

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Öncelikle söze neden bu kadar sık aralıklarla Fed konuştuğumuzu açıklayarak başlamak gerekiyor. Elbette ki Fed’in dışındaki dünyaya da bakıyoruz. Globalleşmenin sınırsızlığına dair tartışmaların öne çıktığı bu dönemde başka şansımız da yok. Ancak, Fed’in, ECB ve BOJ’un yeri ayrı. Önemli bir üçlüden bahsediyoruz. Aldıkları/alacakları para politikası duruşu kararları aralarında bizim de olduğumuz hem yabancı para cinsinden borçlu hem de fon akımlarına ihtiyaç duyan ülkeler açısından kritik pozisyonda. Daha doğru tanımlama ile ‘elzem.’ Unutmadan; aklınıza sadece gelişmekte olan ülkeler grubu gelmesin. Gelişmişler için de fon akımı önemli ancak gelişenler ölçeğinde değil. Risk algısı, beklenti kanalı ve tüketim üzerinden daha çok etkileşim oluyor.

Gelelim esas konuya. Fed’i konuşuyoruz ve emin olun yılın ağırlıklı bir zaman diliminde de konuşmaya devam edeceğiz. Şimdi hikaye gelişmekte olan ülkeler nezdinde özelleştirilebilir. Görünen o ki Fed’in yaptığı duruş değişikliği ve özellikle de bilançoya dair yönlendirmesi gelecek 6 ay içerisinde GOÜ grubunda para politikası ayarlamalarının aşağı yönlü gelişimine izin verecek. Diğer iki destek de ekonomik ivmesi zayıflayan Çin ve Euro Bölgesi cephelerinden gelecek. Böylece, hafta içerisinde (Perşembe günü) Hindistan Merkez Bankası (RBI)’nın attığı 25bp faiz indirimi adımı grubun diğer üyelerine de sirayet edebilir. Tekrarlayalım; RBI hamlesi önemlidir. Sinyal etkisi taşımaktadır. Göz ardı edilmemelidir.

Peki, handikap kısmına da kafa yormak gerekmez mi? Gerekir. En önemli ayrıntı hatta çizmeye çalıştığımız senaryoda oyun değiştirici faktör konumundaki gelişme olası ‘risk algısı’ değişimidir. İki farklı kanal üzerinden gerçekleşmesi söz konusu olabilir. i) ABD ve Çin arasında devam eden ticarete dayalı görüşmelerin 1 Mart tarihinde anlaşmazlık ile sonuçlanması. ii) Global büyümedeki yavaşlamanın sanılanın daha doğrusu umut edilenin ötesinde bir ivme ile gerçekleşmesi. İki maddenin sonucu gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımı ve muhtemel para politikalarını etkiler mi? Tartışmasız evet.

Şimdilik beklentilerimizi ek problem başlığı gelmeyeceği senaryo üzerine kurarak devam edelim. Tayland, Brezilya ve Meksika’nın para politikası duruşlarında değişiklik olmadı. Hindistan ise sinyali verdi. Başlık altında şunu da belirtelim; Nisan-Mayıs döneminde Hindistan seçime gidiyor ve Başbakan Modi tarım desteğinden bütçenin bir miktar genişlemesine kadar adımlar atıyor. Son dönem içerisinde Hint bonolarındaki satışın açıklaması da bu. 10 yıllık tahvilde yüzde 7.60-yüzde 7.30 arası dalgalanma devam ediyor.

Toparlayalım. Büyük resimden yerele doğru gelerek aslında Türk para politikasının da ‘diğer şartlar sabitken’ ne yönde evrilebileceğini anlatmaya çalıştık. Ocak ayı gelişmiş ve gelişmekte olan ülke varlıkları açısından gerçekleşen primlenme eğilimi ile dikkat çekti. 3 Ocak ile 30 Ocak arasında dolar endeksinin yüzde 1 gerilemesi gelişmekte olan ülke para birimlerine yüzde 3’e yakın yükseliş fırsatı tanıdı. Bu dönemde lira yüzde 5’e yakın değerlenerek emsallerinden ayrıştı. 31 Ocak sonrası dönemde ise dolar endeksi ve parite Ocak ayındaki hareketi kadar performans sergiledi. Lira hali hazırda yüzde 2 civarı kadar olumlu duruyor. Beklentiler henüz içerisi için bozulmuş değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019